Sözleşme hükmü ücretin yılda 270 saatlik fazla çalışmayı da kapsadığı- Mahkemenin feri müdahilin delillerini süresinde ibraz etmemesinin kusurundan kaynaklandığı veya dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ortaya koyan somut bir saptaması bulunmadığından, fazla çalışma hesabında iş sözleşmesindeki ücretin yıllık 270 haftalık 5,2 saatlik fazla çalışmayı kapsadığına ilişkin düzenlemenin dikkate alınması gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat ile fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine-
Muvazaanın tarafı durumundaki davalı işveren şirketin, kimsenin kendi muvazaasından yararlanamayacağı ilkesi nedeniyle ve davalı şirketin son alt işveren olmaması gözetilerek, davacının feshe bağlı olmayan işçilik alacaklarından, yalnızca kendi döneminde geçen çalışmalar yönünden müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması gereği bulunduğundan, husumet yokluğundan davanın reddine dair verilen kararın hatalı olduğu- Davacının yaz aylarında 17:00-07:00 saatleri arasında geçen çalışma süresi 14 saat sürmesine karşın, raporda hatalı şekilde 12 saat olarak hesaplanıp, 1,5 saat ara dinlenme düşülerek haftalık 6 gün süren çalışmasında 15 saat fazla çalışma yapmış olduğu belirlenmişse de, davacının yaz aylarında 14 saat süren çalışmasından 2 saat ara dinlenme süresi düşüldüğünde günlük 12 saat, haftalık 72 saat çalışması olduğu ve haftalık 27 saat fazla mesai yaptığı, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınarak karar verilmesi gerektiği-
Davacı işçinin, "fazla çalışma" iddiasını ispat yönünde sunduğu bir kısım çalışma çizelgeleri davalı işverenin imzasını içermemekte ve tüm çalışma dönemini de kapsamamakta olduğundan, davacı-işçinin iddiasını yazılı, kesin delillerle ispatlayamamış olduğu- Özel Daire bozma kararında "makul oranda indirim yapılması gerekliliğinin yanı sıra, 'davalıya ait otelde yaz ve kış aylarında aynı yoğunlukta çalışma yapılamayacağı' dikkate alınmadan, davacının tüm çalışma dönemi boyunca fazla çalışma yaptığının kabulü”nün de hatalı olduğu belirtilmiş ise de; davalı tanığı açıkça "davalıya ait otelde yaz-kış dönemi ayrımı yapılmaksızın fazla çalışma yapılmaya devam edildiğini" beyan etmiş olduğundan, bu yönden bozma kararına direnilmesinin haklı olduğu- Bozma kararında işaret edildiği üzere, yerel mahkemenin, fazla çalışma alacağının takdiri delillerle ispatlandığını gözeterek makul bir indirim yapılması gerektiği-
Davacının çalıştığı taş ocağının 28/02/2009 tarihine kadar davalı A.Ş.’nin işlettiği, bu tarihten sonra ise aynı taş ocağını davalı Ltd. Şti.’nin çalıştırdığı ancak işletme ruhsatının ise halen A.Ş.’ye ait olduğu, davalı şirketler vekillerine, taş ocağının işletimi ile ilgili ve aralarındaki ticari ilişki ile ilgili yazılı beyanda bulunmak ve buna ilişkin tüm belgeleri sunmak üzere iki haftalık süre verilmesine rağmen, davalılar tarafından aralarındaki hukuki ilişkiyi ortaya koyacak belge ibrazında bulunmadığı, önceki uyuşmazlıklarda, benzer şekilde davalı şirketler arasında organik bağ bulunduğunun kabul edildiği ve bu kararların Yargıtayca onandığı anlaşılmakla, saptanan bu durum itibariyle davalılar arasında organik bağ bulunduğu anlaşıldığından, davanın diğer davalı A.Ş. yönünden husumetten reddinin hatalı olduğu- Davacının günde 2,5 saat fazla mesai yaptığı kabulüne göre hesaplama yapılmış ise de, davacı haftada 7 gün çalıştığı halde hafta tatili alacağı ayrıca talep edildiğinden bahisle haftada 6 gün çalıştığı kabulüne göre, haftada 15 saat fazla mesai yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmış olup, Hafta tatili alacağında, davacının normal 7,5 saatlik çalışmasının karşılığı hüküm altına alındığından, davacının günlük 2,5 saat, haftada ise 17,5 saat fazla (2,5*7=17,5) çalışma yaptığı kabulüne göre hesaplama yapılması gerekirken, yanlış değerlendirme ile haftada 15 saat fazla çalışma yapıldığının kabulüne göre yapılan hesaplamaya itibarla hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Belediye'nin yardımcı zabıta personeline ilişkin ihalesi sonucunda Belediye ile şirketler arasında yasaya uygun asıl-alt işverenlik ilişkisi kurulduğundan, mahkemece yapılan "davalı Belediye ile alt işverenler arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğu" yönündeki tespitin yerinde olmadığı- İbar tazminatı ve yıllık izin ücreti feshe bağlı alacaklardan olup, bu alacaklardan sadece son işverenin sorumlu tutulacağı- Her alt işverenin, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti haricindeki işçilik alacakları bakımından, davacının kendi bünyesinde çalıştığı hizmet süresi ile ve kendisinden önceki asıl işverenlik nezdinde diğer alt işverenlerde geçen hizmet süresinden sorumlu olduğu- Devreden işverenin sorumluluğunun, devir tarihinden itibaren 2 yıl süreceği (İş. K. mad. 6/1, 2, 3)- Mahkemece, davacının fazla mesai ücreti hesabına esas hizmet süresi içinde belediye etkinliği, festival gibi nisan-kasım ayları arasında yapılan etkinliklerin, festivallerin hangi tarihlerde hangi saatler arasında hangi etkinliklerin yapıldığını Belediye'den ve Kaymakamlıktan sorarak ve belgeleri de istenerek, o günler için hesaplama yapılması gerektiği- Hafta tatil ücreti bakımından, davacının haftada 5 gün mü 6 gün mü çalıştığı belirlenerek somut şekilde tanık beyanına göre tespit edilebiliyorsa varsa hafta tatili ücreti hesaplanarak hüküm altına alınması gerektiği- Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmezse de, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerektiği ve bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmesi gerektiği- 08:30-23:00 saatleri arasında yapılan görevin niteliği de gözetildiğinde bu çalışmadan günlük en az 3 saat ara dinlenmesi düşülmesi gerektiği- Fazla mesai ücreti yönünden (14,5 – 1,5 = 13 saat, 13-7,5= 5,5 saat günlük fazla mesai yapacağından) belirtilen günler için günlük 5,5 saat fazla mesai hesaplanması gerekirken 6 saat fazla mesai hesaplanmasının hatalı olduğu- Bilirkişi raporunda, hafta tatili ücreti 2,5 yevmiye üzerinden, ulusal bayram genel tatil ücreti 2 yevmiye üzerinden hesaplanmış olup, davacının, çalışmasa da, kanun gereği alması gereken hafta tatili ücretini ve ulusal bayram genel tatil ücretini almadığına yönelik bir iddiası bulunmadığından, ulusal bayram genel tatil ücretinin 1 yevmiye, hafta tatil ücretinin ise 1,5 yevmiye üzerinden hesaplanması gerektiği- Fazla mesai ücreti bakımından, birden fazla davalı olmasına rağmen "davalıdan alınmasına" şeklinde tekil kelime ile karar verilmesinin hatalı olduğu- Yeniden kurulacak olan hükümde, yeni hüküm tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi ile hüküm altına alınan ve reddedilen miktarlara göre tüm taraflar açısından vekalet ücretinin yeniden değerlendirilmesi gerekeceği-
Fazla çalışma ve tatil alacaklarından yapılacak indirimin “hakkaniyet indirimi” ya da “takdiri indirim “olarak nitelendirilmesi doğru olmayacaktır. İndirim, işçinin yılın belli dönemlerinde çalışmadığı karinesine dayalı olduğundan “karineye dayalı makul bir indirim” ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağı- Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma ile fazla çalışma olgusu yazılı belge ile değil tanık beyanları ile kanıtlandığından indirim yapılmasında bir yanlışlık olmadığı, ancak indirim oranının % 50 olarak belirlenmesinin Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması ile bağdaşmadığı gibi davacının hakkına ulaşmasına engel teşkil edecek nitelikte fazla olduğu-
Kat mülkiyetine tabi olan yerlerde çalışan işçinin işvereni kat malikleri olup, kat malikleri işçilik alacaklarından eşit olarak sorumlu olduğu, yönetimin ise işveren vekili konumunda olduğu- İşçilik alacaklarına ilişkin davanın yöneticilik aleyhine açılması yerinde ise de, hükmün Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 20/a maddesi uyarınca kat malikleri aleyhine kurulması gerektiği-
22. HD. 21.09.2017 T. E: 36899, K: 18755-
22. HD. 20.06.2017 T. E: 34969, K: 15030-