Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, özellikle davacı vekili dava dilekçesinde delil bildirmediği gibi yargılama aşamasında (son celse) "toplanacak başka delil yoktur." beyanı karşısında ve iptal-tescil davasında dinlenen tanık beyanlarından intifadan men koşulunun ihtar tarihinden önce gerçekleştiği iddiasının kanıtlanamadığı saptanmak suretiyle ecrimisile karar verilmesinde kural olarak bir isabetsizlik olmadığı-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin davada, mahkemece, delil listesinde bildirilen davalı tanıklarının usulüne uygun olarak davet edilip dinlenmesi, davacıların keşide ettikleri ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihininde belirlenmesi, intifadan men olgusunun hangi tarihte gerçekleştiğinin saptanması, varılacak sonuca göre ecrimisil yönünden bir karar verilmesi gerekeceği- İntifadan men olgusunun gerçekleştiği tarihten itibaren (ilk dönem) ecrimisilin belirlenip, sonraki yıllar için ise ÜFE artış oranı uygulanmak suretiyle takip eden dönemler için ecrimisil miktarının hesap edilmesi yerine dava tarihine göre belirlenip geriye doğru gidilerek ecrimisil miktarının hesaplanmasının da isabetli olmadığı-
Dava konusu taşınmaz arsa niteliğinde olup, taşkın binanın davalıya ait olduğu gözetilerek zemin (arsa) geliri üzerinden ecrimisile hükmedilmesi gerektiği-
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleriyle karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayiçe göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil değeri ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği-
Öncelikle davada ileri sürülen isteklerden el atmanın önlenmesi isteği ile ilgili olarak keşfen saptanan ya da saptanacak dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken mutlak elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Mahallinde uzman bilirkişi heyeti ile birlikte yeniden keşif yapılarak dava konusu taşınmazların tapu kaydındaki nitelikleri gözetilerek fiili zemindeki durumlarının tespit edilmesi, davalıların hangi taşınmazı ne şekilde tasarruf ettiklerinin saptanması, çekişmeli yerlerde haksız kullanımlarının bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, haksız kullanımın varlığının tespit edilmesi halinde davacı payına isabet eden ecrimisilin saptanması, bilirkişilerden uygulamayı gösterir, denetime elverişli rapor alınması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının ecrimisil talebi kısmen kabul edildiği halde, ecrimisil isteğinin tamamı kabul edilmiş gibi hüküm kurulmuş olması doğru olmadığı gibi, yargılama sırasında kendisini vekille temsil ettiren davalı taraf yararına reddedilen bölüm üzerinden vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasının ve yargılama giderlerinden davanın kabul ve ret oranına göre tarafların sorumlu tutulmamış olmalarının da doğru olmadığı-
Öncelikle davalının taşınmazı babasına teban kullanıp kullanmadığının araştırılması, babasına teban kullandığı belirlendiği takdirde davanın, paydaşın paydaşa karşı açtığı ecrimisil davası olarak nitelendirilip, gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacının çekişme konusu dükkan niteliğindeki 13 nolu bağımsız bölüm yönünden noterde düzenlenen 20.5.2010 tarihli ihtarname ile dükkanın bedelsiz kullanımına muvafakat etmediğini belirtip ecrimisil ödemesi için davalıyı ihtar ettiği ve bu ihtarnamenin davalıya 21.5.2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından, 13 nolu dükkan bakımından, davacı tarafından düzenlenen ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği 21.5.2010 tarihinde intifadan men olgusunun gerçekleştiği gözetilerek bu tarihten itibaren belirlenecek ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-