Davacı tarafa duruşma günü (vekilinin isim benzerliği nedeniyle) usulüne uygun olarak tebliği edilmeden dava dosyasının işlemden kaldırılması ve öngörülen süre içerisinde yenilenmemesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olmasının, hukuki dinlenilme hakkı ile adil yargılanma hakkını ihlal eder nitelikte olduğu-
Mirasçıların ve bunlardan ayrı dava dışı kalan mirasçı varsa onlarla birlikte davanın adı geçenlere yöneltilmesinin, davada taraf durumu almalarının sağlanmasının, 18 yaşını doldurmayanlar bakımından velayeten davada temsil edilmelerinin sağlanmasının, bunlar adına yapılacak tüm tebligatların velilerine yapılmasının, öncelikle taraf teşkilinin bu şekilde yerine getirilmesinin kamu düzeni ilkesinin gereği olduğu-
Tebligat Tüzüğü'nün 18.maddesine göre de tebligat esnasında selahiyetli kişilerin bulunmama nedenlerinin tebliğ mazbatasına yazılması gerektiği-
Koruma kararının kaldırılması istenen çocuğun yasal temsilcisinin göstereceği deliller toplanıp karar oluşturulması gerektiği- Korunma altına alınmış olan çocuk daha sonra ergin olduğuna göre, ona husumet yöneltilmesi gerektiği-
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası'nın 36.maddesi ile 6100 Sayılı HMK.nun 27.maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece davalı taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmediği için hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
İhalenin feshini isteyen borçlu, her ne kadar ipotekli taşınmazı takipten önce devretmiş ise de; takip dosyasının borçlusu konumunda olması ve Konut Finansmanı Kredi Sözleşmesinin borçlusu davacı olup, takipte bizzat bu borçluya karşı yapılmış olmasından ötürü, satışın yapıldığı icra takip dosyasının tarafı olan şikayetçinin, İİK'nun 134/2. maddesi gereğince ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerden olduğu-
Davalıların işyerlerinde yapılan dava dilekçesi tebliğinin aynı işyerinde çalışıp çalışmadığı ve işyerindeki hangi sıfatıyla tebliğ edildiği belirtilmeksizin, asıl davanın diğer bir davalısı olan şahsa yapıldığı, ayrıca tebligat mazbatalarında Tebligat Kanunu'nun 20. maddesi hükmü uyarınca tebliğ yapılacak kişinin geçici olarak başka bir yere gidip gitmediği hususunda da bir açıklama bulunmadığı görülmüş olup anılan davalıların davaya katılamadığı bilindiğinden davalılara yapılan dava dilekçesi tebliğlerinin usülsüz olduğu-
Davalı adresinin bildirilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılamayacağı- İlanen tebligat, en son başvurulacak çare olduğundan adres araştırmasının titizlikle ve kararlılıkla yapılması gerektiği-
Muhatabın adreste bulunmama sebebi yazılmadığı gibi, haber verilen komşunun imzası alınmadığı ya da imzadan çekinip çekinmediği belirtilmediğinden dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu-
Cevap dilekçesi verildiği takdirde; bir örneğinin mahkemece, davacı tarafa tebliğ edilmesi gerekeceği-