Terekenin resmi tasfiyesinin yapılması ve terekeye temsilci atanması istemine ilişkin açılan davada, mirasın gerçek reddini tespit ve tescil edip başka mirasçı bulunmadığını belirleyen mahkemenin terekeyi re'sen iflas hükümlerine göre tasfiye etmesi gerektiği (TMK. mad. 612)-
Sulh hukuk mahkemesince, en yakın mirasçıların mirası reddettiklerinin belirlenmesi halinde, herhangi bir başvuruya gerek olmadan kendiliğinden resmi tasfiye yoluna gidilmesi gerektiği- Terekenin tasfiyesi istemine ilişkin açılan davada, murisin en yakın mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olması sebebiyle, bu dosya üzerinden terekenin iflas hükümleri uyarınca tasfiyesi gerektiği- Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2010/45 Esas, 2010/109 Karar sayılı dosyası üzerinden murisin en yakın mirasçılarının tamamı tarafından mirasın reddedilmiş olması sebebiyle, bu dosya üzerinden terekenin iflas hükümleri uyarınca tasfiyesi gereklidir. Dazkırı Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/192 Esas sayılı dosyasında mahkemenin 03.06.2014 tarihli yazısı tasfiyeyi yapacak mahkemeyi harekete geçirmeyi sağlayan bir talep olup, terekenin resmi tasfiyesinin Dazkırı Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/45 esas sayılı dosya üzerinden yapılması gerektiği-
Mirasın gerçek reddi istemine ilişkin açılan davada, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilip tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği (TMK. mad. 612/1,2)- Mirasın murisin en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından reddedilmiş olmasıyla tereke re'sen tasfiyeye tabi olacağından, murisin annesi V.E.'in hayatta olduğu da göz önüne alındığında miras, davacı F.G.'e geçmediğinden, miras kendisine geçmemiş olanların mirası reddetmelerinin söz konusu olamayacağı- Davacı F.G.'in mirasçı olmaması nedeniyle bu davacı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkin açılan davada, murisin baba tarafından mirasçısı bulunup bulunmadığı araştırılıp murisin tüm mirasçıları tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Mirasçıların miras reddetmeleri halinde terekenin tasfiye edilmesi gerektiği-
Mirasbırakanın en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından TMK. mad. 605/1, 609'daki prosüdüre uygun olarak mirası reddolunduğundan; burada, "terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi" usulünün uygulanması gerektiği- Terekenin TMK. mad. 612 hükümlerine göre tasfiyesine ilişkin açılan davada, iflas dairesi oluşturularak terekenin defterinin tutulması ve murisin kayden ve irsen taşınmaz maliki olup olmadığının usulünce araştırılması, borçlarının tespit edilmesi, iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verilerek seçilecek yönteme göre işlemlerin yapılması; terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip, bu hususun ilan edilmesi, bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılması gerektiği-
İflas dairesi oluşturularak terekenin defterinin tutulması ve murisin kayden ve irsen taşınmaz maliki olup olmadığının usulünce araştırılması, Avcılar Vergi Dairesinin 07.12.2011 tarihli yazısı gereğince Mercan Vergi Dairesi ile G.en Vergi Dairesi'nden de soruşturularak murisin vergi borçlarının tespit edilmesi, Z. Bankası'nın 30.05.2013 tarihli yazısında murisin 5002 no'lu vadesiz hesabının 30.09.2011 tarihinde (murisin ölümünden sonra) sıfırlandığı belirtildiğinden anılan hesaba ilişkin ekstrenin (dökümün) temin edilmesi; iflas dairesince tasfiyenin adi veya basit şekilde yapılmasına karar verilerek seçilecek yönteme göre işlemlerin yapılması; terekeye (masaya) dahil hiçbir malvarlığı bulunmaz ise, iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilip bu hususun ilan edilmesi, bu ilanda tereke alacaklıları tarafından otuz gün içinde iflasa müteallik muamelelerin tatbikine devam edilmesinin istenmemesi halinde iflasın kapatılacağının açıkça yazılmasının gerektiği-
En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verileceği (TMK. mad. 612)- Mirasın en yakın tüm mirasçılar tarafından reddedilmesi halinde resmi tasfiyesine karar verecek olan mahkeme mirasın reddinin tespitine karar veren mahkeme olup müteveffaya ait terekenin hak sahiplerine teslimi talebi üzerine tereke hakiminin yapması gereken iş, murisin mirasçılarını davet ederek mirasçılarına yahut mirasçıları adına bir veya birkaç mirasçıya teslimi olacağı- Mahkemenin, terekenin iflas yoluyla tasfiyesine karar vermek görevi bulunmadığından hükmün bozulması gerektiği-
Şikayetçinin 2. zümre mirasçı olup mirası kabul yönünde bir iradesinin olmaması nedeniyle mirasın kendisine geçmediğine yönelik iddiaları bulunduğundan, veraset belgesi ve mirasın reddine ilişkin bir karara da rastlanmadığından alacaklının, borçlunun mirasçısı sıfatı ile takibi şikayetçiye yöneltme hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Muris terekesinin tespiti ve tasfiyesi istemine ilişkin açılan davada, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği ve TMK. mad. 612 uyarınca yapılacak tasfiye süreye tabi olmadığından, iddia çerçevesinde inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Murisin terekesinin TMK. mad. 612 ve 636 gereğince tasfiyesine ilişkin açılan davanın yargılaası esnasında tasfiye memurlarınca verilen talimat sonucunda Hazine tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen ... TL'nin Hazineye iadesi gerekirken bu bedelin tereke mevcuduna eklenmesi ve tasfiyeye tabi tutulması ayrıca Hazine'nin kamu alacağına ilişkin haczin 23.03.2007 tarihinde kesinleşmiş olması ve davacı alacaklının kira alacağının bu tarihten sonra muaccel olması ile kamu alacağının öncelikli olduğu gözetilmeden tereke mevcudunun Hazine ile davacı arasında bölüştürülmesine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-