Uyuşmazlığa konu sözleşmede, müteselsil kefil sıfatıyla yer alan davacının isminin karşısında bulunan imzanın davacıya ait olup olmadığının tespiti, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken bir konu olmadığı gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren, bu nedenle de bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunlu olacağı-
Dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık,infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ile buna uygun gerekçeli kararın oluşturulması gerekeceği-
Mahkemenin yeni bir delile veya bilgiye dayanması, ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olgunun yanında veya dışında yeni bir hukuki olguya dayanarak ve gerekçesini de bu yeni hukuki olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması hallerinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği-
Mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olguyu değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği-
Mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek araştırma yaparak veya gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği-
Davalının isminin O. olmasına rağmen O. olarak tebligat yapılarak usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan karar verilmesinin doğru görülmediği-
6100 sayılı HMK’nın 103.maddesinde sulh mahkemelerindeki davaların adli tatilde görülecek davalar arasında sayılmadığı, tebliğ tarihi itibariyle yürürlüğe girmiş bulunan ve adli tatilin sürelere etkisini düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 104.maddesi uyarınca adli tatil içerisinde dolan temyiz sürelerinin adli tatilinin bittiği günden itibaren bir hafta uzayacağı-
Mahkemenin yeni bir delile veya bilgiye dayanması, ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukuki olgunun yanında veya dışında yeni bir hukuki olguya dayanarak ve gerekçesini de bu yeni hukuki olgu yönünde değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceğinden,yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın, yeni bir hukuki olguya dayalı, yeni hüküm niteliğinde olacağı-
D.çeler aşaması tamamlandıktan sonra öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, 6100 sayılı HMK 137 ve 140 maddelerine göre ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi gerekirken, ön inceleme işlemlerinin dosya üzerinden yapılarak tahkikat duruşmasına geçilmesi ve esas hakkında karar verilmesinin doğru olmayacağı-
Ek davanın ya asıl dava kesinleştikten sonra ya da zamanaşımını kesmek gibi amaçlarla asıl dava kesinleşmeden önce açılabileceği-