2. HD. 16.05.2019 T. E: 2018/7866, K: 6184-
Davalı-karşı davacı erkek tarafından açılan davanın reddine dair karar kesinleşmiş olduğu gibi, davalı-karşı davacı erkek ilk derece mahkemesince kendisine yüklenen kusurlu davranışları kabul etmiş sayılacağından hükmün davalı-karşı davacı erkeğin kusurlarına ilişkin bölümünün de kesinleştiği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu-
Davalı-karşı davacı kadın "Acil yapılan evlilik masraflarında kullanılmak üzere çeşitli bankalardan kredi çekmek zorunda kaldığından bahisle bu yüzden maddi zarara uğradığını" ileri sürdüğüne göre, bu hal "mevcut menfaatin zedelenmesi" anlamında olup maddi tazminat isteğinin Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi kapsamında olduğu, öyleyse maddi tazminat talebinin esasıyla ilgili toplanan deliller çerçevesinde bir karar verilmesi gerekeceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminatın az olduğu-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden mahkemece davalı-karşı davacı erkeğe kusur olarak yüklenen şiddet vakıasına ilişkin dinlenen tanıkların beyanları davacı-karşı davalı kadından duyumun aktarımından ibaret olup, kusur belirlemesine esas alınma olanağının bulunmadığı, o halde davalı-karşı davacı erkeğin kusurunun ispatlanmadığı, bu durumda, mahkemece belirlenen ve temyiz edilmeyerek kesinleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda davacı-karşı davalı kadının tamamen kusurlu olduğu, tamamen kusurlu kadının açtığı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekeceği- Boşanmaya neden olaylarda davalı-karşı davacı erkek kusursuz olduğu halde ağır kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı kadın yararına maddi tazminat ve manevi tazminat takdirinin doğru olmadığı- Türk Medeni Kanunu'nun 174/1. maddesi mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden helaldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği-
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile, Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddeleri nazara alınarak daha uygun miktarda manevi tazminat takdiri gerekeceği-
2. HD. 15.05.2019 T. E: 866, K: 6104-
Davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevi tazminat miktarının, ölçülülük ilkesine uygun olmayıp fazla bulunduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesinde yer alan hakkaniyet ilkesi gözetilerek daha uygun miktarda tazminat takdiri gerekeceği-
Her ne kadar bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında; davacı erkeğin güven sarsıcı davranışlarının da bulunduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davacı erkeğin davalı kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Gerçekleşen kusurlu davranışların aynı zamanda kadının kişilik haklarına da saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadın yararına TMK m. 174/1-2 koşullarının oluştuğu-
2. HD. 14.05.2019 T. E: 1206, K: 5901-
Erkeğe yüklenen eşini aldattığı vakıasına yönelik tanık beyanları kadından duyuma ilişkin olup, kanıtlanmadığı gibi tanık beyanına göre kadının aktardığı bu vakıadan sonra tarafların evlilik birliğini devam ettirip bir süre birlikte yaşadıklarının anlaşıldığı, bu durumun, önceki yaşanan olaylardan dolayı eşlerin birbirlerini affettiklerini veya en azından hoşgörüyle karşıladıklarını göstereceği, bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu- Davalı erkeğin kusurlu bir davranışı ispatlanamamış olup kusursuz olan eş aleyhine maddi ve manevi tazminata hükmedilemeyeceği- Mahkemece bozma kararma uyulmakla yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, usuli kazanılmış hak hususu gözetilmeksizin bozma üzerine verilen temyize konu kararda kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasının artırılarak 250 TL'ye çıkarılması doğru olmadığı gibi, davacı kadının 200 TL yoksulluk nafakası talebi olduğu halde talep aşılarak aylık 250 TL. yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğu-