Delillerin tam olarak değerlendirilebilmesi ve denetlenebilmesi, hukuki dinlenilme hakkı kapsamında taraflara açıklamada bulunma hakkı verilmesi için söz konusu ... bilirkişiye verilerek görüntülerin çıktıların dosyaya alınması, davacının engelli çocuklara şiddette bulunup bulunmadığı, fesih konusu davranışları gerçekleştirip gerçekleştirmediği konusunda açık, denetime elverişli konusunda uzman bilirkişi raporu alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Tebligat Kanununun mad. 21/2 uyarınca yapılacak tebligatların "açık mavi" renkli zarfla yapılması zorunlu olup davalıya usule uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilerek, duruşmaya katılma ve savunma hakkını kullanma imkanı tanınmadan yargılama yapılamayacağı-
Davacı tarafça ön inceleme duruşması öncesi tanık ismi ve tanıklık yapacağı konu bildirilmesine ve ön inceleme duruşmasında bu tanık hazır edilmesine karşın mahkemece tanığın dinlenmemesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali olduğu-
Ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra davacıya duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliğ edilmeksizin ön inceleme duruşmasının yapılamayacağı ve tahkikata geçilemeyeceği-
Gerekçe olarak aynen; “ Dosya üzerinde konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmıştır. Rapor hukuka ve usule uygun bulunmuştur. Davacının hizmet süresi 1 yıl, 2 ay, 14 gün olarak tespit edilmiştir. Davacının ücreti, tanık beyanları, iddia ve savunma emsal ücret araştırması nazara alınarak bürüt 920,70 TL olarak kabul edilmiştir. Müşterek tanığın feshin davalı tarafından yapıldığını beyan etmesine itibar edilmiş. Feshin tazminat gerektirdiği düşünülmüştür. Tanık beyanları, SGK kayıtları, bilirkişi raporu, emsal ücret araştırması ve tüm dosya kapsamı ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Hesaplanan fazla çalışma alacaklarından %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılmıştır." şeklinde yazılmış olup, T.C. Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri ile HMK. nun 297. maddelerinin amaçladığı anlamda gerekçe içermeyen ve HMK. nun 298/2. maddesine aykırı şekilde gerekçe/ hüküm çelişkisi içeren kararın bozulması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil istekli davada, dilekçeler aşaması tamamlandıktan sonra, öncelikle dosya üzerinden dava şartları ve ilk itirazların incelenmesi; bu konularda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi, dosya üzerinden karar verilemeyen dava şartları ile ilk itirazlar hakkında karar verilmek ve diğer ön inceleme işlemlerini yapmak üzere tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesi, HMK. mad. 137. ve 140 uyarınca, ön inceleme duruşmasında gerekli usul işlemleri yapıldıktan sonra, tahkikat duruşmasına geçilmesi, tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda gerekli araştırma yapılarak, bildirilmesi halinde tanıkların dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Kötüniyet iddiasında bulunan davacının, dava dilekçesinde iddiasını ispat için tanık deliline dayandığı sabit olup, mahkemenin ön inceleme duruşmasında veya tanık deliline sıra geldiğinde, tarafların talebi üzerine veya re' sen makul süre içerisinde taraflardan tanık isimlerinin bildirilmesinin istemesi, bildirilmesi halinde, tanıkların yine yukarıda belirtilen usul kuralları çerçevesinde dinlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar vermesi gerektiği-
Satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, HMK'nın 27. maddesi uyarınca bütün paydaşların yer almasının zorunlu olduğu, paydaşlardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Davalının mazeretinin kabul edilerek, duruşma tutanağının ekli pulla kendisine tebliğine karar verildiği halde, ara karar doğrultusunda davalıya duruşma tutanağının ve yeni duruşma gününün tebliğ edilmediği, kararın verildiği ve ondan önceki oturumlara davalının katılmadığı ve kararın yokluğunda verilerek savunma hakkının kısıtlandığı ve HMK. mad.186/1 doğrultusunda taraflara meşruhatlı davetiye gönderilmiş ve davalı tarafa son söz hakkı da verilmemiş olduğu anlaşıldığından davalıya usulüne uygun olarak duruşma gününün tebliğ edilmesi, ondan sonra hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken mazereti kabul edilen davalıya yeni duruşma günü tebliğ edilmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalıya dava dilekçesi ve duruşma günü cezaevinde bizzat tebliğ edilmiş olup, davalının 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve onanarak kesinleştiği bilinerek, dava tarihi itibariyle ilamın infazına başlanılarak davalının kısıtlanmasına karar verilmiş olup, şahsın vasi tayinine karar verildiğinden dava dilekçesi ve duruşma günü, davalıya yöntemince tebliğ edilerek savunma hakkı verilmek suretiyle göstereceği deliller ve savunması çerçevesinde yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiği-
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan birinin veya birkaçının diğer paydaşlara karşı açabileceği ve HMK. mad. 27 uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunlu olduğu- Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerektiği-