Davalı- karşı davacı vekilinin mazereti kabul edildiğinden, yeni duruşma günü ve saati bildirilerek, usulün davalı-karşı davacı vekiline tanıdığı hakların kullanılmasına olanak sağlanacağı- HMK mad. 27 hükmü dikkate alınarak hükmün verileceği-
Savunma dikkate alınmaksızın yukarıda belirtildiği şekilde hüküm kurulmuş olması ile hukuki dinlenilme hakkının ihlaline sebebiyet verildiğinden; mahkemece, tarafların iddia ve savunması dikkate alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Yargılama sırasında 35’e göre yapılan tebligatların ve gerekçeli kararın tebliğinin usulsüz olduğundan, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi gerektiği- Tebliğ zarfına usulünce düşülmüş bir şerh bulunmadan, tebliğ memurunca, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olmadığı- Usulsüz tebligatlara dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği ve hakim davanın taraflarını dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği-
Gerekçeli karar tebliğinin davalının bilinen en son adresine çıkarılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasının hatalı olduğu- Ayrıca davalı şirketinin ticaret sicilinde kayıtlı adresi re'sen araştırılıp belirlenen adrese daha önce tebligat çıkarılmadan, doğrudan davalı şirket adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılmasının usulüne uygun olmadığı-
Mahkemece, dava dosyasında taraflara tebligat çıkarılmadan ve ön inceleme duruşması açılmadan, tensip zaptı ile hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek dosya üzerinden karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı tarafından temyiz dilekçesinde icra takibine konu paranın kendi şahsi hesabından ödendiği ileri sürüldüğü, mahkemece bu hususlarda takibe konu paranın kim tarafından nasıl ve ne şekilde ödendiği dahi araştırılmadan sadece dava dilekçesindeki beyandan yola çıkılarak icra takibine konu paranın dava dışı şirkete ait olduğu kabulü ile yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yetkisizlik hususu resen gözetilemeyeceği- Dava hakkında bir karar verilmeden önce taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Tarafların dava dilekçesi veya cevap dilekçesi ile vakıalara ve tanık deliline dayanmaları halinde her bir tanığın ayrı ayrı hangi maddi vakıaya tanıklık ettiğini yazılı olarak bildirmemeleri durumunda her bir tanığın dayanılan bütün vakıalar hakkında beyanda bulunacağının kabulü gerektiği-
Evlat edinmede anne ve baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkin davanın dosya üzerinden -duruşma açılmaksızın- reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkin davada, mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerektiği, dosya üzerinden davanın reddinin hatlı olduğu-
Soybağının reddi ve babalık kararı verilmesi istemine ilişkin davanın duruşma açılarak, davalı taraf dinlenerek incelenmesi gerektiği-