Davalının yargılama aşamasında davaya karşı çıkması ve mahcuz araç üzerindeki haczin kaldırılması için herhangi bir girişimde bulunmaması halinde davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle, tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
Tavzih yolu ile kesinleşmiş olan hükmün sınırlandırılamayacağı, genişletilemeyeceği ve değiştirilemeyeceği-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemeli, ancak yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozma sonrası dosyaya giren yeni bir delile ve bu anlamda yeni bir maddi olguya dayalı olarak verilmiş yeni hüküm niteliğinde olup kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi , Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire'ye ait olması gerekeceği-
Dava tarihinde hukuken taraf ehliyeti bulunan kişi adına, ehliyetsizliğinden bahisle evladı tarafından, kendisi taraf gösterilerek baba adına tescil isteği ile açılan tapu iptal ve tescil davasında, yargılama sırasında babanın ölmüş olması nedeniyle diğer mirasçıların davaya dahil edilmeleri veya TMK' nun 640. maddesi uyarınca terekeye temsilci atanması suretiyle davaya devam edilebileceği-
6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 432. maddesinin 1. Fıkrasına göre; Asliye Hukuk Mahkemesince verilecek kararların temyiz süresinin tebliğ tarihinden itibaren 15 gün olduğu-
Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi bakımından, gerekçesiz olarak tutuklama ve tutuklamanın devamına dair verilen kararın "kanunun açık hükmünün ihlal edilmek" suretiyle verilmesi nedeniyle hakimin sorumluluğuna dayanıldığı; bu itibarla davanın hukuki niteliğinin, Hakimlerin sorumluluğunu düzenleyen 6100 sayılı HMK 46 (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573) ve devamı maddeleri hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimi bakımından, gerekçesiz olarak tutuklama ve tutuklamanın devamına dair verilen kararın kanunun açık hükmünün ihlal edilmek suretiyle verilmesi nedeniyle hakimin sorumluluğuna dayanıldığı; bu itibarla davanın hukuki niteliğinin, Hakimlerin sorumluluğunu düzenleyen 6100 sayılı HMK 46 (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573) ve devamı maddeleri hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekeceği,14 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 6110 sayılı Kanunun Geçici Madde 2/1-a bendi uyarınca “12/01/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girinceye kadar, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 573'üncü maddesindeki sebeplere dayanılarak açılacak tazminat ve rücu davalarında; Hâkimlerin bir soruşturma, kovuşturma veya davayla ilgili olarak yaptıkları işlem, yürüttükleri faaliyet veya verdikleri her türlü kararlar nedeniyle Devlet aleyhine açılan tazminat davalarının, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; … açılıp, ilk derece mahkemesi sıfatıyla görüleceği-
Mahkemece, kısa kararda '' eski hükümde direnilmesine'' denilerek önceki karara atıf yapılmakla yetinilmesi, usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmadığından, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa kararın ve buna uygun gerekçeli kararın oluşturulması gerekeceği-.
Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemesi ile Kartal Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin yetki değil iş bölümü ilişkisi olduğu-
Dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerekeceği-