İhtiyati haciz istemlerinde görevli mahkemenin belirlenmesinde HMK'nın göreve ilişkin kurallarına göre sonuca varılacağı, alacaklı banka ile yapılan genel kredi sözleşmesine dayalı talebe niteliği itibariyle mutlak ticari davalardan olduğundan asliye ticaret mahkemesince, asliye ticaret mahkemesinin bulunmadığı yerlerde asliye hukuk mahkemesince bakılacağı-
Kart çıkaran kuruluşlar(bankalar) tarafından, kart hamilleri aleyhine açılan davalarda 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu m.44/2 uyarınca, HUMK’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yapıldığı; HMK’nun 447/2. maddesi uyarınca bu atfın HMK’nun ilgili hükümlerine yapılmış sayılacağı; gerek HUMK’un göreve ilişkin 1-8. maddelerinde, gerekse HMK’nun 1-4. maddelerinde genel mahkemelerin görevlerinin düzenlenmiş olduğu; ticaret mahkemelerinin görevine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olmasına, ticaret mahkemelerinin görevinin TTK'nun 5. maddesinde düzenlenmiş bulunmasına, 5464 sayılı BKKKK’nun 44/2. maddesinde ise TTK’nun göreve ilişkin hükümlerine herhangi bir atıf yapılmamasına göre 01.10.2011 tarihinden önceki davalar bakımından dava değerine göre sulh veya asliye hukuk, bu tarihten sonraki davalarda ise dava değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu-
Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğundan, 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 gününden sonra mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalara bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerekeceği-
Dava dilekçesi ile yargılama sırasındaki açıklamalardan davanın muvazaaya dayalı temliki tasarrufun iptali, olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin iadesi isteğine ilişkin olduğu anlaşıldmışsa da, davacı tarafça evlilik birliği içerisinde edinilen taşınmazdan kaynaklanan tasfiye alacağı ya da mal rejiminin tasfiyesi yönünden bir açıklama bulunmadığından, mahkemece taşınmazın alındığı dönem dikkate alınarak dava ve talebin niteliğinin davacı taraftan sorularak açıklığa kavuşturulması, davanın muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde taşınmaz bedelinin istenilmesi niteliğinde ise, (TBK. mad. 19) genel mahkemeler görevli olduğundan dava dosyasının görevsizlik kararı verilerek görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesi, talep; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan  katılma alacağı  ve katılma alacağını karşılıksız bırakmak maksadıyla muvazaalı olarak yapılan temliki tasarrufun iptali niteliğinde ise  bu konuda genel mahkemeler görevli olduğundan temliki tasarrufun iptaline ilişkin davanın katılma alacağı davasından tefrik  edilerek görevsizlik kararı verilmek suretiyle gelen mahkemeye gönderilmesi, katılma alacağı yönünden ise mevcut deliller değerlendirilerek  elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Her ne kadar dava Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açılmış ve Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Aile Mahkemesi'ne gönderilmiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiş ise de, görevsizlik kararı taraflarca temyiz edilmeksizin kesinleştiğinden, Aile Mahkemesi tarafından yeniden görevsizlik kararı verilebileceği-
Alacak istemine ilişkin davada; taraflar arasında kira sözleşmesi ve kiracılık ilişkisi bulunmadığı; davacının, maliki olduğu taşınmazın, davalı tarafından kiraya verilerek, kira paralarının tahsil edilmesi nedeniyle, tahsil edilen bu miktarın sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde kendisine ödenmesini talep ettiği; bu durumda davaya bakma görevinin HMK.'nun 2. maddesi hükmü gereğince asliye hukuk mahkemesine ait olduğu -
Davanın taşınmazın aynına, başka bir deyişle mal varlığına yönelik olduğu, bu durumda, olayda 6100 sayılı HMK'nın 382 ve 383. maddelerinin uygulama yerinin bulunmadığı ve aynı Kanunun 2. maddesi uyarınca davaya Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerekeceği-
Ödenmeyen kira alacağının tahsili istemine ilişkin davada; 3533 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca, umumi mülhak ve hususi bütçelerle idare edilen daireler ve belediyelerle sermayesinin tamamı Devlete veya belediye veya hususi idarelere ait daire ve müesseseler arasındaki ihtilafların tahkim yolu (hakem sıfatıyla) ile çözümlenmesi gerekeceği; davanın taraflarının anılan Kanun'un 1. maddesinde belirtilen kuruluşlardan olduğu; bu durumda hakem sıfatıyla görülmekte olan dava da yargılamaya devam edilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği -
Mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi davasında görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu-
Taşınmazda veraset ilamına göre daha çok payı olması gerektiği, eksik kalan payının davalıların payına eklendiği iddiası ile bu durumun düzeltilmesi isteğiyle açılan davada, davanın çekişmesiz yargı işi olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görev kapsamında kaldığı belirtilmek suretiyle görevsizlik kararı verilmesinin isabetsiz olduğu-
Belediye kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi olmadığından kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesinin gerekeceği-