Gerekçeli karar tebliğinin davalının bilinen en son adresine çıkarılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip tebligatın buraya yapılması gerekirken, ilk seferde doğrudan Kanunun 21/2. maddesine göre tebligat yapılmasının hatalı olduğu- Ayrıca davalı şirketinin ticaret sicilinde kayıtlı adresi re'sen araştırılıp belirlenen adrese daha önce tebligat çıkarılmadan, doğrudan davalı şirket adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılmasının usulüne uygun olmadığı-
Mahkemece, dava dosyasında taraflara tebligat çıkarılmadan ve ön inceleme duruşması açılmadan, tensip zaptı ile hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek dosya üzerinden karar verilmesi doğru olmadığı gibi davacı tarafından temyiz dilekçesinde icra takibine konu paranın kendi şahsi hesabından ödendiği ileri sürüldüğü, mahkemece bu hususlarda takibe konu paranın kim tarafından nasıl ve ne şekilde ödendiği dahi araştırılmadan sadece dava dilekçesindeki beyandan yola çıkılarak icra takibine konu paranın dava dışı şirkete ait olduğu kabulü ile yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yetkisizlik hususu resen gözetilemeyeceği- Dava hakkında bir karar verilmeden önce taraf teşkili sağlanması gerektiği-
Tarafların dava dilekçesi veya cevap dilekçesi ile vakıalara ve tanık deliline dayanmaları halinde her bir tanığın ayrı ayrı hangi maddi vakıaya tanıklık ettiğini yazılı olarak bildirmemeleri durumunda her bir tanığın dayanılan bütün vakıalar hakkında beyanda bulunacağının kabulü gerektiği-
Evlat edinmede anne ve baba rızasının aranmamasına karar verilmesi istemine ilişkin davanın dosya üzerinden -duruşma açılmaksızın- reddedilmesinin isabetsiz olduğu-
Doğum tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkin davada, mahkemece, duruşma açılmak suretiyle inceleme yapılıp karar verilmesi gerektiği, dosya üzerinden davanın reddinin hatlı olduğu-
Soybağının reddi ve babalık kararı verilmesi istemine ilişkin davanın duruşma açılarak, davalı taraf dinlenerek incelenmesi gerektiği-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve iş yerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligat yasal düzenlemelere uygun olmadığından söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlanamayacağı- HMK mad. 27 uyarınca taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet edilmeden esas hakkında karar verilemeyeceğinden dava dilekçesi ve duruşma gününün davalı şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiğini-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-
Velayetin düzenlenmesinde asıl olanın, küçüğün yararının korunması ve geleceğinin güvence altına alınması olduğu ve mahkemece yargılama aşamasında taraflarca ileri sürülen iddiaların, meydana gelen yeni gelişmelerin göz önünde tutularak tüm delillerin büyük bir titizlikle incelenerek sonuca gidilmesi gererktiği- Davacı baba dava dilekçesinde tanık deliline dayanmasına karşın mahkemece davacı tarafa tanıklarını bildirmesi için gerekli imkân tanınmadan, hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu- Sadece pedagog tarafından düzenlenen uzman raporu dikkate alınarak bir değerlendirilme yapılmasının hatalı olduğu- Mahkemece davacı tanıkları dinlendikten ve aile mahkemesi bünyesinde bulunan "psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan" oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alındıktan sonra diğer tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle velayet hususunda bir karar verilmesi gerektiği-