Taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinin karşılıklı olarak tebliğ edilmemesinin bilgilenme/bilgilendirme hakkının, bir başka deyişle adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde bulunduğu-
Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin haklı feshedildiği iddiası ile sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespiti ile sözleşme konusu malların iade ve teslimi talebine-
Tebligatla ilgili gerekliliğin yerine getirilmemesinin, davalının davaya karşı cevap verme, delil bildirme ve bunların toplanmasını isteme gibi, "adil yargılanma hakkı" kapsamındaki "hukuki dinlenilme" hakkının (HMK.m.27) ihlali sonucunu doğruracağı, o halde, davalıya HMK'nun 122.vd. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak dava dilekçesi tebliğ edilerek davaya ilişkin savunmasının alınması, göstereceği olası deliller toplanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesinin mahkeme hakimine ait olduğu, bu ilke ışığında, dava dilekçesindeki anlatımdan ve talep sonucundan, uyuşmazlığın, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece yapılacak işin, borçlu da davaya dahil edilerek takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırılarak tarafların tüm delilleri toplanarak, duruşma da açılmak suretiyle, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek sonucuna göre bir karar vermek olması gerekeceği-
Davalıya kusur ve tazminata ilişkin bilirkişi raporlarının usulüne uygun şekilde tebliği ile davalının savunma hakkını kullanması ve raporlara karşı varsa itirazlarını bildirmesinin sağlanması, itirazlarının değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, usulünce yapılmış tebligat olmadan ve davalının savunma haklarını da kısıtlar biçimde yargılamaya devam edilip yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Mahkemece, bilirkişi raporlarının davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmesi ve itiraz süreleri beklenerek davalının itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalının itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, 6100 sayılı HMK'nın 27., Anayasa'nın 36. ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. madde hükümlerine aykırı olarak kendisine usulüne uygun tebligat yapılmayarak savunma hakkı kısıtlanmış olan temyiz eden davalılara usulünce dava dilekçesi tebliğ edilip, ortaya koyacağı deliller toplanıp, savunmaları da dikkate alınarak bir değerlendirme yapılması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan davalıların yokluğunda yargılama yapılıp hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kıyılar özel mülkiyete konu olamayacak ise de, genel arazi kadastrosu sırasında kök parsel hakkında kadastro tespit tutanağı düzenlenerek tapu kaydı oluşturulduğu, ifrazlar, tevhitler ve satış yoluyla çekişmeli taşınmazın davacıların murislerine geçtiği bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK'nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacıların gerçek zararlarının karşılanması gerektiği-
; kesinleşen takip nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Davacı müşterek malik tarafından ileri sürülen ihalenin feshi sebeplerinin gerekçeleriyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ileri sürülen fesih nedenleri irdelenmeden ve gerekçelendirilmeden, hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Bozma ilamının ve daha sonraki işlemlerin davalı vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, davalı tarafa usulüne uygun şekilde bozma ilamının ve duruşma gün ve saatinin tebliği, bu suretle taraf teşkilinin temini gerekirken, davalı tarafın yokluğunda yargılamaya devam edilerek hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-