Bölge Adliye Mahkemesince, borçlunun süresinde gerekçeli istinaf dilekçesinde belirttiği hususlar incelenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerektiği-
Mezkur hükme karşı davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvurmamış olması sebebiyle varlığını ileri sürdüğü dönme hukuki sebebinden kaynaklı istemin reddine dair kararın gerekçesinin, davalı taraf bakımından usuli müktesep hak oluşturduğu, hal böyle iken Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin istinaf istemi üzerine İlk Derece Mahkemesinin hata sebebine dayalı davanın kabulüne dair kararı yerinde görülmeyerek kaldırılmış fakat bu kerre davacı yanca sözleşmedeki dönme hakkının kullanılmasının haklı nedenlere dayandığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verildiği, ancak İlk Derece Mahkemesinin dönme hukuki sebebinden kaynaklı istemin reddine dair kararının gerekçesi davalı bakımından usuli müktesep oluşturduğu gibi Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK'nın 355. maddesine de uygun olmadığı anlaşılmakla bu hususlar gözardı edilerek verilen hükmün davalı yararına bozulmasına karar vermek gerektiği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na göre; hukuk davalarında yapılacak incelenin, re'sen gözetilmesi gereken kamu düzenine aykırı haller dışında, taraf dilekçesinde belirtilen taleplerle bağlı ve sınırlı olabileceği, her talep hakkında da ayrı ayrı verilecek hükümlerin tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
İİK'nin 89/3 maddesine dayalı menfi tespit istemi-
Süresinde istinaf süre tutum dilekçesini verdiği halde, istinaf gerekçelerini içeren dilekçenin süresinde verilmemesi ve süre tutum dilekçesinde de istinaf sebeplerinin belirtilmemesi halinde, Bölge Adliye Mahkemesi’nce, kamu düzeniyle sınırlı inceleme yapılarak karar verilmesi, kamu düzenine aykırılık da bulunmaması durumunda da istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği-
Miras payının devri sözleşmesinin iptali ve miras paylaşım sözleşmesinin iptali davaları maktu harca tabi ise de; Sözleşmenin iptali ve sözleşmenin uyarlanması gibi davalar nispi harca tabi olup davacı tarafça açılan sırf sözleşmenin sahteliğinin tespiti ve iptali davasının da nispi harca tabi olduğu-
Takip dayanağı bononun, icra takibine konu edilmesinden sonra takipsiz bırakılması ve borçlunun İİK. 71/II ve 33/a-II uyarınca "zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı almasından ve bu kararın kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içinde -TBK. m.82'deki zamanaşımı süresi geçmeden- "sebepsiz zenginleşme davası" (TBK. m.77 vd.) ve "temel ilişkiye dayalı alacak davası" açabileceği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
İİK. mad. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit davasında, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihlerinde davacı-borçlunun yurt dışında olduğundan haberdar olmayan davalı-alacaklı, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği-
İİK. 277 vd. maddelere göre açılmış olan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekeceği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalısının zorunlu olduğu-
Temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı ve HMK'nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasından dolayı, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-