Mahkemece hizmet alım sözleşmeleri getirtilip muvazaa yönünde delillerin de toplanılıp ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti halinde davacının başlangıçtan itibaren davalı Belediye'nin işçisi kabul edilerek iş güvencesi hükümlerinden yararlanabileceği, alt işverenlik sözleşmesinin geçerli olduğunun tespiti durumunda, alt işveren olan davalı şirkette fesih tarihi itibarı ile 30'dan az işçi çalıştığı ve davacının iş güvencesi kapsamında kalmadığı gözününe alınarak, muvazaa tespiti halinde ise feshin geçerli olup olmadığının tartışılması ve feshin geçersizliğinin tespiti halinde ve ilk kararın davacı tarafça temyiz edilmemesi sonucu ortaya çıkan müktesep hakların da gözetilerek hüküm kurulmamasının hatalı olduğu-
Davacının tam olarak ne iş yaptığı, davacının çalışmasına dayanak hizmet alım sözleşmelerinin hukuka uygun olup olmadığı, davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, ihale edilen işin belediyenin asli işlerinden olduğunun tespiti halinde 5393 Sayılı Kanuna göre belediyenin asli işlerinin alt işverene verebilmesi mümkün bulunsa dahi genel muvazaa kriterlerine göre yine de asıl-alt işveren ilişkinin hukuka uygun bulunup bulunmadığının yöntemince irdelenmesi gerektiği- Davacı belediyenin kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı idareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceği hususlarının tespit edilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacının, Belediyede çalışmaya başladığı tarihten itibaren sigortalı gösterildiği işverenler ile davalı Belediye arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığının araştırılmalı, varsa bu sözleşmelerin temin edilmesi, uzman bilirkişiler ile işyerinde keşif yapılmak suretiyle davacının tam olarak ne iş yaptığı, davacının çalışmasına dayanak oluşturan hizmet alım sözleşmelerinin hukuka uygun olup olmadığı, davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, ihale edilen işin Belediyenin asli işlerinden olduğunun tespiti halinde 5393 s. Kanun'a göre belediyenin asli işlerini alt işverene verebilmesi mümkün ise de, genel muvazaa kriterlerine göre yine de asıl-alt işveren ilişkisinin hukuka uygun olup olmadığının yöntemince irdelenmesi gerektiği- Davacının belediyenin kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususlar açıklığa kavuşturularak özellikle yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı, yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Mahkemece, davacının Belediyede çalışmaya başladığı tarihten itibaren sigortalı gösterildiği tüm işverenler ile davalı Belediye arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa bu sözleşmelerin temin edilmesi, uzman bilirkişiler ile işyerinde keşif yapılarak ve gerekirse tanıkları yeniden dinlenerek davacının tam olarak ne iş yaptığı, davacının çalışmasına dayanak oluşturan hizmet alım sözleşmelerinin hukuka uygun olup olmadığı, davacının hizmet alım sözleşmesine uygun olarak çalıştırılıp çalıştırılmadığının belirlenmesi, ihale edilen işin Belediyenin asli işlerinden olduğunun tespiti halinde 5393 sayılı Kanuna göre belediyenin asli işlerini alt işverene verebilmesi mümkün ise de genel muvazaa kriterlerine göre yine de asıl-alt işveren ilişkisinin hukuka uygun olup olmadığının yöntemince irdelenmesi gerektiği- Davacının belediyenin kadrolu işçileri ile aynı işi yapıp yapmadığı, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmanın işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onu bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususların açıklığa kavuşturulması ve özellikle de yüklenici şirketin, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi gerektiği-
Sağlık Bakanlığına ait Araştırma Hastanesinde “malzeme dahil yemek pişirme kahvaltı hazırlama dağıtım ve sonrası hizmetleri” hizmet alımı sözleşmesi bakımından Çalışma Bakanlığı Müfettişleri tarafından yapılan incelemede, İş Kanunu’nun 2. maddesi hükümlerine uygun olarak alt işverenlik ilişkisi kurulduğu ve muvazaalı bir ilişkinin söz konusu olmadığının belirlendiği-  Geçerli bir asıl işveren alt işveren ilişkisinde işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçisi sayılmalarının mümkün olmadığı- İş Müfettişliği raporunda da asıl işveren alt işveren ilişkisinin geçerli olduğuna ilişkin tespite rağmen, rapora itiraz edilmemesi halinde işçilerin baştan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacağı şeklindeki ibarenin hatalı olduğu- Bu yönüyle de tavzih isteğinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Asıl işverenle birden fazla alt işveren arasında yapılan sözleşmelerin muvazaalı olduğu tespiti yapılmış ve sadece alt işverenlerden biri itiraz etmiş ise, itirazın sadece itiraz eden alt işveren yönünden değerlendirilmesi, itiraz etmeyen diğer işverenler yönünden karar verilmemesi gerektiği- Müfettiş raporlarına karşı itirazın dava yolu ile yapılabileceği, dava konusu yapılan müfettiş raporu davacılar arasındaki hukuki ilişkinin vasfını ve sonuçlarını değiştirecek olup davacıların müfettiş raporuna itiraz etmelerinde hukuki yarar olmadığının kabulü isabetsiz olacağı-
İş Müfettişi raporunda muvazaanın tespit edilmesi ve rapora itiraz edilmediğinden muvazaa tespitinin kesinleştiğinin kabul edebilmesinin hatalı olduğu- Sadece davacı tanıklarının beyanı ile de sağlıklı bir sonuca varılamayacağı- Mahkemece öncelikle, davalılara ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirketlerin ana sözleşmeleri, şirketlerin adres ve ortaklarını gösterir belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden getirtilerek, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve eklerinin istenmesi, İş Müfettişleri rapor ve eklerinin tamamının getirtilmesi, konusunda uzman 3 bilirkişiden oluşacak heyet ile işyerinde keşif yapılarak ve bilirkişilere işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, davacının işyerinde tam olarak ne iş yaptığı, yaptığı işin davalı . ...Şirketinin asıl işi mi yoksa yardımcı işi mi olduğu, asıl işi ise uzmanlık gerektirip gerektirmediği, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacı ile aynı işi yapan asıl işveren ....Şirketi işçisi bulunup bulunmadığı, hizmet alım sözleşmesinin işçi temini amacı taşıyıp taşımadığı, alt işveren işçilerinin emir ve talimatları kimden aldığı, işçi alma ve çıkarmada kimin yetkili olduğu, alt işveren şirketin davalı .....Şirketi ile arasındaki hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyeri kapanmasını gerekçe göstererek çıkışlar yaptığı da dikkate alındığında alt işveren şirketin ekonomik ve hukuki bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davacının çalıştığı işyeri dışında başka bir işyeri ya da davalı ....şirketi dışında çalıştığı bir şirket, yapmış olduğu bir hizmet alım sözleşmesi ya da aldığı bir ihale olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre muvazaa konusunda bir karar verilmesi gerektiği- Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gerektiği- Davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi nedeniyle alt işveren şirketin işe iadenin mali sonuçlarından asıl işveren ile birlikte sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, ancak bu şirkete yönelik davanın husumetten reddine karar verildiğinin belirtilmesi ve sendikal tazminata yönelik hükümde tazminatın ödenmesinin hem işverence işçinin süresi içerisinde işe başlatılmaması şartına tabi kılınması hem de işverenin işçiyi süresi içinde işe başlatıp başlatmama şartına bağlı olmaksızın bu tazminatın ödenmesi gerektiğinin belirtilmesinin çelişkili olup, infazda tereddüt yaratacağı-
Muvazaanın tespiti halinde bu yönde hazırlanan müfettiş raporu ilgililere bildirileceği ve ilgililerin 30 iş günü içinde yetkili iş mahkemesine itiraz edebilirleceği- İş Müfettişliği tarafından hazırlanan muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin tespit edildiği rapora ilgililerin süresi içinde itiraz etmemesi ya da mahkemece muvazaalı işlemin varlığına dair hüküm kurulması, verilen kararın kesinleşmesi halinde, alt işverenliğe dair tescil işlemi iptal edileceği ve bu halde alt işveren işçilerinin başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçileri sayılacağı-
Davacı işçi, "davalının hizmet alımı yaptığı şirketler aracılığı ile asıl işte çalıştırıldığını, alt işveren şirketlerle davalı arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunu ve bu nedenle başlangıçtan itibaren gerçek işvereninin .... A.Ş. olduğunu" öne sürdüğünden, mahkemece, hizmet alım sözleşmesinin eki teknik şartname temin edilerek, davacının yaptığı ve ihale edilen asıl işin uzmanlık gerektirip gerektirmediği, yaptırılan iş yönünden davacıya emir ve talimatların kim/kimler tarafından verildiği, araç-gereçlerin nasıl temin edildiği, asıl işverenin gözetim ve denetim yükümlülüğünü aşacak boyutta ve özellikle yüklenici firmaların işverenlik sıfatını ortadan kaldıracak, onları bordro ya da kayden işveren durumuna sokacak hususların olup olmadığı üzerinde durularak bu hususlar açıklığa kavuşturulmalı ve özellikle de yüklenici şirket ortaklığının, işyerinde davalı İdareden ayrı ve bağımsız olarak kendine özgü organizasyon yapısı oluşturup oluşturmadığı, hukuki, fiili ve ekonomik bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davalı İdareden başka ticari faaliyetleri bulunup bulunmadığı yani salt davalı İdareye hizmet vermek amacıyla hareket edip etmediği, aralarındaki ilişkinin işçi temini niteliğinde kabul edilip edilmeyeceğinin tespit edilmesi, dosyada aldırılan iki rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve sonucuna göre davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olup olmadığı hakkında bir karar verilmesi gerektiği- Hükümde, "davacının hangi davalıya ait işyerinde işe iadesine karar verildiğinin belirtilmemesi", "davacının davalı işyerinde 5 yılın altında kıdem süresi bulunmasına karşın, işe başlatmama tazminatının miktarının 4 ay yerine 8 ay olarak belirlenmesi" ve "karar başlığında unvanların eksik yazılmasının" isabetsiz olduğu-
Asıl işin bir bölümünde işletme ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerin alt işverene devredilebilmesinin mümkün olduğu- İşletmenin ve işin gereği ancak teknolojik nedenler var ise söz konusu hükümdeki şartlar gerçekleşmeden asıl işin bölünerek alt işverene verilmesi halinde, asıl işveren-alt işveren ilişkisinin geçersiz olacağı- Hizmet alımı yapma ile bu hizmetin yürütülmesi için personel (işçi) temininin farklı olgular olduğu- Bir alt işverenin bir asıl işverenden sözleşme ile üstlendiği mal veya hizmet üretimi için belirli bir organizasyona, uzmanlığa ve hukuksal bağımsızlığa sahip olmadığı durumlarda kısaca üretim ya da hizmet sunumuna ilişkin ekonomik faaliyetin bağımsız yönetimi üstlenilmemişse asıl işveren alt işveren ilişkisinden çok olayda, asıl işverene işçi temini söz konusu olacağı-