Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla yapılan icra takibinde davacıya gönderilen haciz ihbarnamesinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin davacı banka ile davalı şirketin tacir olduğu anlaşıldığından, ticari dava niteliğinde bulunan uyuşmazlığın Asliye Ticaret mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı davanın sigorta poliçesinden doğan bir dava olmadığı bu nedenle halefiyet davasının bir ticari dava sayılamayacağı-
Davacının aracını alışveriş merkezine park ettiğini, akşam aracı almak için gittiğinde aracın yerinde bulunmadığının tespit edildiğini belirterek, aracın dava tarihindeki değerinin tahsiline karar verilmesini istediği davada, her ne kadar aracını kendisinin alışveriş amacıyla bıraktığını belirtmiş ise de, sabah 9.55 dan akşam 19.00 kadar alışveriş için aracın bırakılmasının hayatın olağan akışına ters olduğu, davacının oğlunun alışveriş merkezinin Pet-shop'unda çalıştığı ve polis ifadesinde aracı kendisinin bıraktığını beyan etmesi karşısında aracın alışveriş merkezinin kapalı otoparkına alışveriş amacıyla gelinip bırakılmadığı, alışveriş amacı olmadan kendiliğinden mağazanın oto parkına aracın bırakılması ile tam bir sözleşme ilişkisinin kurulduğunun söylenemeyeceği; uyuşmazlığın incelenmesinde taraflar arasında 4077 sayılı kanunda belirtilen şekilde akdi ilişki bulunmadığından uyuşmazlığın genel mahkemede görülüp sonuçlandırılması gerektiği-
HMK. mad. 316/1-c uyarınca, ihtiyati haciz istemleri incelenmesi basit yargılama usulüne tabi olduğundan, basit yargılama usulünün sadece ve münhasıran sulh hukuk mahkemesinde değil asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemelerinin görev alanına giren pek çok dava ve iş bakımından da uygulanan bir yargılama usulü niteliğinde olduğu-İhtiyati haciz istemi, gerek istemde bulunanın ve gerekse de aleyhine istemde bulunulanın mal varlığı haklarına ilişkin bir “iş” niteliğinde olup aksine bir düzenleme söz konusu olmadığı için bu işler bakımından asıl görevli mahkeme asliye hukuk ve/veya işin mahiyetine göre asliye ticaret mahkemesi olduğu-
E.tmanın önlenmesine ilişkin davalar da taşınmazın aynına yönelik bulunduğundan davanın asliye hukuk mahkemesinde görüleceği-
Apartman yöneticiliği tarafından kat malikine karşı açılan ihtiyati haciz istemine yönelik davanın sulh hukuk mahkemelerinde çözümleneceği-
HUMK.nın 4. maddesine göre kısmi dava halinde görevli mahkemenin alacağın tamamı çekişmeli ise, bu halde alacağın tamamına göre belirleneceği- Fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılması halinde,alacağın tamamının çekişmeli olduğu-
Davacının davalı işyerinde işletme müdürü olarak çalıştığı iddia edilmesine rağmen dosyada buna ilişkin somut veri bulunmadığı, davacının işetme de müdür olarak çalışıp çalışmadığı öncelikle belirlenmeli, müdürlüğünün tescil edilerek Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilip edilmediği tespit edilmesi gerektiği- Davacı ile davalı arasındaki SGK ilişkileri araştırılmalı, davacının iddia ettiği dönemde başka kuruma bağlı çalışması olup olmadığı da açık ve tereddüte yer vermeyecek şekilde ortaya konulması gerekeceği, gelen cevabi yazılarla birlikte tüm deliller yeniden bir değerlendirilmeye tabi tutularak, davacı ile davalı arasında 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında bir işçi- işveren ilişkisi olup olmadığı tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekeceği- Dava dilekçesinde taşınmazla ilgili tasarrufun iptali isteminde de bulunan davalı-davacıya harcın tamamlanması için süre verilmesi gerektiği-
Bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin açılan davada, HMK. mad. 115 uyarınca, dava şartlarından olan görev konusunda yargılamanın her aşamasında karar verilebilecek ise de, HMK. mad. 27 ve 122 uyarınca taraflara dava dilekçesi ve duruşma gününü içerir tebligat çıkartılmadan, bir başka deyişle taraflar davadan haberdar edilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-