Davalılar, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı yapıldığını iddia ettiklerinden; mahkemece tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından, sözleşme tarihindeki murisin elinde bulunan malvarlığının tespit edilecek miktarı ile temlik edilen malın bütün mamelekine oranı dikkate alınarak ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu edilen taşınmazların makul olarak değerlendirilebilecek miktarı aşıp aşmadığının muris muvazaası ilkelerine uygun olarak yeterli araştırma ve inceleme yapılıp, toplanan ve toplanacak olan deliller ile birlikte, dinlenen taraf tanıklarının beyanları değerlendirilerek, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin terekeden mal kaçırma amaçlı değil, gerçekten murisin bakımını sağlamak amacıyla düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması gerektiği-
Çekişmeli taşınmazların kadastro öncesinde mera olarak sınırlandırılmış olması nedenine dayalı Hazine tarafından açılan tapu iptali ile tescil isteği-
Dava, satış sözleşmesi kapsamında ödenen avansların iadesi istemi-
Avukatın yasaklı durumda bulunduğu anlaşıldığına göre, vekilin duruşmaya katılamamış olması, davanın tarafı olan ve kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmayan vekil edenin, salt bu nedenle hak kaybına uğramasına neden olacak bir olgu olarak kabul edilemeyeceği- Vekil edenin herhangi bir şekilde bu durumdan etkilenmemesi için, vekilin yasaklı olduğu konusunda bilgilendirilmesi, durum ve sonuçlarının kendisine açıklıkla bildirilmesi gerektiği-
Aynı ilamda birden çok ihtiyarî dava arkadaşı hakkında ayrı ayrı hükmedilen alacak kalemlerinin, her bir davacı yönünden borçluya karşı ayrı ayrı takibe konulmasının mümkün olduğu- "Aynı sebep ve aynı ilamdan kaynaklı alacakların aynı takip dosyası üzerinden tahsili mümkünken, makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın ilam alacaklılarının, her birinin kendi payına düşen kısım için ayrı takip başlatmasının hakkın kötüye kullanımı olup, usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı vekili üst üste üç duruşma için başka mahkemelerde duruşması olduğu gerekçesi ile mazeret dilekçesi göndermiş olup, eldeki davanın duruşmasına katılmak yerine başka mahkemelerdeki duruşmalara katılmayı tercih etmesi karşısında, ... tarihli dilekçenin yargılamanın uzatılmasına matuf olduğu kabul edilerek dosya işlemden kaldırılmış, yasal süresi içerisinde de dava yenilenmemiş olduğundan, üçüncü kez yinelenen mazeret talebi hakkında yapılan değerlendirmede, dava tarihi ve yargılama süreci gözetildiğinde bir isabetsizlik bulunmadığı, üç ay içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Dava tarihinden önce şirket ortağı olan ve ancak "dava öncesi ortaklık sıfatı sona eren" kişinin, daha sonra ortaklık ilişkisinin mevcut olduğu tarihlerden kaynaklanan hukuki uyuşmazlık nedeni ile ortak veya ortaklığa dava açması ya da bu kişiye dava açılması durumunda HMK’nın 14/2. maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralının uygulanması gerektiği-
Tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkin açılan davanın temyiz aşamasında, davacı vekilinin "davalı taraf ile uzlaşma ihtimallerinin bulunduğunu, dava konusu taşınmazın dava dışı bir başka kişiye satılabilmesi için tapu müdürlüğüne ihtiyati tedbirin kaldırılması müzekkeresi yazılmasını talep ettiği, mahkemece aynı gün tapu müdürlüğüne yazılan müzekkereyle çekişmeli taşınmazın sadece bu belirtilen kişiye devri için ihtiyati tedbirin kaldırılmasına" karar verildiği ve taşınmazın dava açıldıktan sonra davalı tarafından bu kişiye satış yoluyla devredildiği anlaşılmakla, mahkemece davacıya HMK 125/1-a-b'de belirtilen seçimlik haklarından hangisini kullanacağı konusunda ve maddeye uygun biçimde, açık olarak beyanda bulunmak üzere süre verilmesi, kullanılacak seçimlik hakka göre devreden veya devralan hakkında yargılamaya devam edilerek davanın neticelendirilmesi gerekirken, devir yokmuş gibi eski taraflar arasında yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-
İş kazasından kaynaklanan tazminat istemli eldeki davada sunulan dava dilekçesinde davalı olarak gösterilen kişinin önceden şüpheli ifade tutanağında “Otelin sahibi olurum, ... isimli şahıs yaklaşık 8 yıldır sigortalı olarak çalışmaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğu ve yargılama sırasında yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında da otelin eski sahibi olduğu yönünde tespit yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece HMK 124 uyarınca davacıya taraf değişikliği konusunda imkân tanınarak davacıya uygun süre verilerek yargılamaya devam edilmesi gerektiği-
Takibin yalnızca infazen işlemden kaldırmış olup iptal edilmemesi halinde, ek takip talebi verilmek sureti ile takibe devam etme imkanı bulunduğundan, yeni takip başlatılmasının usul ekonomisi ilkesine aykırı olduğu-