Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için aynı takip dosyası üzerinden alacağın tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılmasının, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil edeceği-
Mal rejiminin sona ermesinin, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu- Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda, bu davanın usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılması gerektiği-
Takibe konu edilen alacağın, nitelik itibariyle bölünebilir olmasına rağmen, itiraz edilen miktarın, davacılar açısından "belirli" olduğu ve kısmi davaya konu edilemeyeceği- Kısmi davaya konu edilemeyecek bir alacağın ıslah yoluyla artırılmasının mümkün olmadığı-
Takibe konu ilamda hükmedilen faiz başlangıç tarihi olarak yer alan "kesinti" sözcüğünün hüküm fıkrasından çıkartılarak "dava" sözcüğünün yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle onanmasına şeklinde karar verilen karar düzeltme ilamı üzerine, "usul ekonomisi" gereği düzeltilerek onama ilamına dayanılarak takibe devam olanağı bulunduğundan, bu karar da göz önünde bulundurularak, mahkemece " dava " tarihinden itibaren işletilecek faiz miktarı bilirkişi marifeti ile belirlenip, gerektiğinde icra emrinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken " yargılama devam ederken takibe konu ilam hakkında düzeltilerek onama kararı verildiği gerekçesi ile karar verilmesine yer olamadığına" şeklinde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Kesilen malûllük aylığının yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkin davada; çalışma gücünü en az 2/3 oranında yitirmediğinden, 506 s. K. mad. 53 gereğince malûl sayılmayan davacının durumunun, malûllük için %60 derecesini yeterli kabul eden 5510 s. Kanun hükümleri kapsamında da irdelenebilmesi amacıyla, yüzde olarak çalışma gücü kayıp oranı, malûllük olgusu gerçekleşmiş ise bunun tarihi ve buna göre aylığın başlangıcı yönlerinden Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Genel Kurulu’ndan yeniden rapor alınarak elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-
Muhdesat aidiyetinin tespiti davalarında ortaklığın giderilmesi davasının yargılaması sırasında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul edenler dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan tüm tapu maliklerinin davada taraf olmaları gerektiği-
Somutlaştırma yükünün, dava açılırken veya cevap dilekçesi verilirken iddia ve savunmanın dayandırıldığı vakıaların ve hangi vakıanın hangi delillerle ispat edileceğinin belirtilmemiş olması halinde söz konusu olacağı- Boşanma davasında gösterilen tanıkların, dava dilekçesinde yer alan vakıalar konusunda dinletilmek istendiği açık ise, gerekmediği halde, "hangi tanığın hangi vakıanın ispatı için gösterildiğini belirtmesinin" istenmesi ve bu yönde açıklamada bulunması için süre verilmesinin hukuki sonuç doğurmayacağı, gösterilen tanıkların usulünce dinlenerek karar verilmesi gerekeceği-
Davacı tarafın iddiası, mal rejiminin tasfiyesi ile tasfiye alacağı karşılığında öncelikle, tapunun yarı payının iptali ile adına tesciline, bu isteklerin yerinde görülmemesi durumunda, bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesi isteğine ilişkin olup, eşler arasındaki evlilik, yabancı mahkeme tarafından verilen boşanma kararının, aile mahkemesince verilen tanıma kararı ile sona erdiğinden, iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanıp oluşacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eşlerin boşandıkları göz ardı edilerek davaların reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davalı vekili Uyap sistemi üzerinden kararı temyiz ettiği ancak vekilin vekaletnamesinin dosyada bulunmadığı görülmekle birlikte, bozma nedeni ve 6100 sayılı HMK’nın 30. maddesinde yer verilen usul ekonomisi ilkesi dikkate alındığında dosyanın bu eksikliğin tamamlatılması için geri çevrilmesine gerek olmadığı- Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki farklılığın HMK.nun 298/2.maddesine aykırı olup, bozmayı gerektireceği-
Aynı ilama dayalı olarak iki ayrı icra takibi yapılamayacağı-