Davalıya, davacı delil listesi ile birlikte usulünce meşruhat içerir tebligat yapılarak tanıkları için gerekli giderleri yatırmasının istenmesi ve sonucuna göre işlem yapılması gerektiği-
Davacı kadın tanıklarından A.K.’nun dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği ve mahkemece de bu tanığın dinlenmesi için davacıya kesin süre verilmediği halde, eksik incelemeyle davanın kabul edilip boşanma ve fer’ilerine hükmedilmesinin hukuki dinlenilme hakkını (HMK.Md.27) zedeleyen önemli bir usul hatası olduğu-
Dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin mazbata da muhatabın adreste bulunmama sebebi tevsik edilmediği; haber verilen en yakın komşunun imzası alınmadığı veya bu kişinin imzadan çekindiği hususunda tebligatta bir açıklama bulunmadığı;Teb.K. m.23/7) davalıya gönderilen dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğinin geçersiz olduğu; bu durumun hukuki dinlenilme hakkı (HMK. m. 27) kapsamındaki savunma hakkını zedeleyen önemli bir usul hatası olduğu-
Keşfe ilişkin gider avansının tamamının zamanında yatırılıp, yatırılmaması sonuca etkili olmayıp, verilen keşfin yöntemine uygun olarak verildiğinin kabulüne olanak bulunmadığı, buna bağlı olarak verilen kesin sürenin de HUMK.nun 163.maddesi anlamında kesin süre niteliğini taşımadığı-
HUMK. mad. 414 (HMK. mad. 324) gereğince, taraflara istedikleri delillerin toplanması için gerekli olan giderleri yatırmak üzere sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmesi gerektiği- Mahkemece oturumunda verilen ara kararları gereğince gider avansı yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, HMK.nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenme hakkının, taraf teşkilini de içerdiği ve yargılamayla ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını sağlama amacında olduğu-  Kadastrodan önceki kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan tescil isteğine ilişkin davanın, "dava şartı yokluğu" usulden davanın reddine karar verilmişse de, yöntemine uygun bir biçimde çekilme dilekçesi davacı asile tebliğ ettirilmeden ve yöntemine uygun bir şekilde kesin süre verildiği konusunda uyarıda bulunulmadan usulüne uygun keşif ara kararı alınmadan, dava koşulu nedeniyle usulden davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün usule uygun olarak tebliği ve gösterdiği takdirde delillerinin toplanması ve hasıl olarak sonucuna göre karar verilmesinin gerektiği-
Olayda dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğine ilişkin mazbatada muhatabın adreste bulunmama sebebi tevsik edilmediği;Teb.K. m.23/7) bu haliyle davalıya dava dilekçesi ve duruşma gününün tebliğinin geçersiz olduğu; hukuki dinlenilme hakkını (HMK. m. 27) zedeleyen önemli bir usul hatası olduğu-
Mahkemece davalı-davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılıp, davacı-davalı koca teklifi kabul ettiği takdirde, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 225 vd. maddeleri uyarınca yemin eda ettirilip, gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Davalıya duruşma günü ve dava dilekçesi tebliğ edilmeden (HMK.md.27 ve HUMK.md.73) ve gösterdiği takdirde delilleri toplanıp değerlendirilmeden duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin, davalının hukuki dinlenilme hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatası olduğu-
Şikayetçi borçlunun taraf olmadığı mahkeme kararının borçlu yönünden takip hukuku bakımından kesin hüküm oluşturduğunu söylenemeyeceği, bu durumun hukuki dinlenme hakkının ihlali anlamına geleceği-