M.lik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmediği, yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılması halinde dinlenme hakkının tanınması gerekeceği; çalışmanın 11 ayın üzerine çıktığı hallerde mevsimlik iş ilişkisinin dışına çıkıldığı kabul edildiği- Davacının 1982 yılından sonra 11 ayı geçmeyen çalışmaları bulunduğundan, çalışmanın 330 gün ve üzeri olan yıllar tek tek belirlenerek bu yıllar için yıllık izin ücreti hesaplanması gerektiği-
İşçinin mevsimlik dönemde geçen kıdeminin, daha sonra izne hak kazandığı dönemde izin süresinin belirlenmesinde dikkate alınması gerektiği, ancak bu olgu için işçinin mevsimlik çalıştığı belirtilen dönemde yapılan işin gerçekten mevsime bağlı olarak yapılması gerektiği, yapılan iş mevsimlik değil, ancak işçi aralıklı çalıştırılmış ise, mevsimlik işten söz edilemeyeceğinden, bu sürede de bir yılı doldurmak koşulu ile izne hak kazandığının kabul edilmesi gerektiği- SGK hizmet döküm cetveline göre her yıl Eylül ayında işe girişi, her yıl Mayıs ayı sonu veya Haziran ayı başında da çıkışı yapılmış olan temizli işçisi davacının yılın 10 ayı çalıştığı 2 ay çalışmadığı anlaşıldığından, işin mevsimlik iş olduğunun kabulü gerektiği- Davacı tanıkları davacının yılın 365 günü kesintisiz çalıştığını beyan etmiş iseler de; davacının bir okulda çalıştığı ve eğitim işinin yazın devam etmediği gerçeği karşısında bu beyanlara itibar edilemeyeceği, davacının sigorta bildiriminin yapılmadığı dönemde ücret ödemesi hususu da açıklığa kavuşturulmadığından, davacının bildirim olmayan aylarda çalışmadığın kabulü ile kıdeminin, iş akdinin askıda olduğu süreler dışlanarak, bildirim yapılan sürelere göre tespiti gerekirken takvim hesabına göre kıdem süresinin tespiti hatalı olduğu- M.lik çalışan davacının yıllık izin hakkı bulunmadığından yıllık izin talebinin reddi gerekeceği- Davacının yapılan işin niteliği, çalışılan yerin yatılı okul olmaması gözönünde tutulduğunda, tüm hafta tatili ve ulusal bayramlar ve genel tatil günlerinde de çalışması hayatın olağan akışına aykırı olup bu taleplerin de reddi gerektiği-
Davacı ile davalı bankanın fesih tarihi itibariyle yıllık izin konusunda mutabakat metni imzaladıkları ve davacının bu metinde 61 gün yıllık iznini kullanmadığını kabul ettiği, mutabakat metni geçerli olup, söz konusu 61 günlük yıllık izin ücretinin ödendiği davacının kabulünde olduğundan davacının yıllık izin ücreti talebinin reddi gerektiği - Bilirkişice davacının ayda iki C.rtesi ve Pazar çalıştığı belirtilmesine rağmen, fazla çalışmaya dönük hesaplamaların ayda tüm C.rtesi ve Pazarları çalışıyormuş gibi yapılan hesabın hatalı olduğu-
Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesi feshinin şart olup, ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmadığı, yıllık iznin kullandırıldığı yönündeki ispat yükünün işverene ait olup imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlaması gerektiği, işçiye yemin teklif edebileceği-
Davalı tarafça davacının yıllık izin alacağının tamamının ödendiği anlaşılmakla mahkemece yıllık izin alacağının bir kısmının kabulü yönünde hüküm kurulması, yine yıllık izin alacağı dava açıldıktan sonra davacıya ödendiğinden ödenen miktar yönünden (ödenen miktar talep edilen miktardan fazla olduğundan talep edilen 1.000,00 TL yönünden) karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken bu kısmının da reddi yönünde hüküm kurulmasının hatalı olduğu -
M.lik işçilerin yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak yıllık ücretli izin veya buna bağlı olarak ücret alacağı talebinde bulunamayacakları, ancak bu kural nispi emredici kural olduğundan aksinin bireysel iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi ile düzenlenebileceği - Yerleşik içtihatlara göre, mevsimlik işçinin ancak bir yıl içindeki çalışmasının on bir ayı aşması durumunda yıllık ücretli izin alacağına hak kazanabileceği-
Yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine ilişkin davada, davalı vekili ek bilirkişi raporuna itirazında, belgelerin arşivde olması sebebi ile zamanında sunamadığını ileri sürerek, davacının seksen sekiz gün daha izin kullandığına dair bir kısım imzalı izin talep dilekçesi sunduğunu beyan edip, bu belgelerin de dikkate alınmasını istediği ancak mahkemece, bu belgeler yönünden inceleme yaptırılmadığı ve bozma ilamında yapılan ödemelerin de dikkate alınması gerektiği belirtilmesine rağmen Haziran 2011 bordrosunda tahakkuk ettirilen 1.301,08 TL izin ücretinin ödenip ödenmediğinin araştırılmadığı anlaşıldığından verilen kararın hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının kullandırılmayan kırkiki gün izin hakkı olduğunu şeklindeki beyanı dikkate alınmadan hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kullanmadığı ellialtı gün yıllık izni olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması sonucu talep aşılmış olduğundan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozulması gerektiği-
Davacının son yıl onbeş gün izin kullandığını, önceki yıllarda ise 2-3 gün izin kullandığını, izinlerinin eksik kullandırıldığını ifade ettiği beyanı dikkate alınmadan, daha fazla yıllık izin ücretine hükmedilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı düşeceği-
Kıdem tazminatı, yıllık izin, ücret ve ilave tediye alacaklarının belirlenebilir nitelikte olduğu ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri-