Ön inceleme duruşmasında ön incelemeye ilişkin uyuşmazlık tespiti yapılmadan, sulh tamamlanmadan, deliller toplanmadan karar verildiğinden ön inceleme aşaması tamamlandıktan tahkikat aşamasına geçilip duruşma açılıp tarafların iddia ve savunmada bulunmalarına imkan sağlandıktan sonra tarafların tüm delilleri toplanarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece öncelikle davalının dava dilekçesinde bildirilen adresine davetiyenin çıkartılması ve bilinen bu en son adresini tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligatın yapılmaması halinde, davalının adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligatın gönderilmesi gerekirken; Tebligat Kanununun 10/2. maddesi göz ardı edilerek, doğrudan adres kayıt sistemindeki adreste yapılan tebligatın Tebligat Yasasının 21/2 maddesinde belirtilen usule uygun olduğunun düşünülemeyeceği- Usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği, aksinin yapılan uygulamanın, savunma hakkının kısıtlamış olacağı- 
Bilirkişi raporuna atıfın kararın gerekçeli olduğunu göstermeyeceği- Muvazaa tespiti davası ile işkolu tespiti davalarının farklı davalar olduğu- Davalı iki bakanlığın harçtan muaf olduğu, peşin harç ve bakiye karar harcı yönünden muaf tutulduğu ancak başvuru harcı yönünden muaf tutulup tutulmadıklarının açıklanmadığı görülmüş olup, hükmedilen yargılama giderleri içerisinde başvuru harcının bulunup bulunmadığının, yine birleşen dava için yatırılan harçlardan muaf tutulup tutulmadıklarının bunların yargılama giderleri içerisine dahil edilip edilmediklerinin denetime elverişli şekilde belirtilmesi gerektiği-  Karar başlığında davalılar kısmında sendika ile şirketin iki kere tekraren yazılmasının usule aykırı olduğu-  İş kolu tespitine ilişkin davada sadece hizmet alım sözleşmelerini irdeleyen bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olmasının hatalı olduğu-
Kasko poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemi-
Emlak komisyonculuğu yaptığını, davalıların annesine ait 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazların satışı için vekaleten davalılarla 23.07.2009 tarihli "gayrimenkul aracılık sözleşmesi" yaptıklarını, ancak davalıların kendisini devre dışı bırakarak taşınmazların satışını gerçekleştirdiklerini, komisyon ücretinin ödenmesi amacıyla başlattığı takibe davalıların haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatına-
3. HD. 29.09.2016 T. E: 10530, K: 11408-
Davalı ile devre mülk satış vaadi sözleşmesi imzaladıklarını, anncak daha sonra hem devre mülkün yerini beğenmemesi hemde taksitleri ödemeye maddi günü yetmeyeceğini anlaması üzerine ihtar ile 14.04.2014 tarihinde söz konusu devre mülkü satın almaktan vazgeçtiğini, ancak buğüne kadar ihtarına cevap verilmediğinden sözleşmenin iptali ile ödemiş olduğu 500,00 TL ve sözleşme nedeniyle vermiş olduğu 40 adet senedin tarafına iadesine-
Dava konusu olup satışına karar verilen taşınmazın paydaşlarından ikisinin davadan önce öldüğü ve mirasçılarının davada taraf olmadıkları anlaşıldığından, mahkemece davalı iki paydaşın mirasçılık belgesine göre mirasçıları davaya dahil edilerek ve taşınmazın son tapu kaydı getirtilip tüm tapu malikleri davaya dahil edildikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
3. HD. 28.09.2016 T. E: 13948, K: 11356-
Tüzel kişi adına çıkarılan tebligatın, tüzel kişinin adresinde Tebligat Kanunu'nun madde 12 ve 13, Tebligat Yönetmeliği madde 20-21 hükümlerinde öngörüldüğü şekilde yetkili temsilcisine yapılacağı- Dava dilekçesinin tebliği için çıkarılan davetiye davalı şirkete " Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden T. Ç imzasına tebliğ olundu" şerhiyle tebliğ edildiği, davalıya çıkarılan duruşma gününü içerir tebligatın " Tebliğ adresinde aynı işyerinde daimi çalıştığını beyan eden A. K. imzasına tebliğ olundu" şerhiyle tebliğ edildiği görüldüğünden, davalıya yapılan geçerli bir tebligatın söz konusu olmadığı- Davalı tarafa usulünce tebligat yapılıp, taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-