Kaymakamlık tarafından kayyım sıfatıyla tahakuk ettirilen ecrimisilin (kullanım bedellerinin) iptali isteği dayalı davanın asliye hukuk mahkemesinin görev alanı içerisine girdiği- Mahkemece talebin dışına çıkılarak ve İdari Yargının görevinin kapsamına girecek surette anılan ihbarnamelerin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Sıra cetvelinde hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerektiği ve bu uyuşmazlığın dava yolu ile genel mahkemede çözülmesi gerektiği- Sıraya ilişkin itiraz incelemesi yapılmaksızın esas incelemesine geçilmesinin hatalı olduğu- Senetler ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden delil niteliğinde olduğundan, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemeyeceği- Taraf takip tarihlerinin ve takiplerine dayanak bono ile faturaların düzenlenmesi sonucunu doğuran asıl borç ilişkilerinin tespiti ile doğum tarihleri belirlenerek muvazaada öncelik durumunun tartışılması gerekirken, salt fatura ve bonolardaki keşide ve vade tarihleri dikkate alınmak suretiyle, davalı alacaklıların alacaklarının davacı alacağından önce doğmuş oldukları ve bu sebeple davacı alacağı bakımından muvazaa oluşturamayacakları kanaatine varılmasının hatalı olduğu- HMK'nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra açılan sıra cetveline itiraz davaları için görevli mahkeme (alacağın sıra cetveline göre düşen hissenin miktarına bakılmaksızın) Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, davaya "ticaret mahkemesi" sıfatıyla bakılmasının hatalı olduğu-
Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişkinin; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki hâlinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisi olduğu, bu nedenle; asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesinin görevli sayılamayacağı, göreve ilişkin düzenlemelerin, kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce resen dikkate alınması gerektiği, bu kuralın tek istisnasının; yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmayacağı olduğu, bir hukuki işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilebilmesi için yasanın amacı içerisinde, bu kanunda düzenlenen hususlarla, bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukuki işlemin veya fiilin olması gerektiği- Sonuç olarak; olayda, her iki tarafın da tacir ve davanın her iki tarafının ticari işletmesiyle ilgili olduğu, TTK'nın 4/1. maddesine göre; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları nispi ticari dava sayılacağından, davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi değil, asliye ticaret mahkemesi olduğu-
Taraflar arasındaki ... Kentsel Yenileme Toplu Konut Projesi kapsamında imzalanan sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin davada, Asliye Hukuk Mahkemesi ve Tüketici Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararı üzerine, yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosyanın Yargıtay'a gönderildiği, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının Yargıtay ......Hukuk Dairesince onanmış olması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesi'ne ait olduğunun kabul edildiği, bu kararın mahkemeleri bağlayıcı nitelikte olduğu-
Taraflar arasında imzalanan KOBİ destek kredisi sözleşmesine istinaden açılan menfi tespit ve alacak istemine ilişkin davada, genel hükümlerin uygulanacağından, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu, görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetileceği, bu nedenle mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil istemi malvarlığı haklarına ilişkin olduğundan, davaya bakma görevinin Asliye Hukuk mahkemesinde olduğu-
Kimlik bilgilerinin kullanılmasından kaynaklı haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinin görülmesi gerektiği-
Mahkemenin, "isteğin çekişmesiz yargı işlerinden olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine" şeklindeki kararının TMK'nın 32. vd. maddelerine dayalı olarak açılan gaiplik davalarında verilebilecek kararlardan olduğu, oysa somut olayda davacı Hazine, gaiplik isteği yanında, son mirasçı sıfatıyla taşınmazın satış bedelinin Hazine'ye devri isteminde de bulunduğundan, bu tür bir isteğin TMK'nun 588. maddesi kapsamında olduğu- Davanın taşınmazın aynına yönelik olduğu gözetildiğinde olayda HMK'nun 382. ve 383. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı, zira davanın mal varlığına yönelik olup, bu hali ile HMK'nun 2. maddesi kapsamında olduğunun kabulünün zorunlu olduğu, anılan madde uyarınca da davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu-
İş kazası sonucu maluliyetten doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine ilişkin davalarda görevli mahkeme-
Miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-