Yaşadığı çevrede halk ile ilişkileri kişisel tercihi olup bunun yasa dışı eylem veya bölücü faaliyet olarak nitelendirilmesinin mümkün olmayacağı, haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminin koşulları oluştuğu gözetilerek uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
‘Yorum’ başlıklı haber/yazıda gerekli, yararlı ve ilgili olmayan nitelemeler ve yorumlar yapıldığı, haberin içeriğine uygun düşmeyen, tahrik edici, kamuoyunda husumet ve kuşku yaratıcı, güveni zedeleyici bir üslubun kullanıldığı ; böylece, eleştiri sınırları aşılarak öz ile biçim arasındaki dengenin bozulduğu belirgin olup, hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmiş olduğu, yayında kullanılan bu sözler amacı ne olursa olsun başlı başına kişilik haklarına ağır ve haksız bir saldırı oluşturduğundan manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Davaya konu haberde, ilçe kaymakamı olan davalının tarafsız davranmadığı ve partizanca tavırlar sergilediği, halkı ve iş sahiplerini azarlayarak küfür ettiği açıkça yer aldığı, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığına ilişkin gerekçe dosya kapsamına uygun düşmediği, dava konusu ifadelerin dava dışı kişi veya kişilerce söylenmiş olması basının hukuki sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı, davalı taraf, ileri sürülen ve haber yapılan yönlerin doğruluğu bakımından bir kanıt getirmediği, hukuka aykırılığın mevcut olduğunun kabulü gerektiği, davalıları tazminat ile sorumlu tutulması gerektiği-
Açıklamalar ile, dava konusu haberde yayın konusunun örtüştüğü görüldüğünden yayında da bu kişilerin ifadeleri aktarıldığından ve yayın da görünürdeki gerçekliğe uygun bulunduğundan manevi tazminat isteminin tümden reddinin gerekeceği-
Basının yansız ve özgür haber alma fonksiyonunu yerine getirirken kullandığı hakkın özel hukuk alanındaki sınırını, «gerçeklik», «güncellik», «kamu yararı», «toplumsal ilgi», «konu ile ifade arasındaki bulunması gereken düşünsel bağlılık» kurallarının çizdiği, haber verme hakkının bu sınırlar içinde kullanıldığı sürece, hukuka uygun olacağı, ayrıca haber verirken, haber gerçeği yansıtsa bile kullanılan dil ve ifadenin inciltici, küçük düşürücü, yanıltıcı nitelik taşımaması gerekeceği–
Yayın yoluyla kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunun saptanması halinde, manevi tazminata hükmedilmekle amaca ulaşılmışsa ve yayının üzerinden uzun bir süre geçmişse, mahkemece ayrıca «hüküm özetinin yayınlanmasına» karar verilemeyeceği–
Manevi tazminat isteminin, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça, devredilemeyeceği, mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmeyeceği–
Kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda zarar görenin, davayı, kendisinin veya davalının oturduğu yer mahkemesinde veya haksız eylemin meydana geldiği yer mahkemesinde açabileceği–