Davalı vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği mazeret dilekçesi mahkemece dikkate alınmayarak savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Davalılar adına çıkartılan gıyabi hükmün tebliğine zaptına ilişkin tebligatın muhatabın nerede olabileceğine dair yapılması gereken araştırmalar yapılmaksızın ve ilk kez doğrudan tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi kapsamında yapıldığı, gerekçeli kararın tebliğ işleminin yöntemince yerine getirilmediği- Dava dilekçesi ve duruşma günü, davalılardan birine yöntemince tebliğ edilmeksizin savunma hakkı verilmemek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Yargılamanın iadesi istemi üzerine hakimin, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmeleri ve belirlenen günde oturuma gelmeleri için davetiye gönderip duruşma yapmadan yargılamanın iadesi isteği hakkında hüküm kuramayacağı- Daha evvel verilip kesinleşen dosya üzerinde, tarafları duruşmaya davet etmeden ek karar ile talebin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Gerekçe hüküm fıkrasında yazılı sonuçlara nasıl varıldığının kuşkuya mahal vermeyecek biçimde açıklanması olup, kararın gerekçesiyle hüküm fıkrasının birbirine sıkı sıkıya bağlı ve uyumlu olması zorunlu olduğu gibi, duruşmada tefhim olunan hüküm neticesine nasıl ulaşıldığını açıklayan ifadelerin gerekçe olarak kabul edilmesinin de mümkün olmadığı-
Mahkemece 25/06/2011 tarihli celsede tahkikatın bittiği bildirilerek sözlü yargılamaya geçildiği belirtilerek davalıya herhangi bir tebligat çıkarılmaksızın aynı celsede karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bu durum HMK'nın 27.maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkının ihlali anlamına geldiğinden hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Taraf teşkili sağlanmadan davanın görev yönünden usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Dava şartları ve ilk itirazlar dışında ön inceleme işlemlerinin duruşmalı olarak incelenmesi; ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra, gerekli görülmesi halinde, tarafların, tahkikat için duruşmaya davet edilerek, davanın esasına yönelik karar verilmesi gerektiği-
Boşanma istemine ilişkin açılan davada, hem tarafların birbirlerini affettiği, aftan sonra da boşanmayı gerektirir bir olayın varlığının kanıtlanmadığı, hoşgörülen ve affedilen olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemeyeceği gerekçesi ile zina ve onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davalarının reddine karar verildiği, hem de tarafların davranışları ile eşit kusurlu olduğu, iki taraf yönünden de evliliğin devamının beklenemeyeceği gerekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile boşanmaya karar verildiği açıklanarak 'çelişki' yaratılmış olduğundan, gerekçe bölümünde yaratılan bu çelişki sebebiyle hükmün bozulması gerektiği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açacağı, HMK'nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği- Dava konusu taşınmazda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediğinin araştırılması, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece taşınmazdaki pay üzerinde intifa hakkı kurulduğu hususunun diğer paydaşlara tebliğ edilip edilmediği üzerinde durularak TMK'nın 700. maddesinde öngörülen biçimde bir bildirimde bulunulmaması halinde davanın üç aylık sürede açıldığının kabulü ile pay üzerinde intifa hakkı bulunmaksızın satış yoluyla paydaşlığın giderilmesine, intifa hakkının söz konusu paya düşecek bedel üzerinden devam etmesine karar vermek gerekirken, bu konuda herhangi bir araştırma yapılmamasının; ayrıca ... payındaki intifa hakkı sahibi ...'a, intifa hakkının paraya çevrilmesini isteyip istemediğinin sorulmamasının, intifa hakkına ilişkin hüküm kurulmamasının doğru olmadığı-