Davalılardan birinin mirasçılık belgesinde belirtilen adresine dava dilekçesi ve duruşma günü tebliği için çıkarılan davetiyenin adresin hane numarası olmadığı, muhatabın ismen tanınmadığı belirtilerek bila tebliğ iade edilmesi üzerine adı geçenin yerleşim yeri adresi araştırılmaksızın mirasçılık belgesinde belirtilen yetersiz adresine TK. mad. 35 uyarınca yapılan tebliğ işleminin usulsüz olduğu- Y.li adres araştırması yapılmadığından ve askı ilan tutanaklarına dosya içerisinde rastlanamadığından tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
İflas ödeme emrinin Tebligat yasası 35'inci maddeye göre tebliğ edildiği, tebligat yapılan adresin kooperatifin adresi olmadığı, kooperatif yönetim kurulunun kararı ile adres değişikliği yapıldığı ve değişikliğin de Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği bilindiğinden iflas ödeme emrinin davalıya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takibin kesinleşmediği-
Usulünce tebliğ edilen depo emrindeki karara uyulmadığından taraflar arasındaki iflas davasının kabulüne karar verileceği- Türkiye ile Almanya arasında muafiyet sözleşmesi bulunduğundan Alman uyruklu davacı şirketin teminattan muaf olduğu-
Tebligatın borçlunun daha önce kendisine tebligat yapılan ipotek akit tablosundaki adresine gönderilmesi istenmiş olup; bu adrese gönderilen tebligatın iadesi üzerine icra dairesince Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usule uygun olduğu-
Borçlunun tespit edilen adresine tebligatın gönderilmesi gerekirken belirlenen adresin üzerinin karalanması suretiyle tebligat evrakının tahrif edilmesi ve ticaret sicilindeki adrese TK.nun 35.maddesine göre tebligat yapılmasının usulsüz olduğu-
Usulüne uygun biçimde tutulan haciz tutanağının yetersizliği ya da geçersizliği olgusunun, ayrıca ilgilisince icra hakimliği önünde itiraz ve şikayete konu edilmemişken; tasarrufun iptali davasına bakan mahkemece konunun res'en ele alınıp tartışılamayacağı- “Borçlunun menkul  malı bulunmadığı” yönünde açıklama içeren haciz tutanağının “geçici aciz belgesi” niteliğinde olduğu ve borçlunun aciz halinin gerçekleşmiş olduğu-
Adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı-
Adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara Tebligat Kanunu 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde olmadığından ve bildirilen yerleşim yeri adresine değil, yanlış kapı numarasına tebligat yapmak usulsüz olduğundan taraf teşkilinin sağlanmadığı-
Dava dilekçesi davalıya Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, Tebligat Kanunu'nda değişiklik yapan 6099 Sayılı Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra tebliğ edilmiş olmakla bu tebligat usulsüz olduğundan, davalının adres kayıt sistemindeki adresinin araştırılması, tespit edildiği takdirde dava dilekçesinin öncelikle bu adreste tebliği, tespit edilemediği takdirde ise, yasa maddesinde belirtildiği şekilde işlem yapıldıktan sonra taraf teşkili sağlanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip dosyasındaki adrese çıkartılan tebligatı borçlu-davalı bizzat almış ise de, itirazın iptali dava dilekçesinde gösterilen farklı adrese çıkartılan tebligat, muhatabın tanınmadığı şerhiyle iade edilmiş olup, mahkemece, Tebligat Kanunu'nun 35 nci maddesinde yazılı usule göre, duruşma günü ve dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmişse de, bu maddedeki usulle tebligat yapılabilmesi için, öncesinde usule uygun bir tebligatın yapılmış olması gerektiği, davalı, temyiz dilekçesinde yargılama sırasındaki tebligatları haricen de olsa almadığını bildirdiğinden, taraf teşkili yapılmadan esasa girilerek hüküm tesis edildiğinin kabulü gerekeceği-