Asıl dava ve birleşen dava tarihinin hatalı gösterilmesi veya hiç yazılmamasının mahallinde düzeltilebilir maddî hata niteliğinde olduğu esasa etkili olmadığından ayrıca bozma nedeni yapılmayacağı- Yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye devredilmesine olanak bulunmadığı- Taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Turgutlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa Asliye Ticaret Mahkemesince davaya bakılmasının olanaklı olmadığı ve bu hususun usul ekonomisi ilkesine de uygun düşeceği-
Dayanak ilam bozulmakla, hüküm ortadan kalktığından bozma ile ortadan kalkan ilama ilişkin hesaplama yapılmasının usul ekonomisi ilkesine aykırılık teşkil ettiği- Birleşen davada şikayetin konusunu teşkil eden dayanak ilam şikayet tarihinden sonra bozularak ortadan kalktığına göre; İlk Derece Mahkemesince, şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek 6100 sayılı HMK'nun 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Davacı tarafından idare aleyhine açılan kısmî davanın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere kabulüne karar verilmesi halinde, kesinleşen kısmî davanın içeriği ile eldeki ek davanın dosya kapsamı dikkate alındığında, kısmî davada belirlenen kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin gerek davacı gerek davalı yönünden kesinleşerek bağlayıcı hâl almış olduğu- Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin ilk davada tespit edilerek kesinleşmesinden sonra eldeki ek davada, kesinleşmiş karardaki bakiye bedele hükmedilerek ilk dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği- "Davacı vekilinin faiz talebi bulunmamasına rağmen, talep aşımına yol açacak biçimde karar verilemeyeceği, mahkemece faize hükmedilmeksizin ilk davadaki bakiye bedelin tahsiline karar verilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Takip dayanağı ilam katılma payı alacağına yönelik olduğundan kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlar arasında yer almadığından davacı borçlunun bu yöndeki itirazının yerinde olmadığı, alacaklı vekilinin ............ tarihli dilekçesi ile ....... sayılı dosyadaki icra vekalet ücreti alacağından vazgeçtiği, alacaklının ikinci takibi başlatmasında kötüniyetli olarak hareket ettiğinin ispat edilemediği, şikayetçi tarafın dilekçesinde icra emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, taleple bağlı kalınarak icra emrinin iptali halinde takibin varlığını devam ettireceği-
Davanın türünün başlangıçta var olan hukuki yararı ortadan kaldırmayacağı, koşulları oluşmadığı halde belirsiz alacak davası olarak açılan bir dava, usul ekonomisi ilkesi gözetilerek hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile hemen usulden reddedilmeyeceği- Alacağın belirli olduğu hallerde kısmi dava açılmasına cevaz vermeyen 6100 sayılı HMK'nun 109'uncu maddesinin ikinci fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla birlikte artık belirli olan alacaklar için de kısmi dava açılması mümkün olacağı-
Şikayetin konusunu teşkil eden dayanak ilam şikayet tarihinden sonra bozularak ortadan kalktığına göre; Bölge Adliye Mahkemesince, şikayetin konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek 6100 sayılı HMK'nun 331. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri takdir edilmesi gerekeceği-
Davalılar, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı yapıldığını iddia ettiklerinden; mahkemece tarafların gerçek iradelerinin açıklığa kavuşturulması bakımından, sözleşme tarihindeki murisin elinde bulunan malvarlığının tespit edilecek miktarı ile temlik edilen malın bütün mamelekine oranı dikkate alınarak ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu edilen taşınmazların makul olarak değerlendirilebilecek miktarı aşıp aşmadığının muris muvazaası ilkelerine uygun olarak yeterli araştırma ve inceleme yapılıp, toplanan ve toplanacak olan deliller ile birlikte, dinlenen taraf tanıklarının beyanları değerlendirilerek, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin terekeden mal kaçırma amaçlı değil, gerçekten murisin bakımını sağlamak amacıyla düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması gerektiği-
Çekişmeli taşınmazların kadastro öncesinde mera olarak sınırlandırılmış olması nedenine dayalı Hazine tarafından açılan tapu iptali ile tescil isteği-
Dava, satış sözleşmesi kapsamında ödenen avansların iadesi istemi-
Avukatın yasaklı durumda bulunduğu anlaşıldığına göre, vekilin duruşmaya katılamamış olması, davanın tarafı olan ve kendisine herhangi bir bildirimde bulunulmayan vekil edenin, salt bu nedenle hak kaybına uğramasına neden olacak bir olgu olarak kabul edilemeyeceği- Vekil edenin herhangi bir şekilde bu durumdan etkilenmemesi için, vekilin yasaklı olduğu konusunda bilgilendirilmesi, durum ve sonuçlarının kendisine açıklıkla bildirilmesi gerektiği-