Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-
Velayetin düzenlenmesinde asıl olanın, küçüğün yararının korunması ve geleceğinin güvence altına alınması olduğu ve mahkemece yargılama aşamasında taraflarca ileri sürülen iddiaların, meydana gelen yeni gelişmelerin göz önünde tutularak tüm delillerin büyük bir titizlikle incelenerek sonuca gidilmesi gererktiği- Davacı baba dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına karşın mahkemece davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için gerekli imkân tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Sadece pedagog tarafından düzenlenen uzman raporu dikkate alınarak bir değerlendirilme yapılmasının hatalı olduğu- Mahkemece davacı tanıkları dinlendikten ve aile mahkemesi bünyesinde bulunan "psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan" oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra diğer tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet hususunda bir karar verilmesi gerektiği-
Dava dilekçesi ekli duruşma gününü bildirir davetiyenin tebliği işleminde, muhatabın adreste bulunmadığı tespit edilmişse de, ilgilinin adreste bulunmama nedeni araştırılmadan ve isimden imtina eden komşunun hangi dairede oturduğu belirlenmeden mahalle muhtarlığına yapılan tebligatın usulsüz olduğu- Usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan verilen kararın bozulması gerektiği-
Muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkin davada duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılması gerektiği-
Bozma sonrası taraf teşkili sağlanmadan, mahkemece direnme ya da uyma kararı verilemeyeceği-
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne göre hâkimin davanın taraflarını dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hüküm veremeyeceği, mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Duruşma gününü bildirir tebligat davalı adına aynı konutta birlikte oturan şahsa tebliğ edilmiş olup, davalı adına tebligatı alan kişinin yakınlık derecesi de tebliğ evrakında gösterilmediğinden, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporları da davalıya tebliğ edilmeden hüküm tesis edildiğinden hükmün bozulması gerektiği-
Soyut ve Anayasa'nın ve HMK'nın amaçladığı unsurları taşımayan gerekçeyle işçilik alacaklarına ilişkin davada karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece yapılacak işin; taraflarca sunulan tüm delilleri birlikte değerlendirmek, sonucuna göre kabul sebebini içeren, tarafları doyurucu, hukuki denetimi mümkün ve özellikle Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren 6100 sayılı HMK'nun 297. ve 27. maddeleri de gözetilerek gerekçelerini açıkça kaleme aldığı anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte bir hüküm kurmak olması gerekeceği-
Temyiz dilekçelerinin hüküm veren mahkeme aracılığı ile karşı tarafa tebliğ edilmesi ve karşı tarafa temyiz dilekçesine karşı cevap verme ve karşı temyiz isteminde bulunmak hakkının tanınması gerektiği-