Davaya konu taşınmazların bir kısmının göl niteliğinde olup olmadığı, eğer göl niteliğinde bir yer varsa bu kısım ile davalının bağ ve tarla olarak kullandığı yerlerin kesin olarak belirleneceği ve davalının müdahalesinin ne kadar süredir devam ettiğinin de açıklığa kavuşturulmasının gerektiği-
Davacının kayıt maliki olduğu, davalının ise mülkiyetten ya da sözleşmeden kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, çekişmeli yeri kullanarak müdahale ettiği, bu nedenle kayda üstünlük tanınarak elatma isteğinin gerçekleştiği, ecrimisil isteğinin ise değerlendirilerek varılan sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belli bulunması durumunda, davacı paydaş tarafından davalı paydaş aleyhine bu taşınmaza ilişkin el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri dava açılması hallerinde intifadan men koşulunun aranmayacağı, bu nedenle, davaya konu taşınmazlar yönünden sayılan istisnalar dışında intifadan men koşulunun gerçekleşmesinin aranacağı ve intifadan men koşulunun gerçekleştiği iddiasının her türlü delille kanıtlanabileceği-
Men edilmedikçe paydaşların birbirlerinden ecrimisil isteyemeyecekleri, öte yandan; İntifadan men koşulunun gerçekleşmesinin ise, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanma isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlı olacağı-
Ecrimisil isteğine ilişkin davaların asliye hukuk mahkemelerinde görülmesi gerekeceği-
Davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu; böyle bir davada, 1086 sayılı HUMK'nın 413. ve 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddeleri uyarınca dava değerinin ve buna göre alınacak harcın, el atılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil toplamından ibaret olacağı-
Kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesinin ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olmasının gerekeceği, oysa Mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi “imar kısıtlamaları”nda taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup yalnızca malikin tasarruf yetkisinin, ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalmasının söz konusu olduğu-
Çekişme konusu taşınmazın bir bölümünün davacılar tarafından kullanıldığının, keşif yerinde dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanları ile sabit olduğu, bu nedenle bu parsel yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşmediği-
Dava konusu taşınmazın satıldığı ve ihtarnamenin davalıya keşide edildiği halde taşınmazı boşaltmayan davalının iyi niyetli olmadığı, bu nedenle ecrimisilden sorumlu tutulması gerektiği-
Ecrimisil davalarında, davalının haksız ve kötüniyetli kullanımı nedeniyle usulüne uygun şekilde belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekeceği-