Davacı-davalı kadının dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında usulünce maddi tazminat yönünden bir talepte bulunmadığı, daha sonra tahkikat aşaması devam ederken dilekçe ile maddi tazminat talebinde bulunduğu, davalı-davacı erkek tarafın ise bu talebe muvafakatinin olmadığı görülmekle, bu taleplerin iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu, kadının maddi tazminat talebi hakkında “karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmesi gerektiği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, paranın alım gücüne, kişilik haklarına, özellikle aile bütünlüğüne yapılan saldırının ağırlığına, manevi tazminat isteyenin boşanmaya yol açan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılmasına nazaran davacı-davalı kadın yararına hükmolunan manevi tazminatın az olduğu- Bozulmasına karar verilen hususlar yönünden ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılamada, temyize konu edilmeyerek kesinleşen kısımlar hakkında tekrardan hüküm kurulamayacağı, o halde, somut olayda, mahkemece bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonucunda, davacı-davalı kadın tarafından temyiz kapsamı dışında bırakılarak kesinleşen yönler bakımından yeniden hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
2. HD. 21.05.2019 T. E: 1299, K: 6361-
2. HD. 21.05.2019 T. E: 2018/5947, K: 6381-
2. HD. 21.05.2019 T. E: 1297, K: 6362-
2. HD. 21.05.2019 T. E: 1303, K: 6367-
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden tarafların kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında davacı-karşı davalı erkeğin eşini hırsızlıkla suçladığının, eşinin ailesine hakaret ettiğinin ve eşini sürekli aşağıladığının anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekeceği- Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği-
Bölge adliye mahkemesince erkeğin davasının kabulü gerekçesi yapılan ceza mahkemesi ilamı incelendiğinde “Sanığın (davalı-karşı davacı erkeğin) aksi ispatlanamayan savunmasına göre müştekinin (davacı- karşı davalı kadının) hakareti üzerine tehdit ettiğinin kabulü ile haksız tahrik indirimi yapılması gerektiği” gerekçesiyle davalı-karşı davacı erkeğin cezasında indirim yapıldığı, davalı-karşı davacı erkek adı geçen ceza dosyasında kadının kendisine hakaret ettiğini ispatlayamadığı gibi, şüpheden sanık yararlanır ilkesinin de hukuk yargılamasında uygulanma kabiliyetinin olmadığı, o halde davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğe hakeret ettiği vakıası ispatlanamadığından boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusurunun olmadığı- Mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı- karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminatın az olduğu, açıklanan sebeple, davacı- karşı davalı kadın lehine uygun miktarda maddi ve manevi tazminat takdiri gerekeceği-
Davacı kadının dava dilekçesi incelendiğinde, “Davalı erkeğin, eşinin ve müşterek çocuğun sağlık sorunları ile ilgilenmediği” ileri sürülmek suretiyle davalı erkeğin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği vakıasına dayanıldığı ve bu vakıanın usulüne uygun bir biçimde ispatlandığı, davalı erkeğin, eşinin ve müşterek çocuğun sağlık sorunları ile ilgilenmemesinin davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince, tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden erkeğin kadının hastalığıyla ilgilenmediğinin, alkol alarak birlik görevlerini yerine getirmediğinin ve kadına hakaret ettiğinin; kadının ise toplum içinde erkeği rencide edici davranışlarının olduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin davacı-karşı davalı kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği- Davalı-karşı davacı erkek boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olup, bu kusurlu davranışların aynı zamanda davacı-karşı davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kusurun ağırlığı tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 174/1-2. maddesi uyarınca maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
2. HD. 20.05.2019 T. E: 1691, K: 6325-