İptali istenen işlemi yapan davacının annesi hayatta olduğundan, davacı tarafından annesinin vesayet altına alınması yönünde de bir dava açıldığı ve halen derdest bulunduğu anlaşıldığına göre; HMK.'nun 115. maddesi çerçevesinde, dava şartı noksanlığının yargılama sırasında giderilebilme olasılığı gözetilerek vesayet davasının sonuçlanmasının beklenmesi, olumlu sonuçlanması ve TMK.'nun 462/8. maddesi hükmü gereği vesayet makamından da izin alınması halinde yargılamaya devam edilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Davacının davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı söylenemeyeceğinden davacı yönünden öncelikle TMK'nun 462/8 maddesi hükmü uyarınca vesayet makamından dava için izin alınması ve bu usuli işlemin gerçekleştirilmesini takiben davada ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayanıldığı için, hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerinin toplanması, 2659 Sayılı Yasanın 7 ve 16 maddeleri gereğince Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınması, davacı Hüsamettin'in ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde Borçlar kanununun 28. (6098 s. TBK. mad. 36.) gereğince bir değerlendirme yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davanın hukuki ehliyete haiz gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılması, gerçek kişilerin hukuki ehliyetten yoksun bulunması halinde kendisine atanacak vasinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 462/8. maddesi hükmü uyarınca dava için husumete izin alındıktan sonra vasi tarafından açılması gerektiği-
Davanın hukuki ehliyete haiz gerçek ve tüzel kişiler tarafından açılması, gerçek kişilerin hukuki ehliyetten yoksun bulunması halinde kendisine atanacak vasinin TMK. 462 uyarınca dava için husumete izin alındıktan sonra vasi tarafından açılması gerektiği- Husumetin dava şartı olduğu, başlangıçta olmayan dava şartının sonradan tamamlanması halinde davanın sürdürülebilir hale geleceği tüm içtihatlarda öğretilerde benimsendiği- Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin açılan dava da, temlik yapan ve adına dava açılan B.'nin vesayet altına alınması konusunda Adana 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/1991 Esas sayılı dava açıldığı bildirilmiş, anılan davanın akibetinin beklenmesi, vasi atandığı taktirde öncelikle vasiye tebligat yapılması ve vesayet makamından davaya izin alınmasının sağlanması bu şekilde usuli işlemlerin tamamlanıp tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delillerin toplanması ondan sonra işin esası bakımından bir karar kurulmasının gerektiği-
Taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından (6100 s. HMK. m.114/1-d) olduğu ve bu hususun kamu düzeniyle ilgili olduğu- Davalı-davacının "ruhsal rahatsızlığı" ileri sürülerek, bu iddia dosya arasındaki bir kısım delille de doğrulanmış olduğundan, mahkemece TMK. mad. 405 ve HMK. mad. 56/1 uyarınca davalı- davacının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse TMK. mad. 462/8 uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği-
Ruhsal rahatsızlığı ileri sürülmüş olan davacının, vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılması, gerekirse TMK. mad. 462/8 uyarınca işlem yapılması ve sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerektiği
Dava kesinleşmeden davacının kısıtlanarak vesayet altına alındığı, bu durum karşısında davanın TMK’nun 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından izin alınmak suretiyle yürütülmesi ve kamu düzeni ile ilgili olan bu hususun kesinleşmeyen davada gözetilmesi gerekeceğine göre, anılan usuli işlemlerin ikmalinden sonra işin esası yönünden değerlendirme yapılarak karar verilmek üzere hüküm bozulmasının gerekeceği-
Temliki yapan ve hukuki ehliyetten yoksun olduğu mahkeme kararı ile kesinleşen kişinin dava açıldığı tarihte sağ olduğu, davanın Türk Medeni Kanununun 405 ve devamı maddelerince atanmış, TMK' nun 462/8 maddesi uyarınca husumete izin yetkisi almış vasi tarafından açılmadığı, dolayısıyla “ aktif dava ehliyetine" ilişkin dava şartının gerçekleşmediği düşünülse de, işin kamu düzenini ilgilendirmesi ve vasi atanmasına ilişkin davanın da davacı tarafından açılmış olması karşısında HMK'nun 52. maddesinde belirtilen dava şartı niteliğindeki kanuni temsil eksikliği giderileceğinden, aynı Kanunun 30. maddesinde belirtilen usul ekonomisi gözetilerek atanan vasiye ihbarı suretiyle vasinin husumete izin kararı aldıktan sonra davaya katılımı sağlanmak suretiyle (TMK'nun 462/8 )yargılamaya devam edilerek işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Dava, kısıtlı A.K. adına vasi H.K. tarafından açıldığına ve yargılama aşamasında vasi değiştirildiğine göre "yeni atanan vasiye tebligat yapılarak davada yer almasının sağlanması" böylece taraf teşkili temin edildikten sonra işin esası bakımından gerekli araştırma ve inceleme yapılarak bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmadığı gibi kabule göre de davanın ilk açılmasından sonra 4721 sayılı TMK. 462 uyarınca dava için vesayet mahkemesinden gerekli iznin alınmasının gerektiği-