Bozma kararında, davacının “sendika üyeliğini fesih tarihinden sonra davalı işverenliğe bildirmesi ve muvazaa olgusu kabul edilse dahi davacının kök ücret yönergesinden yararlanamayacağı bu nedenle de kök ücret alacağı talebinin reddinin gerekeceği” şeklinde bozma sebeplerine yer verilmiş ve mahkemece bozma kararına uyulmuş, davacının kök ücret konusundaki alacak talebinin reddedildiği, ancak, buna rağmen davaya konu edilen işçilik alacaklarının “alması gereken ücret” adı altında yapılan hesaplamaya göre kabulü isabetli olmadığı, mahkemece yapılacak iş, davacının alacak taleplerinin, aldığı ücrete göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek ve kazanılmış usuli müktesep hakları da gözetilerek hüküm altına alınması gerektiği, kök ücret alacak talebinin reddedilmesine rağmen, davacının alması gereken ücrete göre yapılan hesaplamaya itibar edilerek işçilik alacaklarının kabulünün hatalı olacağı-
Tarafları aynı olan her iki takibe dayanak ilamda, taraflara eş zamanlı edim yüklenmiş olup, ayıplı malın iadesi ile ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bu mümkün olmadığı taktirde belirtilen araç bedelinin tahsilinin hükme bağlandığı, borçlu şirket vekilinin de şikayetinde söz konusu aracın 2014 model olduğu ve şirket stoklarında bulunmadığından ayıplı aracın misli ile değiştirilmesinin mümkün olmadığını beyan ettiği dikkate alındığında ilamlı takip mükerrer olup mahkemece, taleple bağlı kalınarak istemin kabulü ile mükerrer takip nedeni ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Anayasanın 141/son ve HMK'nin 30. maddelerine göre; "Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması" biçiminde açıklanan temel ilke çerçevesinde, davacının duruşmaya katılmama gerekçesi "geçerli bir özür" olarak kabül edilebilir ise yargılamaya devam edilmesi ve dosyanın işlemden kaldırılmaması gerektiği-
Alacaklının daha evvel başlattığı ........ İcra Müdürlüğü'nün ..... E. sayılı, adi kira ve hasılat kiralarına ilişkin ilamsız takip dosyası derdest iken, alınan itirazın iptali ilamıyla hükme bağlanan alacaklar için aynı takip dosyasından düzenlenecek ek takip talebi ile bu alacakların takibi ve tahsili mümkün olup, ilk dosyaya bu alacak kalemlerini de içerir şekilde teminat mektubu sunulduğu da nazara alındığında anılan alacaklar yönünden ayrıca ilamlı takip başlatılmasının usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğu-
Alacaklının, takibine dayanak yaptığı ilamın bozulması üzerine icra muamelelerinin olduğu yerde duracağı, bozma kararından sonra, verilen kararla alacaklının duran takibine devam etmesi ve ilamdan kaynaklanan fark alacaklarının muhtıra gönderilmesi suretiyle tahsilinin mümkün olduğu, bu şekilde devam edilebilecek ilk takipten feragat edilmeksizin başlatılan ikinci takip mükerrerlik oluşturacağı gibi usul ekonomisi ilkesine de aykırılık teşkil edeceği-
Velayet düzenlemeleri ve bunun tabii sonucu olan iştirak nafakası istemlerinde amaç küçüğün menfaatinin korunması olduğundan "açıkça nafaka istemiyorum" şeklinde bir beyanın varlığı dışında hâkimin kendiliğinden iştirak nafakasına hükmetmesi gerektiği- İştirak nafakası çocuk için bir hak olup velayetin değiştirilmesi davalarında istenilen nafaka talepleri de ayrı bir davanın konusunu oluşturmadığı gibi bu hususta mahkemece ayrı harç alınmasının da iştirak nafakası talebini müstakil bir dava konusu hâline getirmeyeceği- Kamu düzenine ilişkin olan velayetin değiştirilmesine konu davada asıl talebin ferîsi niteliğindeki iştirak nafakası talebinin bağımsız bir dava olduğunun kabul edilemeyeceği- İştirak nafakasına hak kazanması için velayetin değiştirilmesi davasının sonucunun beklenmesinin çocuk yönünden haklarına geç ulaşması sonucunu doğuracağı ve kamu vicdanının yaralanmasına sebebiyet vereceği- Eğer bağımsız olarak açılan iştirak nafakasının artırılması ya da azaltılmasına yönelik bir dava söz konusu ise; dava konusu münhasıran "nafaka" olduğundan, davanın açılması için ayrı bir harç alınması gerektiği gibi dava sonunda yargılama giderleri de kabul- ret oranına göre hükmedilmesi gerektiği- Velayetin değiştirilmesine konu davada velayeti değiştirilen çocuk için hükmedilen velayet düzenlenmesine yönelik davaların fer'isi niteliğinde olan iştirak nafakası nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu- "Velayetin değiştirilmesi ve müşterek çocuklar yararına iştirak nafakası talep edildiğinden, davaların yığılmasının söz konusu olduğu, her iki talebin de ayrı ayrı dava edilme imkânı varken tek davada istenmesi durumunda tek bir vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmetmenin doğru olmadığı, söz konusu taleplerin ayrı davaların konusunu oluşturduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dosyanın işlemden kaldırılması halinde takip dosyası derdest kalmaya devam ettiğinden ve alacaklı tarafından ilk takipten feragat edilmeksizin aynı alacak için yeni bir takip yapılması halinde ikinci takibin mükerrer olacağı, alacaklının daha önce takip konusu edilmeyen alacakları varsa harcı yatırılarak aynı takip dosyası üzerinden tahsili gerektiğinden istemin kabulü ile ikinci takibin iptali gerekeceği-
Tebligatın, hukuki bir işlemin veya durumun ilgili kişiye bildirilmesi amacıyla yetkili kurum tarafından yapılan yazı veya ilan yoluyla belgeleme işlemi olduğu- Tebligatın teslim alınmasıyla birlikte tebligata konu olan hukuki duruma ilişkin sürelerin başlacağı- Temyiz kanun yoluna başvuru süresinin kararın tebliği ile başlayacağı, Davacının isteminin temyiz talebi değil yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkin olması nedeniyle temyiz talebi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de davacıya usulünce yapılmış karar tebliği bulunmadığından, temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü bu nedenle temyiz isteminin öncelikle incelenerek karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece; İİK'nin 18. maddesi gereğince duruşma açılarak, taraf beyanlarının alınması, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle ilk takip dosyasının infaz edilip edilmediği, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı hususlarının tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ile evrak üzerinden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçluya karşı tasarrufun iptaline ilişkin ilamın ferilerine ilişkin alacak kalemlerini, asıl takip dosyası üzerinden gerektiğinde ek takip talebi ile tahsilinin mümkün olduğu, ayrı bir takibe konu edilmesi usul ekonomisine aykırı olduğundan, bu kalemler yönünden ayrıca başlatılan takibin iptali gerektiği-