Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı imalât nedeniyle doğan alacağın tahsiline ilişkin davada; bilirkişi raporu ile uzman görüşü ciddi şekilde çelişkiler içerdiğinden alınan bilirkişi raporu ile uzman görüşü arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilerek davalı yüklenicinin yaptığı imalatlarda ayıp bulunup bulunmadığı belirlenip, ayıp var ise bunun kullanım hatasından olup olmadığı belirlenip karar verileceği-
Davacının hangi alt işverenler nezdinde çalıştığı,bunların daha önce sonuçlanmış dosyalarda yer alan aynı alt işverenler olup olmadığı dahi dosya arasındaki evraktan anlaşılamadığından mahkemece hizmet alım sözleşmeleri,buna bağlı olarak teknik şartnamelerin, işin yürütümü sırasında tutulan puantaj gibi her türlü işyeri kayıtlarının getirtilmesi, gerekli tüm belgeler titizlikle toplanarak incelenmesi, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun 4. maddesinin, davacının yürüttüğü iş açısından alt işveren ilişkisinin kurulabilir olması açısından irdelenmes, muvazaa olgusunun tartışılması gerektiği- İşe iade davasının yalnızca asıl işveren veya alt işveren aleyhine açılması durumunda, mahkemece, davanın hemen reddedilmemesi, davalı olarak gösterilmeyen asıl işveren veya alt işverene davanın teşmili için davacı tarafa süre verilmesi, verilen süre içinde, diğer dava arkadaşına teşmil edilirse davaya devam edilmesi, aksi halde dava sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği-
Dava davalının yokluğunda neticelendirilmiş ise de, dava dilekçesinin davalıya usulsüz tebliğ edildiği görüldüğünden hükmün bozulması gerektiği-  Şahsın işyeri olarak belirtilen adreste bulunup bulunmadığı, <<adresten sürekli mi yoksa geçici mi ayrıldığı, adrese dönüp dönmeyeceği, dönecekse ne zaman döneceği<< belirtilmediğinden tebligatın usulsüz olduğu-
Davalı idare birleştirilen dava dosyasında davalı olup, idareye birleştirilen dava dosyasının dava dilekçesinin tebliği gerekirken asıl davaya ait dava dilekçesinin tebliğ edildiği anlaşılmakla, usulüne uygun taraf teşkilinin sağlandığından söz edilemeyeceği gibi, anılan davalı bakımından HMK'da belirtilen usul hükümleri yerine getirilmeksizin davanın esası hakkında hüküm kurulmasının Anayasa'nın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukuki dinlenilme hakkına da aykırı olduğu-
Mahkemece dava dilekçesi davalılara tebliğ edilmeden ön inceleme aşamasında evrak üzerinden aciz belgesi sunulmadığı gerekçesiyle tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Ortaklığın giderilmesi davasına konusu taşınmazların tamamı hakkında davalı tarafından diğer davalıya tapu iptali ve tescil davası açtığı anlaşılmakla, tapu iptali ve tescil davasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ceza mahkemesince alınan bilirkişi raporu ile hukuk mahkemesince alınan bilirkişi raporları arasında çelişki bulunması halinde, bu konuda taraf vekillerinin itirazları da dikkate alınarak gerekçeli ek rapor alınması gerektiği- Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesinin gönderilmemiş olması halinde davalının savunma hakkının kısıtlanmış olacağı-
Davalı şirkete dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir tebligat gönderilmediği, yargılamaya yokluğunda devam edilerek karar verildiği anlaşıldığından, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-