Davalı SGK vekili, yargılama sırasında ve temyiz dilekçesinde mirasbırakanın prim borçlarının dava açılmadan evvel ödendiğini beyan ettiğinden, mahkemece, mirasbırakana ait prim borcunun kimler tarafından ödendiği, davacılar tarafından yapılan bir ödeme olması halinde, ödemelerin icra tehdidi altında yapılıp yapılmadığının araştırılarak, ödemenin Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinde düzenlenen terekenin benimsenmesi niteliğinde olup olmadığının değerlendirilmesi suretiyle hüküm kurulması gerekeceği- Mahkemece terekenin aktif ve pasifinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekeceği- Terekenin borç miktarı belirlenirken terekeden dava veya icra takibi yoluyla tahsili istenen borcun göz önüne alınması gerekeceği, mirasbırakanın keşide ettiği karşılıksız olduğu belirlenen çeklerine ilişkin dava veya icra takibi olmadığı halde, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda çeklerin yasal yükümlülük borcu olarak belirlenen ........... TL’nin terekenin pasifinde sayılmasının doğru olmadığı- Mahkemece mirasın hükmen reddine karar verilmesi halinde ise, mirasın en yakın yasal mirasçılar tarafından reddedildiği dikkate alındığında 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesi gereğince terekenin Sulh Mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilmesine dair hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mirasçılara ait olan emekli sandığınca yapılacak toptan ödemenin, mirasçıların malvarlığına ait olacağı için tenkis davasına konu edilemeyeceği Mahkemece emekli ikramiyesinin kanun gereği hak sahibi mirasçılara ait olmasına rağmen tereke kapsamına dahil edilemeyeceği-
Davalı müteveffa ............... tarihinde vefat etmiş olup, mirasın tüm mirasçıları tarafından kayıtsız şartsız reddedildiği, .........Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararı ile bu husus tespit ve tescil edildiğinden, terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesine ilişkin sürecin beklenilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerektiği- Tasarrufun iptali davasında, davalı borçlu tarafından “mirasın gerçek reddi talepli” dava açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği, ancak henüz kesinleşmediği anlaşıldığından, bu dosyanın kesinleşmesi beklenerek, mirasın hükmen reddi kararının kesinleşmesi halinde TMK 612. maddesine göre terekenin tasfiyesinin sağlanması için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tasfiye memuru atanması ve tasfiyenin yapılması için bekletici mesele yapılması, ayrıca mahkemece tasfiye memuruna gerekli tebligatlar yapılması ve eldeki davada taraf teşkili sağlanarak karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece hükme esas alınan .............. Asliye Hukuk Mahkemesi kararı ile terekenin borca batık olduğu gerekçesi ile mirasın hükmen reddine karar verilmiş ise de karar ............. Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilamı ile kaldırıldığından, mahkemece kararın kesinleşmesi beklenilmeksizin hükme esas alınmasının doğru olmadığı- Sırf yargılama sırasında ölen davalı ........... mirasçılarının sunduğu mirasın reddi kararına dayanılarak davanın reddine karar verilmesinin Türk Medeni Kanunu'nun 612. maddesinde belirtilen usule aykırı olduğu, zira, ilgili madde hükmü gereğince en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan mirasın, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edileceği, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp uygulanmayacağının düşünülmesi, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddeden davalı için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi gerekeceği-
....... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin .......... sayılı dava dosyasında mirasçı olarak gösterilen davacının mirası reddetmesi nedeniyle, iptale ilişkin kararda ret yokmuş gibi tüm mirasçıların gösterilmesinin, sonrasında ret durumuna işaret edilmesinin ancak mirasın reddi nedeni ile miras payının kime kalacağının da belirtilmesinin gerekeceği, o halde, mirasçılık belgesinin iptali üzerine yeniden verilecek mirasçılık belgesinde irs ilişkisinin kesilmemesi amacı ile murisin mirasını reddeden ...............’ın mirasçı olarak gösterilmesi, mirasın reddi nedeniyle miras payının kime kalacağının payları da gösterilmek sureti belirlenmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava konusu olayda, murisin mirası en yakın mirasçısı tarafından reddedildiğinden, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi için yasal prosedürün uygulanıp, sonuçlandırıldığı takdirde mirası reddedilen borçlu için atanacak ve yetkilendirilecek bir temsilci ile davaya devam edilmesi ve buna göre taraf teşekkülü sağlandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği- Taraf teşkilinin, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği- Borçlunun adresinde yapılan hacizlerde; borçlunun bu adresinden ayrılmış olduğu, yeni adresinin de tespit edilemediği haciz tutanakları ile belirlenmiş olduğundan, bu durumu belirleyen haciz tutanaklarının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu- İptali istenen tasarruflar, (takibe konu çeklerin keşidetarihinden) borçtan önce yapılmışsa da, alacak için düzenlenen çeklere sonraki tarihlerin atıldığı sıklıkla görüldüğünden, mahkemece, davacı vekiline icra takiplerinin konusu borcun doğumuna ilişkin temel ilişki konusunda delillerini sunması için süre verilmesi, sunduğu delillerin toplanması, davacı ve davalı borçlunun varsa ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması, gerektiğinde davacı ve borçlunun isticvabı ile borcun doğumunun tespiti; daha önce doğduğu ispatlandığı takdirde buna ilişkin dava koşulunun gerçekleştiği kabul edilerek işin esasına girilmesi, aksi durumun tespiti halinde ise borcun doğumu tasarruf tarihinden sonra ise davanın ön koşul yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği-
Kasten öldürme nedeniyle maddi ve manevi tazminat, asıl ve birleşen 2015/502 esas sayılı dosyada karşı dava, cinsel taciz nedeniyle manevi tazminat, birleşen 2015/532 esas sayılı dosyada ise dava, cinsel taciz ve silahla tehdit nedeniyle manevi tazminat istemlerine-
................ tarihinde vefat eden muris ...’nun mirasçısının çocuğu ..... olduğu, bu sebeple davacıların mirasın hükmen reddi davasını açmakta hukuki yararlarının olmadığı, mirasçı ...’nun muris ...’nun mirasını kayıtsız şartsız reddettiğinin tespit ve tesciline karar verilmesiyle murisin kardeşleri olan diğer davacıların mirasçılık sıfatı kazanmalarının söz konusu olmadığı, bu sebeple davacılar açısından da davanın aktif dava ehliyetleri bulunmadığından reddi gerekeceği-
Yargılama sırasında vefat eden tarafların mirasçılarının mirası reddetmeleri halinde konunun miras hukuku hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği, mahkemece, mahallin sulh hakimine durum bildirilmesi, mirasın iflas kurallarına göre tasfiyesi sağlanmalı, atanacak temsilci ile davaya devam olunması gerekir iken davacı yüklenicinin vefatı sonucu yasal mirasçıların mirası reddetmeleri ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-