Tarım arazilerin haksız kullanımı nedeniyle ürün esasına göre talep varsa, bu konudaki resmi verileri getirtilmesi, taşınmazın bulunduğu bölgede ekilen tarım ürünlerinin neler olduğu tarım il veya ilçe müdürlüğünden sorulması, ekildiği bildirilen ürünlerin ecrimisil talep edilen yıllara göre birim fiyatları ve dekara verim değerleri, hal müdürlüğünden ilgili dönem için birim fiyatlar getirtilmesi, bölgede münavebeli ekim yapılıp yapılmadığı, taşınmazın nadasa bırakılıp bırakılmadığının tespit edilmesinin gerekeceği-
Davalı, dava konusu 1884 ve 1885 parselleri davalı gelinine teban kullanmakta ise de her iki taşınmazın tümünü kullandığından davacıların payı oranında davalıların ecrimisilden sorumlu olacakları-
Davalının adına kayıtlı olan payların iptaline kadar taşınmazda paydaş olduğu ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedilmesine kadar kötü niyetli zilyet olduğunu söyleyebilme olanağının olmadığı-
Ecrimisil istekleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 147.maddesi hükmüne göre 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği-
Taşınmazın aynına yönelik çekişmelerde 4916 Sayılı Yasa değişikliği ile hakemin görevinin son bulduğu-
Hükmedilen ecrimisile dönem sonları itibarı ile faiz uygulanacağından hüküm yerinde her bir dönem için ayrı ayrı hükmedilen ecrimisil miktarı gösterilmeyip toplam ecrimisil miktarının gösterilmesinin infazda tereddüt yaratacağı-
Kira esasına göre ecrimisil belirlenirken taraflara taşınmazın niteliğine göre emsal kira sözleşmelerini sunmaları için süre verilmeli, mahkemece rayiç belirlenmelidir. Böylece somut veriler toplanıp ecrimisil istenen ilk yıl kira bedeli belirlenmeli, bu bedele ÜFE’ nin yansıtılması suretiyle toplam ecrimisil bedeline hükmedilmesi gerekeceği-
Haksız fiil alacağı niteliğindeki ecrimisilin varlığı ve miktarı alınan bilirkişi raporu ve yapılan yargılama ile saptandığına ve dolayısıyla alacak likit olmadığına göre mahkemece icra inkar tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğu-
Ecrimisil hesabına ilişkin bilirkişi raporu son oturumda mahkemeye ibraz edilmiş, davalı ise sağlık sorunları nedeniyle bu oturum için mazeret bildirmiş ise de mahkemece mazeret talebi reddedilmiş ve bilirkişi raporuda tebliğ edilmeksizin davalı aleyhine hüküm kurulmuş olup; bilirkişi raporunun davalı tarafa tebliği sağlanmadan 6100 sayılı HMK nun 280. maddesi ve 186. maddesi gözardı edilerek savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yargılamanın tamamlanmasının doğru olmadığı-
Davalı paydaşın ecrimisilden sorumlu tutulabilmesi için taşınmazı bizzat kullanması ya da kiraya vererek başkalarına kullandırması şart olmayıp, kendi tasarrufunda tutarak davacı paydaşın kullanımına engel olmasının da yeterli olduğu-