Aynı ilama dayanılarak aynı taraflar arasında başlatılan ilk takibin iptaline dair kararın bozulması üzerine verilen şikayetin reddi kararının kesinleşmesi ile şikayete konu takibin derdest takip haline geldiği ve bu durumda aynı ilama dayanılarak yapılan diğer takibinin usul ekonomisi ilkesi gereğince iptali gerektiği-
İflas davası- 5411 s. Bankalar Kanunu mad. 132/10 hükmü uyarınca, davacı Fonun, Bankanın hakim hissedarı ve bağlantılı gerçek ve tüzel kişiler ile alacakların tahsili ve tasfiyesi hususunda bir protokol imzaladığı, anılan yasal düzenleme ve protokol hükümlerine dayalı olarak ihtiyati tedbir kararları devam etmek kaydıyla, davanın durdurulmasını talep ettiği, 5411 sayılı Yasa gereğince durdurma isteminin yasal koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın dudurulmasına ve davalılar hakkında ihtiyati tedbir kararlarının devamına karar verilmesinin isabetli olduğu-
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu mad. 94 uyarınca yaptıkları serbest meslek işleri dolayısı ile bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (18.inci maddede yazılı olanlarla kazançları götürü olarak tespit edilen serbest meslek erbabına ve noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç) istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben (avans olarak ödenenler dâhil) tevkifat yapmaya mecbur oldukları- Vekil vasıtasıyla yapılan takiplerde vekalet ücreti miktarının, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra müdürü tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanacağı, bu şekilde tayin olunan vekalet ücretinin de takip masraflarına dahil olduğu- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklının, takip dayanağı ilamda kıdem tazminatı ve fazla mesai alacak kalemleri için hükmedilen bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizini talep edemeyeceğinin ve borçlu tarafça söz konusu gelir vergisi kesintisinin yapılabileceğinin benimsendiği görüldüğünde mahkemece hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamelenin ya bozulacağı ya da düzeltileceği-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalışmakta olduğu kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 anlamında sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda "maaş haczinde birinci sırada yer alması gerektiğini, davalı alacaklının gerçek bir alacağı olmadığını" ileri süren davacı alacaklının açtığı davanın  (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-
Tarafları aynı olan ve aynı ilamdan kaynaklanan alacakların aynı takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak tahsili mümkün iken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ayrı ayrı takibe konulamayacağı- Daha önce takip konusu edilmeyen aynı ilama dayalı alacakların (faiz farkı alacağının) harcı yatırılarak aynı takip dosyası üzerinden tahsili gerekeceği-
Hükmün tavzihinin ilamın icrasının tamamlanmasına kadar geçecek süre içinde istenebileceği ve verilen tavzih kararının hükmün bir parçası olduğu ve icrasında dikkate alınması gerekeceği- Tavzih kararının geçerliliğinin dar yetkili icra mahkemesince tartışılamayacağı-
Davacının ..., ... ... Noterliği tarafından düzenlenen 06.02.2015 tarih ve 2754 yevmiye nolu alacağın devrine ilişkin belge ile iş bu davadaki alacağını ...'a devrettiği; davacının taraf (davacı) sıfatını sözkonusu temlik ile kaybettiği- Alacağı temlik alan ...'ın davaya devam edip etmeyeceğinin belirlenmesi,taraf sıfatını kazanması halinde davaya devam edilmesi aksi halde taraf (davacı) sıfatı yokluğundan davanın reddi yoluna gidilmesi gerektiği- 
Soybağının reddine ilişkin davanın, aile mahkemesi olmayan yerlerde asliye hukuk mahkemelerince "aile mahkemesi" sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerektiği-
Davacı kendisinden beklenen tüm çaba, özen ve önlemlere rağmen davalının sağ olup olmadığını tespit edememiş ise, ya da tespit edememe durumu bir yanılgıya dayanıyor ve bu durum açıkça dürüstlük kuralına aykırılık arz etmiyorsa, bu dava ilişkisinde davacının daha sonra da kendilerine karşı dava açılması muhtemel olan mirasçılara, yani gerçek taraflara karşı davaya devam etmesinin mümkün olduğu-
Aynı ilama dayalı alacaklar için ayrı ayrı takip başlatılamayacağı, mahkemece "ihtiyari dava arkadaşlarının aynı ilamla hükmedilen alacaklarını ayrı takibe konu yapabileceği" gerekçesi ile takibin iptaline ilişkin şikayetin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-