Ticari dava olduğu düşünülen Alanya, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi veya Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan bir davanın ticari dava olmadığı anlaşıldığında, usul ekonomisi de gözetilerek; mahkemece, ilgisine göre Alanya, İzmir veya Muğla Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresindeki başka bir bir mahkemeye görevsizlik kararı verilebileceği-
Asıl ve birleşen davadaki uyuşmazlığın mevzunda aykırı olarak yapılan eğitim hizmeti faturalandırmaları karşılığında yapılan ödemelerin tahsil istemi olduğu- HMK m. 369'da Yargıtayın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hâllerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda, Yargıtayın bu temyiz sebebini incelemesinin mümkün olmadığı- Birleşen davada davalı hakkında istinaf aşamasında ileri sürülmeyen hususların, temyiz aşamasında ileri sürülemeyeceği- Mahkemece hükme esas alınan raporun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde ve hükme esas alınan raporda da belirtildiği üzere; okula giden öğrencilere grup eğitimi verilemeyeceği iddiasının sübuta ermediği, bu nedenle 103.610,68 TL'lik ödemenin yerinde bulunması nedeniyle davacının iadesini talep edemeyeceği- 16.11.2005 tarihli ve 294 sayılı ''Özel Eğitim Kurumu Ruhsatnamesi'' ile davalı tarafından ... Eğitim Kursu ticari ünvanı altında özel eğitim faaliyetlerinin yürütülmesine izin verildiği, davalının, ticari işletmesini Noterde düzenlenen devir sözleşmesi ile davalı şirkete, onun da Noterliğin ''Devir Sözleşmesi'' ile ...Özel Eğitim Kursunun ruhsatnamesi ve işyerinin işletme hakkını diğer davalı şirkete devrettiği, HMK m. 2'de de belirtildiği üzere, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu- TTK 4'te mutlak ve nisbi ticari davalar belirtilmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık mutlak ya da nisbi ticari dava kapsamına girmediğinden, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu- Dosyadaki devir sözleşmeleri incelendiğinde; devirlerin kısa süreler içerisinde gerçekleşmesi ve tüzel kişileri temsilen imza atan kişilerin soyadlarının aynı oluşu gözetildiğinde; taraflar arasında gerçek bir devir ilişkisinden bahsedilemeyeceği, şirketler arasında organik bağ olduğu, dolayısıyla kabul edilen alacaktan müteselsilen sorumlu bulundukları-
Kira alacağı sözleşmeye göre belirlenirken ecrimisil rayice göre hesaplanacağından verilen kararların birbirlerine karşı kesin hüküm dahi teşkil edemeyecekleri düşünüldüğünde aynı dava olduklarından bahsedilemeyeceği- Davacı vekili kira sözleşmesine dayanmadığından anılan bu isteğin 4721 sayılı Kanun hükümlerinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığın çözümünün HMK 2/1 inci maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesinin görevinde bulunduğu- Davanın asliye hukuk mahkemesinde görülerek taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin devam edip etmediğinin tartışılması, hukuken geçerli bir kira ilişkisinin saptanması hâlinde işgal ve kötüniyetli bir kullanım durumu olmayacağından ecrimisil talebine ilişkin eldeki davanın reddedilmesi, aksi hâlde ise ecrimisil isteği yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davasında görevli mahkemeye gerçek kişinin tacir olup olmadığının araştırılması yönünde karar verileceği-
Medeni Kanunu'nda mirasçılıktan çıkarma istemine ilişkin uyuşmazlıklarda Aile Mahkemesinin görevli olduğu konusunda bir düzenleme bulunmadığından ve Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığından Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu- Davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülmüş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Muvazaa nedeniyle açılmış olan davalarda davalılar arasında gerçekleştiği ileri sürülen muvazaalı işlem, davacı yönünden haksız eylem niteliğinde olup davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebileceği- Davacının İİK 277 ve devamı maddelerine göre davalılar arasında yapılan tasarrufun iptali isteğinde bulunduğuna göre taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözüm yeri 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi uyarınca asliye hukuk mahkemesi olup ticaret mahkemesinin görev kapsamı dışında kaldığı-
İcra mahkemesince, tazminat davasını inceleme görevinin, Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu düşünülerek re'sen görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin davada, dava tarihinde, davaya bakmakla yetkili yargı yerinin bağlı olduğu müstakil Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması nedeniyle, ticari dava niteliğindeki uyuşmazlığa bakmakta, davanın açıldığı Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu, ancak yargılama sırasında Hakimler ve Savcılar Genel Kurulunun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararıyla ............ ili mülki sınırları yargı çevresi olarak belirlenen ................ Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulduğu ve 01.09.2021 tarihinde faaliyete geçtiği anlaşıldığından, Asliye Hukuk Mahkemesince dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine re'sen gönderilmesine dair verilen kararda usul ve yasaya aykırı yönün bulunmadığı-
Eldeki davanın hukuki dayanağı ve sebebi 6292 Sayılı Kanun’un 7. maddesindeki bedelsiz iade müessesesidir. Nitekim davacı, dava ve müdahale dilekçelerinde idarenin iade taleplerini yerine getirmediğini de dile getirmektedir. Bu durumda, açılan davanın idari yargı yerince çözümlenmesi gerekir.
Güncel tapu kayıtları incelendiğinde kullanım kadastrosu yapılan dava konusu taşınmazların bir bölümünde davalılar murisi adına kayıtlı hisse kalmadığından davanın dayanağı olan satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının kalmadığı-