Temliki tasarruf veya önemli yönetim işi kapsamında olmayan işlerde aranan kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızasının bulunması halinde dahi yapılacak tesis ve değişikliğin imar mevzuatına aykırı olmaması, yazılı rızası bulunmayan kat malikinin ise bağımsız bölümünü kullanmasını engelleyecek ve Kat Mülkiyeti Yasası'nın 18. maddesi gereğince kat malikini rahatsız edecek nitelikte bulunmaması gerekeceği-
Terditli davalarda mahkemece, ilk önce asıl talep hakkında inceleme yapılacağı, asıl talep yerinde görülmez ise o zaman yardımcı talebin incelenmesine geçileceği-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının T.M.K.nun 2.maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
Vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayandığı- Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğduğu- çekişmeye konu olan taşınmazın temlikinin vekalet görevinin kötüye kullanılması suretiyle gerçekleştirildiği- Mahkemece, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin olarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle sonucu verdiği red kararının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre, istemin yasal dayanağının BK'nın 47.maddesi olduğu, davacının kooperatif nezdinde iş alamaması nedeniyle kooperatif yönetimi hakkında şikayetlerde bulunduğu, TMK'nın 2.maddesi uyarınca hiç kimse kendi kusuruna dayalı olarak başkasından hak talebinde bulunamayacağı, ihraç kararının manevi tazminatı gerektirmeyeceği, sırf ihraç kararı ile manevi zarara uğradığı, kişilik haklarının rencide olduğu, cismani bir zarar oluştuğundan bahsedilemeyeceği gerekçesi ile, davanın reddine karar verildiği ve bu kararın onandığı-
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanmasının T.M.K.nun 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağı-
1479 ya da 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve bu çalışmaların sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği-
Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi halinde üyeliğinin sona erdiğini ortağın zımnen kabul ettiği ve böyle bir davacının açtığı davanın TMK'nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düşeceği-