İİK 153. maddesine göre düzenlenen muhtıranın, tasfiye memurları yerine, şirketin eski ünvanına ve adresine çıkartıldığı, iade edilmesi üzerine de 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, yapılan tebligatın usulsüz ve dolayısıyla geçersiz olduğu-
Birinci haciz ihbarnamesinin 3. kişiye usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması halinde, 7 günlük itiraz süresinin başlamayacağı, daha sonra gönderilen 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olacağı, 3. haciz ihbarnamesi ile, haciz ihbarnamesinden haberdar olan 3. Kişinin, icra mahkemesine başvurusu üzerine mahkemece “birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine ve yok hükmünde olan 2. ve3.haciz ihbarnamelerinin (ve şikayetçi-3.kişiye ait taşınmaz üzerine konulan haczin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde –Teb. K. 11, Avukatlık K. 41, HUMK. 62-68 (şimdi; HMK. 73-83) gereğince- tebligatın (satış ilanının, duruşma gününün, ilamın, ödeme emrinin vs.) vekile yapılması gerekeceği- Borçlu vekili satışın durdurulmasını istemiş ve yine satış sırasında hazır bulunmuş ise de, satış ilanı borçlu vekiline tebliğe çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı-
"Muvazaalı bu borçtan dolayı yapılan icra takibi nedeniyle borçluya ait taşınmazın cebri icra yolu ile davalıya satıldığından yapılan satışın iptaline karar verilmesi" talebiyle açılan davada, davalı tarafa (ve davacı tarafa) duruşma günü tebliğ edilmeden yokluğunda yargılama yapılıp karar verilemeyeceği (HUMK. 73, şimdi; HMK. 27)–
Alacaklı Vakıflar Bankası'nın 4389 Sayılı Yasa'nın ek 5. maddesi kapsamına girdiği için Tebligat Kanunu'nun 35/son maddesinde yer alan kamu kurum ve kuruluşlarından olduğu ve bu nedenle sözleşmedeki adresini değiştiren borçlunun bu değişikliği alacaklı bankaya bildirmediğinden mevcut adresine Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre yapılan tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açıp; HUMK'un 569. maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların (ortakların) yer almasının zorunlu olduğu-
Borçlunun daha önce; ticaret siciline, tapu idaresine, notere, bağkura, icra dairesine, defterdarlığa, vergi dairesine, esnaf ve sanatkârlar siciline bildirdiği adresine -adres değişikliği ayrıca bir kuruma bildirmiş olmadıkça- Teb. K. 35/son’a göre tebligat yapılabileceği-
«Ödeme emri», «icra emri», «tahliye emri» vs.nin borçluya usulsüz olarak tebliğ edildiğinin -yapılan şikayet sonucunda- anlaşılması halinde, icra mahkemesince (tetkik merciince); «ödeme emrinin» («icra emrinin», «tahliye emri»nin) veya «takibin» iptaline değil «tebliğ tarihinin borçlunun bildirdiği ..... tarih olarak kabulüne (düzeltilmesine)...» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Borçlunun daha önce; ticaret siciline, tapu idaresine, notere, bağkura, icra dairesine, defterdarlığa, vergi dairesine, esnaf ve sanatkârlar siciline bildirdiği adresine -adres değişikliği ayrıca bir kuruma bildirmiş olmadıkça- Teb. K. 35/son’a göre tebligat yapılabileceği–