Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemeli, ancak yerel mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; bozma sonrası dosyaya giren yeni bir delile ve bu anlamda yeni bir maddi olguya dayalı olarak verilmiş yeni hüküm niteliğinde olup kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi , Hukuk Genel Kurulu’na değil, Özel Daire'ye ait olması gerekeceği-

Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Borçka Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 23.02.2010 gün ve E:2008/107, K:2010/48 sayılı kararın incelenmesi davalı banka vekili tarafından istenilm ...