Davalı borçlular ile üçüncü kişi davalılar arasındaki yakın akrabalık nedeniyle dava konusu tasarrufların İİK. mad. 278/1 ve 280/2 gereğince iptale tabi olduğu-
İ.İ.K'nın 280/son fıkrasına göre ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul olunacağı, bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği, dava konusu aracın ticari bir araç olduğu nazara alındığında davalı tarafça anılan madde gereklerine uygun bir satış yapılmadığının da açık olduğu, hal böyle olunca ticari işletmenin mühim bir kısmını oluşturan araç ile ilgili tasarrufun iptaline yönelik davanın kabulüne karar vermek gerekeceği-
Davalı üçüncü kişinin borçlunun eski damadı olması ve satın aldığı taşınmazı kısa süre sonra borçlunun kardeşine devretmesi gözetildiğinde, davalının eski damadı olan 3. kişi ile davalı ikin­ci alıcı 4. kişinin borçlunun kardeşi olarak borçlunun durumunu bilebi­lecek durumda olan şahıslar oldukları ve satışların mal kaçırma amacı İle danışıklı olarak yapıldığını gösterdiği (İİK. mad. 280)-  Beşinci kişinin kötü niyetli olduğu ve borçlunun durumunu bilebilecek şahıslardan olduğu tesbit ve ispat edilmediğinden İİK'nın 283/2 maddesi uyarınca dördüncü kişinin, malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında bedel­le sorumlu tutulması gerektiği-
Borçlunun borcun doğumundan sonra, alacaklılarından mal kaçır­ma amacı ile kooperatif hissesini üçüncü kişiye devrettiği, davalının borç­lunun durumunu bilebilecek durumda olduğu kanaatine varıldığından bahisle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı borçlunun satın aldığı taşınmazı on beş gün sonra daha yüksel bir bedelle devretmesinde yasaya aykırı bir durum olmadığı, taraflar arasında akrabalık, arkadaşlık ve ticari ilişki gibi bir münasebet tespit edilemediğinden ve 6183 s. K.'un 27, 28, 29 ve 30. maddeleri kapsamında tasarrufun iptali nedenleri bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-
Borçlu ile davalı arasında tasarruf öncesinde kiracılık ilişkisi olduğu, borçlu ile ticari ilişki içinde olan davalının borçlunun mal kaçırma kastını bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun anlaşıldığı- Davalı dördüncü kişinin davalı borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olduğunun ispat edilememesi halinde bu davalı yönünden davanın reddi gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların satışının yapılması sırasında borçlu şirket tarafından satış işlemlerinin takip edildiği ve 3. kişi durumundaki davalı adreslerinin de borçlu temsilcisi tarafından tapuya bildirildiği yönündeki iddianın dosya içindeki adres bilgile­ri, pasaport ve yurtdışı evrakları ile de belirlenmiş olmasına göre akit tablosuna aynı adresin yazılmış olmasının tasarrufun iptali davasının kabulü için yeterli bir gerekçe oluşturmayacağı nazara alınmadan yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
İİK. mad. 280/son uyarınca, ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastiyle hareket ettiğinin kabul olunacağı, bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebileceği- Dava konusu aracın ticari bir araç olduğu nazara alındığında, davalı İİK. mad. 280/son gereklerine uygun bir satış yapılmadığı açık olduğundan, ticari işletmenin mühim bir kısmını oluşturan araç ile ilgili tasarrufun iptaline yönelik davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İvazlar arasında bir mislini aşan fahiş fark bulunmadığı, diğer yandan 3.kişi konumundaki davalı İ.'in borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden oldu­ğu da kanıtlanamadığından, bu durumda mahkemece kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu ile üçüncü kişi babası arasındaki tasarrufların iptale tabi olduğu- Dördüncü kişi kooperatifin üyesi olan borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu- Tasarrufun iptali davalarında, davacının, yapılan tasarrufun iptaline karar verilmesi halinde dava konusu malın kaydının tekrar borçlu adına tesciline gerek olmaksızın o mal üzerinde cebri icra yapma yetkisi elde edeceği, bu nedenle mahkemece dava konusu kooperatif payı üzerinde davacı tarafa haciz ve satış yapma yetkisi verilmesi gerekirken kooperatif payının yeniden borçlu adına tahsisine karar verilmesinin doğru olmadığı-