Mahkemece; öncelikle dava dilekçesini davalı tarafa tebliğ ederek dilekçeler teatisi aşamasının tamamlanmasının sağlanması, iddia ve savunma çerçevesinde toplanacak tüm delillerin sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken, böylesine bir araştırma ve soruşturma yapılmadan yazılı şekilde hüküm verilmesinin doğru olmadığı-
Dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren davetiyenin tebliği işleminde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de ismini vermekten kaçınan ve hangi dairede oturduğu belirtilmeyen, "komşusuna" beyanı esas alınarak mahalle muhtarlığına yapılan tebligatın usulsüz olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan verilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekeceği-
Dava dilekçesi tüzel kişi davalıya "işyerinde daimi çalıştığını beyan eden sekreter ............." şerhiyle tebliğ edildiği, şirket yetkilisinin bulunup bulunmadığına dair beyanın alınmadığı, davalıya bu şekilde yapılan dava dilekçesi tebliğ işleminin usulsüz olduğu, davalının hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek taraf teşkili sağlanmadan işin esası incelenerek sonuca gidilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekeceği-
8. HD. 21.12.2017 T. E: 6542, K: 17364-
Davada, taraf teşkilinin usulüne uygun olarak tamamlandığından bahsedilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle; mahkemece, taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı tarafa süre ve imkan tanınması, taraf teşkili tamamlandıktan ve taraf delilleri toplandıktan sonra dosya içeriğine ve toplanacak delillere göre uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesi gerekirken, kamu düzeninden sayılan taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Şikayetçi tarafından ileri sürülen şikayet sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, gerekçe gösterilmeksizin şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiyenin, iş yerinde çalışan imzasına tebliğ edildiği, davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligat, usulsüz olup söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-
Mahkemece bilirkişi raporlarının tebliğinin yapılarak, davalı tarafça incelenmesine olanak sağlanması gerekirken, davalı tarafa raporlar tebliğ edilmeden davalı aleyhine hüküm kurulması bozmayı gerektirdiği-
Tebligat K. mad. 21 ve buna bağlı yönetmeliğin 30. maddesi gereği, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerektiği- Dava dilekçesi geçerli şekilde davalıya tebliğ edilmeden yargılama yapılarak hüküm verilmesinin davalının savunma hakkının kısıtlayacağı-
Sağlık sigorta poliçesi kapsamında ödenen tazminatın rücuan tahsili istemi-