Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ticari davalardan olmadığı, mahkemece, asliye hukuk mahkemesinin görevli olması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın genel mahkemelerde görülmesi gerektiği; mahkemece davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken "tüketici mahkemesi" sıfatıyla bakılmasının isabetsiz olduğu-
Zamanaşımının alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden “dava edilebilme” niteliğinden yoksun kalınmasını ifade ettiği- Alacağın salt zamanaşımına uğramış olmasının, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmadığı, bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerektiği- Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak nitelendirildiği- Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlı olduğu, bu nedenle taşınmazların harici, başka bir deyişle resmî şekle uyulmaksızın satışının geçersiz olup bu şekilde yapılmayan sözleşmelerin mülkiyetin nakli sonucunu doğurmadığı- Geçersiz sözleşmelerde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde verdiklerini iade ile yükümlü iseler de, harici taşınmaz satış sözleşmelerinde satıcının kararlaştırılan şekilde tapuda ferağ vermeye yanaşmayıp ifayı da imkânsız hale sokacak şekilde taşınmazı üçüncü kişiye devretmesi halinde alıcının ferağ ümidinin son bulduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde sözleşme bedelinin iadesini isteyebileceği-
Davacı, dava dışı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden davalı yüklenici tarafından inşa edilen siteden satın aldığı bağımsız bölümünde ayıplı ve eksik iş nedeniyle uğradığı zararın tazmini iddiasına dayalı alacak isteminde bulunduğundan, davalı yüklenici ile tüketici davacılar arasındaki davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Görev hususunu inceleyen bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz yoluna başvurulmasının mümkün olmadığı-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede davacı yüklenici, %60 ses desibel izolasyonunu sağlayacağını taahhüt ettiği halde, bilirkişi raporu da ses desibel seviyesinin %49,4 oranında gerçekleştirildiği belirtildiğinden davalı iş sahibi dosyaya ibraz ettiği 05.09.2011 tarihli satış sözleşmesi ile 1.500,00 TL bedel karşılığında yeni desibel metre cihazı alarak belediyeden canlı müzik ruhsatını alabildiğini savunduğundan yüklenicinin hak ettiği iş bedeli 20.273,00 TL'den, ayıbın giderimi için alınan yeni desibel metre cihazının bedeli 1.500,00 TL düşülerek bulunan 18.773,00 TL'ye yeniden KDV ilave edilmeksizin, ispatlanan ve ihtilâfsız olan 7.000,00 TL ödemenin mahsubu sonucu kalan 11.773,00 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Bozma ilamında, geriye etkili fesih ve müdahalenin meni talepleri bozma kapsamı dışında bırakıldığı ve bu konuda usuli kazanılmış hak oluştuğu halde, bu talepler için red kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Yüklenicinin imalat bedeli istemi ile fesih talebi birlikte ifaya konu edilemeyeceğinden, imalat bedelinin depo edilmediği gerekçesiyle, fesih talebinin reddinin hatalı olduğu- Bilirkişi rapor ve ek raporunda, imalat bedeline yönelik inceleme yeterli olmadığından, konusunda uzman yeni bir bilirkişi veya bilirkişi heyetinden, yerinde keşif yapılarak, dava konusu taşınmazda yapılan imalatın imar mevzuatına, ruhsat eki projesine uygun olup olmadığı, arsa sahiplerinin ileride yararlanıp yararlanamayacakları, yani yapılan imalatın işe yarar olup olmadığı konusunda rapor alınması ve sonucuna göre imalat bedelinin tahsili veya reddine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığı tarihte, belediyenin arsada hissedar olduğu ve davalının gönderdiği bu ihtarların temerrüde düşürücü nitelikte olmadığı kabul edilmişse de; ortaklığın giderilmesi dava dosyasından, belediyenin sözkonusu hisseyi encümen kararı ile diğer paydaşlara sattığı, ancak tapuyu henüz almadıkları belirlendiğinden, taraflar arasındaki sözleşmenin baştan geçersiz kabul edilmesi ve anılan ihtarnamelerin temerrüde düşürücü nitelikte olmadığının kabulünün mümkün olmadığı ve sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesinde davalının kusurlu olduğunun tespitinin hatalı olduğu- Sözleşmeye konu taşınmaz, dava dışı arsa sahiplerince açılan ortaklığın giderilmesi davası sonucu satılasıyla, dava konusu sözleşmenin ifası imkansız hale gelmiş olduğundan, kusur durumuna bakılmaksızın taraflar arasındaki sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğinin tespitine karar verilmesi gerektiği-
Yapı kooperatifleri tacir olarak kabul edilmemiş olduğu- Davacı şirket ile davalı kooperatif arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın, kooperatif ile üye arasında bir uyuşmazlık olmadığı, TTK. mad. 4 uyarınca, her iki tarafın tacir olduğu ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işlerinden kaynaklanan bir uyuşmazlığın da bulunmadığı bu nedenle "davaya bakma görev ve yetkisinin ticaret mahkemesine ait olduğuna" dair verilen kararın hatalı olduğu-
Davacının ıslah yoluyla istediği ve mahkemece hüküm altına alınan kalemlerin ödendiği iddia ve ispat edilemediğinden, davacının bu bedeli talep hakkı henüz doğmamış olup erken açılan davanın reddi gerektiği-
