Mahkemenin, "isteğin çekişmesiz yargı işlerinden olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine" şeklindeki kararının TMK'nın 32. vd. maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardan olduğu, oysa somut olayda davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın satış bedelinin Hazine'ye devri isteminde de bulunduğundan, bu tür bir isteğin TMK'nun 588. maddesi kapsamında olduğu- Davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK'nun 382. ve 383. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, zira davanın mal varlığına yönelik olup, bu hali ile HMK'nun 2. maddesi kapsamında olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
Miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Somut olayda, davacının davalı ile birlikte evlilik birliği içinde edindiği uyuşmazlık konusu taşınmazın mal kaçırmak kastıyla muvazaa yoluyla 3. kişiye devrettiği iddiasıyla İİK'nın 283. maddesi gereği tasarrufun iptalini talep ettiği- İptal davasının, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı- Bu nedenle uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) çözümlenmesi gerektiği-
Boşanmanın gerçekleşmesinden sonra, evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazın, muvazaalı olarak üçüncü kişiye devredildiği iddiasıyla açılan iptal davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde görüleceği-
8. HD. 04.11.2019 T. E: 2018/10202, K: 9828-
Mülkiyet hakkından kaynaklanan el atmanın önlenmesi isteği-
Evlilik birliği içerisinde sahip olunan gayrimenkullerin boşanma davası neticesinde doğacak tazminat haklarını bertaraf etmek için muvazaalı olarak satıldığından tapu kaydının iptali ile davalı adına kayıt ve tescili, taleplerinin kabul edilmemesi durumunda ileride hükmedilecek alacaklar yönünden taşınmaz üzerine haciz konulmasına ve satış yapabilme yetkisi verilmesi talebiyle açılan davanın muvazaa hukuksal nedenine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu ve bu davaya bakmakla görevli mahkemenin "aile mahkemesi" değil, "asliye hukuk mahkemesi" olduğu-
Manevi tazminat istemi, şahıs varlığı haklarına ilişkin olup, davanın bu niteliğine göre davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, mahkemece, tek parsel üzerinde kurulu ana taşınmazdaki tazminat istemleri yönünden dosyanın tefrik edilmesi gerekeceği-
Müdahalenin men'i ve ortak alanlara kal ile birlikte haksız işgal tazminatına karar verilmesi talepli davada müdahalenin men'i ve kal davasının tefrik edilerek Sulh Hukuk Mahkemesinde derdest olduğu anlaşılmakla bahsedilen mahkemedeki yargılamada müdahale edilen alanların neler olduğunun tespiti sonucu mahkemece verilecek kararın kesinleşmesi beklenilerek kesinleşen yerler yönünden (müdahale edilen yerler) ecrimisil talebi hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik olması mutlak bozma nedeni olduğu-
Hukuki sebepler kısmında BK.'nun 18. (TBK.'nun 19.) maddesini gösterilmesi davanın muvazaaya dayalı iptal davası olduğu şeklinde yorumlanması için yeterli midir? Davanın, dava dilekçesinde yazılı hukuki nitelendirmeye bakılmaksızın İİK 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davası olduğu mu kabul edilmelidir?