Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği- Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerektiği- 
Davalı şirkete yapılan tüm tebligatların iade edildiği,  şirketin davadan, gerekçeli kararın Ticaret Sicil Gazetesindeki ünvana ve adrese tebliğ edilmesiyle haberdar olduğu anlaşıldığından, davalının savunma hakları kısıtlanarak yargılama yapılmış olması ve karar verilmesi hatalı olup kararın bozulması gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, bilirkişi raporunda davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı belirtilmiş olmasına karşın davacının davaya konu ettiği kısmın farklı bir yer olma ihtimali de bulunduğundan HMK. mad. 27 uyarınca taraflara duruşma gününü içerir tebligat çıkartılmadan evrak üzerinden inceleme yapılıp yazılı şekilde karar verilemeyeceği- 
Davalı adına gönderilen dava dilekçesi ve duruşma davetiyesinin, Tebligat Kanunu madde 21'e göre yapıldığı, ancak tebligat evrakında, adreste bulunmama sebebinin yazılı olmadığı gibi, keyfiyetin haber verildiği komşu adının da, tebligat da yer almadığı görüldüğünden, mahkemece, davalı adına Tebligat Kanunu hükümlerine göre, usulüne uygun tebliğ yapılmadan, taraf teşkili sağlanmadan, varsa tarafların göstereceği deliller toplanmadan, davalının yokluğunda aleyhine hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Davada hükme esas alınan bilirkişi raporu, davalı vekiline tebliğ edilmeyerek davalının savunma hakkı kısıtlanarak yazılı şekilde karar verilmesinin isabetli olmadığı-
Dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre ortaklığın giderilmesi istenen dava konusu taşınmazın 56/192 hissesinde dava dışı Hazine paylı malik, diğer 17/24 hissenin de elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, henüz paylı mülkiyete dönüştürülmediği anlaşıldığından, alacaklı (davacı) tarafından borçlunun haczedilen payının doğrudan icra yoluyla satışı mümkün olmadığından alacaklının (davacı) İcra ve İflas Kanunu'nun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararının bulunduğu-
Mahkemece, kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline bilirkişi raporları tebliğ edilip, bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkının kısıtlandığı-
Davalılar adına çıkartılan gıyabi hükmün tebliğine zaptına ilişkin tebligatın muhatabın nerede olabileceğine dair yapılması gereken araştırmalar yapılmaksızın ve ilk kez doğrudan tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi kapsamında yapıldığı, gerekçeli kararın tebliğ işleminin yöntemince yerine getirilmediği- Dava dilekçesi ve duruşma günü, davalılardan birine yöntemince tebliğ edilmeksizin savunma hakkı verilmemek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalı vekilinin UYAP üzerinden gönderdiği mazeret dilekçesi mahkemece dikkate alınmayarak savunma hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Yargılamanın iadesi istemi üzerine hakimin, taraflara iddia ve savunmalarını bildirmeleri ve belirlenen günde oturuma gelmeleri için davetiye gönderip duruşma yapmadan yargılamanın iadesi isteği hakkında hüküm kuramayacağı- Daha evvel verilip kesinleşen dosya üzerinde, tarafları duruşmaya davet etmeden ek karar ile talebin reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-