Dairemizden geçen seri haldeki dosyalardan davalı Eshot Genel Müdürlüğü' nün asıl işinin bir bölümünde kendi işçilerini çalıştırmaya devam ederken aynı işte norm kadrosunun 10 katı kadar şirket işçilerini de çalıştırdığı, alınacak işçilerin seçiminin ve sınavların Eshot Genel Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü ve sınavdan geçemeyen işçilerin şirket tarafından işe başlatılmadığı, işçilerin çalışacakları yer ve saatlerin Eshot Genel Müdürlüğü tarafından belirlendiği, Eshot’un taşıtlarının, garajının ve bakım onarım birimlerinin kullanıldığı, iş sözleşmesinin feshi yönündeki disiplin soruşturmalarının Eshot tarafından yürütülerek feshin gerekmesi halinde şirkete işçinin iade edildiği ve bu şekilde işten çıkarıldığı, bu aşamaya kadar şirketin işçilerin idaresine ve çalışmalarına yönelik hiçbir işleme katılmadığı idarenin tamamen Eshot tarafından yürütüldüğü hususları bir arada değerlendirildiğinde davalılar Eshot Genel Müdürlüğü ve şirket arasındaki ilişkinin “hizmet alımı değil işçi teminine” muvazaaya dayalı olduğu- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin muvazaalı işlemin tarafı kabul edilemeyeceği;İzmir’de ulaşım hizmetlerinin İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yerine getirilmesi nedeniyle davacının husumette yanılarak davayı Eshot Genel Müdürlüğü yanında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne de yönelttiği, hasımda yanılmanın kabul edilebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla İzmir Büyükşehir Belediyesi hakkındaki davanın husumetten reddi gerektiği; yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği-
Somut olayda, davacı, asıl işveren davalı şirket ile alt işveren İ... D... Temizlik A.Ş. ile arasındaki hizmet alımının muvazaalı olduğunu iddia ederek alacak talebinde bulunduğu ve bu talebine dayanak olarak da emsal mahkeme kararlarını sunduğu, yerel mahkemece, davanın reddine karar verildiği, ancak alt işveren- asıl işveren arasındaki hizmet alım sözleşmesinin içeriğinin ve ihale edilen işin ne olduğu, davacının fiilen hangi işi yaptığı, fabrikanın asıl işinde çalışıp çalışmadığı, bu çalışmanın süreklilik arz edip etmediği ve işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı hususunun açıklığa kavuşturulmadığı, dolayısıyla davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabul edilmesi gerektiği-
Davalılar arasında işçi temine yönelik bir ilişki sözkonusu olup geçerli bir alt işverenlik ilişkisinin mevcut  olmadığı- alt işverenin de işveren sıfatını taşıması ve kendi organizasyonunun bulunması gerektiğinden ve işin yapılması için gerekli bütün donanım ve organizasyon diğer davalıya ait olduğu görüldüğünden, Belediye Kanunu’nun 67. maddesi anlamında toplu taşıma işinin alt işverene verilmesinin de sözkonusu olmadığı- İş Kanunu’na 5538 sayılı Kanunla eklenen fıkralar, muvazaayı dışlayıp geçersiz bir alt işverenlik ilişkisini geçerli kabul etmeyi sağlayacak içeriğe de sahip olmadığından, bu düzenlemelerde hukuka uygun bir alt işverenlik ilişkisinin kamu kurumları açısından bazı sonuçlarının özel olarak düzenlenmiş olduğu-  Davalılar arasında hukuka uygun bir alt işverenlik ilişkisi olmadığına dair iki adet iş müfettişi raporuna karşı yapılan itirazlar mahkemeler tarafından kesin olarak reddedildiğinden, iş müfettişi raporundaki belirlemelerin söz konusu dava dosyalarının kuvvetli delil niteliği taşıdığı- Davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunmadığı ve kayden ... işçisi olarak görünen davacının, başından itibaren .... işçisi olmasına rağmen muvazaanın olmadığına ilişkin gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece muvazaanın varlığının kabulü ile davacının davalı ...’nin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlanması için gerekli diğer şartların mevcut olup olmadığı, talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
Davalılar arasında işçi temine yönelik bir ilişki sözkonusu olup geçerli bir alt işverenlik ilişkisinin mevcut  olmadığı- alt işverenin de işveren sıfatını taşıması ve kendi organizasyonunun bulunması gerektiğinden ve işin yapılması için gerekli bütün donanım ve organizasyon diğer davalıya ait olduğu görüldüğünden, Belediye Kanunu’nun 67. maddesi anlamında toplu taşıma işinin alt işverene verilmesinin de sözkonusu olmadığı- İş Kanunu’na 5538 sayılı Kanunla eklenen fıkralar, muvazaayı dışlayıp geçersiz bir alt işverenlik ilişkisini geçerli kabul etmeyi sağlayacak içeriğe de sahip olmadığından, bu düzenlemelerde hukuka uygun bir alt işverenlik ilişkisinin kamu kurumları açısından bazı sonuçlarının özel olarak düzenlenmiş olduğu-  Davalılar arasında hukuka uygun bir alt işverenlik ilişkisi olmadığına dair iki adet iş müfettişi raporuna karşı yapılan itirazlar mahkemeler tarafından kesin olarak reddedildiğinden, iş müfettişi raporundaki belirlemelerin söz konusu dava dosyalarının kuvvetli delil niteliği taşıdığı- Davalılar arasında geçerli bir alt işverenlik ilişkisi bulunmadığı ve kayden ... işçisi olarak görünen davacının, başından itibaren .... işçisi olmasına rağmen muvazaanın olmadığına ilişkin gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemece muvazaanın varlığının kabulü ile davacının davalı ...’nin taraf olduğu toplu iş sözleşmelerinden yararlanması için gerekli diğer şartların mevcut olup olmadığı, talep ettiği alacaklara hak kazanıp kazanmadığının değerlendirilmesi gerektiği-
5393 s. Belediye Kanunu mad. 67 uyarınca, “Belediyede belediye meclisinin, belediyeye bağlı kuruluşlarda yetkili organın kararı ile sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler süresi ilk mahallî idareler genel seçimlerini izleyen altıncı ayın sonunu geçmemek üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürülebilleceği"- Davacının yaptığı işin esas itibariyle, sayaç okuma, su açma kapama, sayaç sökme, takma, rezerv kontrol vs. olduğundan, Belediye Kanununun 67. maddesi hükmü gereği, sayaç okuma ve sayaç sökme-takma işleri ile ilgili hizmetler ihale sözleşmesi kapsamında alt işverene gördürülebilecek işlerden olup, hizmet alımına ilişkin sözleşme kapsamından işçi temini yoluna gidildiğinden de söz edilemeyeceği ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İşçinin ücretini ve çalışma süresini bilmesi gerektiği varsayımı ile ihbar ve kıdem tazminatının belirli olduğunu düşünmenin isabetli olmadığı, izin ücreti bakımından da durumun aynı şekilde olduğu- Fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarının da davanın başında belirlenmesinin mümkün olmadığı- İşçilik alacaklarına ilişkin davanın belirsiz alacak davası olduğu-
Somut uyuşmazlıkta, davacı vekilinin muvazaa iddiasına dayalı olarak bir kısım alacaklar ile fazla çalışma ücreti alacaklarının tahsilini talep ettiği, davalının gerçek işveren olduğu iddiasına dayalı davada, olası gerçek işverendeki emsali işçinin ücreti ve diğer haklarının işçi tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, bu itibarla davacının iddiaya konu ücret, ikramiye, ilave tediye ve yemek yardımı alacaklarının belirli olduğundan söz edilemeyeceği- Davacının fazla çalışma yaptığı iddiaları işverenden sadır olan yazılı bir delil veya puantaj kaydına dayanmadığı için yargılama ile gerçek durumun belirleneceği ve fazla çalışmanın varlığı halinde mahkemece taktiri indirim uygulanacağı, bu itibarla fazla çalışma ücreti alacaklarının bu yönüyle de belirli olarak nitelendirilmesinin doğru olmadığı, öte yandan, davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının dava dilekçesinde açıklandığı, dava dilekçesinde sözü edilen her bir alacak kalemi için ne kadar talep edildiği açıklanmaksızın toplam 5.000,00TL olarak talepte bulunulduğu, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ise “kısmi dava açılmasında yasanın aradığı unsurlar ve hukuki yarar” şartının gerçekleştiğini açıkladığı, davaya konu işçilik alacaklarının tamamının belirsiz olduğu anlaşılmakla, dava dilekçesindeki alacaklardan her biri için ne miktarda talepte bulunulduğunun açıklatılması, davacı vekilinin dava ve temyiz dilekçesindeki beyanları mahkemece değerlendirilmesi ve belirtilen esaslar dahilinde davanın belirsiz alacak davası mı yoksa kısmi dava mı olduğu hususunun öncelikle tespit olunması gerektiği-
Davacının askerlik süresinin kıdem süresine dahil edilebilmesi için, davalı üniversitenin alt işvereni nezdinde çalıştığı anlaşılan davacının işvereni olarak gösterilen şirketler ile davalı Üniversite arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunun tespit edilmesi gerektiği, aradaki ilişkinin muvazaalı olmaması halinde davacının isteminin kabul edilemeyeceği-