• “1998 ve 1999 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     «Madde 462 - Yürürlükteki Kanunun 405 inci maddesini karşılamaktadır.

    Ancak ikinci bende “diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi” ifadesi eklenmiştir.

    Üçüncü benddeki “Alelade idare ihtiyaçları haricinde inşaat” yerine “olağan yönetim ihtiyaçları sınırını aşan yapı işleri” deyimi kullanılmıştır.

    Maddenin altıncı bendindeki “bir yıl veya daha uzun süreli ürün kirası...” hükmündeki “ürün kirası”, yürürlükteki maddede “arazi kirası” olarak geçmektedir. Bu değişiklikle “arazi” sözcüğü yerine “ürün” sözcüğü kullanılmıştır. Böylece buraya sadece bir yıl veya daha uzun süreli taşınmazların değil, koşulları varsa taşınırların da ürün kirası dahil edilmiştir.

    Maddenin sekizinci bendindeki “husumet” sözcüğü yerine “dava açma” sözcüğü kullanılmıştır. Açılan davadan vesayet altındaki kişiyi temsilen vasinin davayı yürütmesi için ayrıca vesayet makamından izin almasına gerek olmadığından buraya eklenmesine gerek duyulmamıştır.

    Yürürlükteki maddenin dokuzuncu bendinde, sadece miras taksim söz-leşmesi izne tâbi tutulmuşken, yeni düzenlemede bu hükme ayrıca “miras payının devri sözleşmeleri” de dahil edilmiştir. Zira miras taksim sözleşmesi yeni deyimiyle “paylaşma sözleşmesi” kadar önemli olan, vesayet altındaki kişinin miras payının devri sözleşmelerinin, vesayet makamının izninden bağışık tutulmasının haklı bir gerekçesi olamaz.»



  • “1984 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘Madde 386 - Madde, yürürlükteki Kanunun 405. maddesini karşılamaktadır. Tasarıda 2 numaralı bende “hak ve değerlerin alımı, satımı” ile “taşınırlarla diğer hak ve değerlerin rehni” hususlarının sulh hâkiminin iznine tâbi olması ilâve edilmiştir.

    3 numaralı bende yürürlükteki hüküm aynen alınmış olmakla beraber yürürlükteki 4. bendde yer alan “ödünç verilmesi ve alınması” hallerine de bu bendde yer verilmiştir.

    Yürürlükteki metnin 6. bendi tasarıya 5. bend olarak alınmış ve bir ayırım yapılmaksızın iki yıl ve daha uzun süreli kiralar sulh hâkiminin iznine bağlı kılınmıştır.

    Yürürlükteki metnin 8. bendinde yer alan “husumet” deyimi yerine tasarının 7. bendinde “dâva ve savunma” ibareleri kullanılmış ve böylece metin usul hukukuna uygun hâle geti-rilmiştir.

    Yürürlükteki metnin 9. bendinin yerini tasarıda 8. bent almış ve mal rejimi sözleşmesi ve mirasın paylaştırılması hâlleri gibi “miras payının devri”ne ilişkin sözleşmenin de sulh hâki-minin iznine tâbî olması kabul edilmiştir.

    Yürürlükteki maddenin 10. bendi tasarının 9. bendi ola-rak düzenlenmiştir.

    Yürürlükteki maddenin 11, 12 ve 13. bentlerinin dili sadeleştirilmek suretiyle tasarıda 10. bent olarak düzenlenmiş-tir.

    Yürürlükteki maddenin 14. bendinin dili sadeleştirilerek tasarıda 11.bent olarak düzenlenmiştir.

    Yürürlükteki metindeki “sulh mahkemesi” deyimi yerine “sulh hâkimi” deyimi konulmuştur.’:

    B. İzin

    I. Sulh hâkiminden

    Madde 386 - Aşağıdaki hallerde sulh hâkiminin izni gereklidir:

    1. Taşınmazların alımı, satımı, rehnedilmesi ve onlar üzerinde başka bir aynî hak kurulması.

    2. Olağan işletme ve yönetim ihtiyaçları dışında kalan taşınır veya diğer hak ve değerlerin alımı, satımı, devri ve rehnedilmesi,

    3. Hâl ve şartlara göre olağan sınırlar dışında kalan yapı işleri, ödünç verilmesi ve alınması,

    4. Kambiyo taahhütü altına girilmesi,

    5. Taşınmazlara ilişkin iki yıl veya daha uzun süreli kira sözleşmeleri yapılması,

    6. Vesayet altındaki kişinin bir san’at veya meslekle uğ-raşması,

    7. Acele hallerde vasinin geçici tedbirler alma yetkisi saklı kalmak üzere, dâva ve savunma, sulh, tahkim ve konkordato yapılması,

    8. Mal rejimi sözleşmeleriyle mirasın paylaştırılması ve miras payının devri sözleşmeleri,

    9. Borç ödeme güçsüzlüğünün beyan edilmesi,

    10. Vesayet altındaki kişi hakkında hayat sigortası ve çıraklık sözleşmesi yapılması, onun bir eğitim, bakım veya bir sağlık kurumuna yerleştirilmesi,

    11. Vesayet altındaki kişinin yerleşimyerinin değiştirilmesi.”


  • “1971 Tasarısı”ndaki Gerekçe

     

    ‘1) Terim ve ifade: Terimler öteki maddelere uygun duruma getirilmiş, ifade sadeleştirilmiştir. Özellikle kenar başlıktaki (izin) tabiri yerine (onam) terimi kullanılmış ve maddenin başında da aynı terime yer verilmiş böylece hukuk dilimize yerleşmiş olan (onam) ve (onay) terimleri, yukarıda gerek evlâdedinmeye dair olan 254 ve 256 ncı maddelerde, gerek karının kocası yararına borç altına girmesine dair olan 169 uncu mad-dede olduğu gibi 405 ve 406 ncı maddelerde de kullanılmak suretiyle, kanunda bu hususta terim birliği sağlanmıştır. Evvelce de belirtildiği gibi (onam) başta alınan izin ve rıza (onay) ise sonradan verilen icazet ve tasdik anlamındadır ki bunlar resmî hukuk dilimizde çoktanberi yerleşmiş olan terimlerdir.

    (1) numaralı bentteki (aynî bir hak tesisi) yerine (aynî yükümler kurulması) deyimi daha doğru görülmüştür; zira kira sözleşmesinin tapu kütüğüne şerh verilmesi durumunda bir aynî hak tesis edilmediği halde şerh süresi için bir aynî hüküm kurulmuştur. Nitekim Medenî Kanunun Almanca metninde (Dingliche Belastung) denilmektedir ki bunun Türkçesi (Aynî yüküm) dür.

    (2) numaralı bentteki (menkulâtın) tabiri doğru değildir. İsviçre Medenî Kanununun bu maddesinin Almanca metni (öte-ki malî değerlerin) demekte isede Türkçemizde bunu olduğu gibi kullanmaya imkân yoktur. Bu sebeple (öteki malların) tabiri uygun görülmüş ve Almanca aslında mevcut olmayan (ihtiyaç) kelimesi çıkarılarak bu bent maksada ve aslına uygun duruma getirilerek (öteki malların olağan yönetim ve işletme gereğinden olmayan) biçimine konulmuştur. Bundan başka yine ikinci ben-din şimdi yürürlükte bulunan metninde rehinden hiç bahsedilmediği halde, (rehnedilme) durumu da, İsviçre aslında olduğu gibi buraya eklenmiştir; zira vesayetlinin taşınır mallarının ve değerli kâğıtlarının rehnedilmesi de birçok sakıncalar doğu-rabilen önemli bir işlemdir.

    (3) numaralı bentteki (ihtiyaç) kelimesi kaldırılmış ve bunun yerine Almanca aslına uygun olarak (yönetim işleri) denilmiştir.

    (4) numaralı bentte bir değişiklik yoktur.

    (5) numaralı bent, yukarıda 379 uncu maddenin (8) numaralı bendi için gösterilen gerekçe uyarınca değiştirilip (ticarî senetlerle taahhüt altına girme) biçimine konulmuştur.

    (6) numaralı bentte ifade düzeltilmiş, (icar) ve (isticar) tabirlerinin her ikisini de kapsayan (kira) terimi kullanılmış ve koyu Arapça olup çok eskimiş olan ve pek seyrek kullanılmakta bulunan (akar) terimi yerine de genel bir deyimle (taşınmazlar) terimi kabul edilmiştir.

    (7) numaralı bentte ifade açıklanmış ve vesayet bahsinin başından beri kullanılagelmekte olan (vesayetli) terimi (vesayet altında bulunan kimse) kelimelerinin yerini, almış, ayrıca ya-sakoyucunun maksadı bir meslek veya san’atla tek başına uğ-raşma durumunu düzenlemek olduğu için bu bende (kendi başına) kelimeleri eklenmiştir.

    (8) numaralı bendin bugünkü metninde sanki burada yazılı hususlar dışında vasî tarafından alınması gereken geçici tedbirler varmış gibi bir anlam çıkmaktadır. Gerçi vasinin, vasilik görevini devralırken defter tutma, değerli eşyanın saklanması gibi bazı tedbirleri hemen alması gerektiği yukarıda 382 ve 383 üncü maddelerde emredilmiştir. Bu 405 inci maddenin sekizinci bendi o tedbirleri gözönünde tutmakla birlikte, özellikle bentte yazılı olan dava, savunma, sulh, tahkim ve konkordato işlemlerini de çok ivedi durumlarda, geçici bir çözüme bağlıyarak her men vasîlik makamına bildirmesi öngörülmüş-tür. Meselâ bir davanın açılması için vasilik makamının onamı alınmak gerekince, son gün olduğu için dava zamanaşımına uğrayacaksa, vasi davayı hemen açarak bundan vasilik maka-mına daha sonar haber verecek ve onun onayını alabilecektir.

    (9) numaralı bendin bugünkü metninde bulunan (evlen-me mukavelesi) deyiminden (evlenme akdi, yani nikâh) anlamı çıkabileceğinden yukarıda karı koca arasındaki mal rejimlerine ait 170 inci maddenin gerekçesinde açıklanan sebepler dolayısiyle bu deyim (karı koca mal rejimi sözleşmesi) deyimiyle değiş-tirilmiştir.

    (10) numaralı bentteki (aciz) yerine, öteki maddelerde kullanıldığı gibi (güçsüzlük) denilmiştir.

    (11) numaralı bentteki (vesayet altında bulunan kimse) yerine yukarıda olduğu gibi kısaca (vesayetli) terimi konul-muştur.

    (12) numaralı bentteki (çıraklık mukavelesi) deyimi çok özel ve dar bir anlam taşıdığından bunun yerine, maddenin Almanca aslında olduğu gibi (.... bir meslek ve san’atta yetiştirilmesine dair sözleşme) denilmiştir.

    (13) numaralı bentteki (terbiye veya muavenet müessesesi) yerine de, İsviçre aslında olduğu gibi (eğitim, bakım ve sağlık kurumu) kelimeleri konulmuştur.

    (14) numaralı bent yeni bir ikametgâh edinilmesinden bahsetmektedir ki, bu da, İsviçre aslına uygun olarak (vesayet-linin ikametgâhının değiştirilmesi) şekline konulmuştur.

    2) Biçim değişikliği, yoktur.

    3) Hüküm değişikliği: Bu maddenin iki numaralı bendine eklenmiş olan (rehnetme) işleminden başka maddede herhangi bir kural değişikliği yapılmamış, terim değişiklikleri ve düzeltmeler ise yukarıda her bent için ayrı ayrı açıklanmıştır.’:

     

    «B. Onam,

    I. Vasilik makamı tarafından.

    Madde 405 - Aşağıdaki konularda vasilik makamının onamı gereklidir;

    1- Taşınmazların alım-satımı, rehnedilmesi ve bunlar üzerinde başkaca aynî yükümler kurulması;

    2- Öteki malların olağan yönetim ve işletme gereğinden olmayan alım satımı ve rehnedilmesi;

    3- Olağan yönetim işleri sınırını aşan yapı işleri;

    4- Ödünç verme ve alma;

    5- Ticarî senetlerle taahhüt altına girme;

    6- Bir yıl ve daha çok süre için yapılan ürün kirası ve taşınmazlar üzerinde üç yıl ve daha çok süre için yapılan bayağı kira;

    7- Vesayetlinin bir san’at veya meslekle kendi başına uğ-raşması;

    8- İvedi durumlarda vasi tarafından geçici tedbirler alınması durumu saklı olmak üzere, dava  ve savunma, sulh, tahkim ve konkordato yapılması;

    9- Karı koca mal rejimi sözleşmesi ve miras paylaşımı sözleşmesi yapılması;

    10- Borç ödemekten güçsüzlük beyanı;

    11- Vesayetlinin hayatı üzerine sigorta sözleşmesi yapılması;

    12- Vesayetlinin bir meslek veya san’atta yetiştirilmesine dair sözleşme yapılması;

    13- Vesayetlinin bir eğitim, bakım veya sağlık kurumuna yerleştirilmesi;

    14- Vesayetlinin ikametgâhının değiştirilmesi.”