Ecrimisil alacağı talebi- Dosyaya davalı tarafından sunulan 2012 yılı otunun satışına ilişkin olduğu bildirilen belgede, satıcı olarak diğer davalının yer aldığı, yargılama sırasında da, 2012 yılında otun bu davalı tarafından toplandığına veya satıldığına dair kabule yeterli tanık ifadesi ya da başkaca delil olmadığı anlaşıldığından, bu davalının 2012 yılına ilişkin olarak, taşınmaza müdahalesi kanıtlanamadığından, bu yıla yönelik hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacının çekişme konusu taşınmazda dava tarihinde 1/2 pay sahibi olduğu, diğer 1/2 payın dava dışı, davalının erkek kardeşine ait olduğu, şahsın söz konusu payını dava sırasında satış yoluyla ergin olmayan ve davalının velayeti altında bulunan kızına devrettiği kayden sabit olduğundan davacının çekişmeli taşınmazda payına vaki el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yanılgılı şekilde fuzuli işgal nedeniyle tahliyeye karar verilmiş olması nın isabetsiz olduğu-
Çekişme konusu taşınmazın bizzat davalı tarafından 2001 yılından beri kullanıldığı, davacı paydaşın, taşınmazın kullanımına davalı paydaşça izin verilmediğinin ve intifadan men koşulunun gerçekleştiğinin sabit olduğu-
Çekişme konusu taşınmazın aile konutu olduğu tarafların kabulünde olup, her ne kadar davalıya çalıştığı kurumca lojman tahsis edildiği bildirilmiş ise de davalının bu tarihten sonra sözü edilen lojmanda ikamet ettiği saptanamadığından ecrimisilin başlangıç tarihinin boşanmanın kesinleştiği tarih olarak kabul edilip bu tarihten itibaren dava tarihine kadar hesaplanması gerektiği- Taraflarca delil olarak dayanılmayan ve tanık olarak gösterilmeyen bir kişinin beyanının esas alınarak hükmün gerekçelendirilmesinin isabetli olmadığı-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteğine ilişkin davada, öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durularak, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terkedildiği saptanıp mirasçıların kullanımına bırakılan yerler belirlendikten sonra varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaz eczane olarak devir olunduktan sonra davalının uzunca bir süre kullanımına karşı çıkılmamış olması karşısında, süresiz ariyet akti olarak değerlendirilme yapılması ve anılan kullanmaya ses çıkartılmamış olması sebebiyle zımnen yapıldığı kabul edilen ariyet akdinin süresiz olması karşısında BK. mad. 304 uyarınca ihtarname ile akte son verildiğinin kabul edilmesi ve bu durumda elatmanın önlenmesi isteminin kabulü ile, ecrimisil isteği yönünden, ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren, davanın açıldığı tarihe kadarki dönem için belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerektiği-
Taraflar arasında imzalanan elektrik trafosunun kullanımına ilişkin protokolün, davacı şirketi temsile yetkili kişilerden izin alınmaksızın yapıldığı, davalının geçersiz olan protokole göre davacının taşınmazı üzerinde bulunan elektrik trafosundan yaptığı elektrik kullanımının haksız olduğu-
Ecrimisil hesabı uzmanlık gerektiren bir husus olup, taşınmazın niteliğine uygun bilirkişi marifetiyle keşif ve inceleme yapılarak ve taleple bağlı kalınarak haksız işgal tazminatı miktarının belirleneceği- kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest şartlarda getirebileceği kira parası, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak, taşınmazın büyüklüğü, niteliği ve çevre özellikleri de nazara alınarak yöredeki rayice göre, sonraki dönemler için ecrimisil değerinin ise ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak üzere takdir edileceği- Mahkemece HMK. mad. 31 uyarınca, hangi tarihler arasındaki dönem için ne miktar ecrimisil talep ettiğinin davacıya açıklattırılması gerektiği-
Davacının 29/05/2008 tarihli protokole dayandığı, taraflarca anılan protokolün içeriğine ve imzalara herhangi bir itirazda bulunulmadığı anlaşılmakla protokolün taraflar arasındaki inançlı işlemin yazılı delili olduğu açık olıp, protokolün inançlı işlemin yazılı delili olması nedeniyle resmi şekilde yapılması şart olmadığı gibi, devirden önce ya da sonra yapılmasının da bir önemi bulunmayıp taraflar arasındaki inançlı işlemin yazılı delili olan 29/05/2008 tarihli protokolün değerlendirilerek, kayıt maliki....’nın iyi niyetli olup olmadığının saptanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği
Ecrimisil ve tazminat isteklerinin takipsiz bırakılması nedeniyle bu hususta karar verilmesine yer olmadığı- Dava konusu ark kapatılmış olduğundan konusuz kalan istek hakkında karar verilmesine yer olmadığı-