Miras payının devri sözleşmesinin iptali ve miras paylaşım sözleşmesinin iptali davaları maktu harca tabi ise de; Sözleşmenin iptali ve sözleşmenin uyarlanması gibi davalar nispi harca tabi olup davacı tarafça açılan sırf sözleşmenin sahteliğinin tespiti ve iptali davasının da nispi harca tabi olduğu-
İİK. mad. 89/3 uyarınca açılan menfi tespit davasında, birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin tebliğ tarihlerinde davacı-borçlunun yurt dışında olduğundan haberdar olmayan davalı-alacaklı, davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden, aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilemeyeceği-
Takip dayanağı bononun, icra takibine konu edilmesinden sonra takipsiz bırakılması ve borçlunun İİK. 71/II ve 33/a-II uyarınca "zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması kararı almasından ve bu kararın kesinleştiğinin alacaklıya tebliğinden itibaren 7 gün içinde -TBK. m.82'deki zamanaşımı süresi geçmeden- "sebepsiz zenginleşme davası" (TBK. m.77 vd.) ve "temel ilişkiye dayalı alacak davası" açabileceği- NOT: Alacaklının "icranın geri bırakılması kararının kendisine tebliğinden itibaren 7 gün içinde" açması gereken davanın "zamanaşımının vâki olmadığını ispat konusunda olacağı" İİK. m.33/a-II'de açıkça belirtilmiş olduğu halde, yüksek mahkeme bu kararında, alacaklının "temel ilişkiye dayalı alacak davası" olabileceğini belirtmiştir. Bu konuda ayrıca bknz: Yargıtay 11. HD. 09.06.2021 T. E: 5867, K: 4925; İzmir BAM 12. HD. 22.03.2022 T. E: 2198, K: 799; Yargıtay 12. HD. 20.06.2011 T. E: 14157, K: 12445; HGK. 15.03.2006 T. E: 12-61, K: 59; Yargıtay 12. HD. 08.02.2005 T. E: 25108, K: 2083 (www.e-uyar.com)
İİK. 277 vd. maddelere göre açılmış olan davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin bulunması gerekeceği- Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalısının zorunlu olduğu-
Temyiz başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı ve HMK'nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasından dolayı, usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davasına konu satış işlemine ilişkin tasarrufun takip sayılı dosyası ile başlatılan takibin alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline ilişkin kararın uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yönü olmadığından usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı; kamu düzenine aykırılık olup olmadığının ise re'sen gözetileceği- Yine; HMK'nun 357. maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmanın istinafta dinlenemeyeceği ve istinafta yeni delillere dayanılamayacağı- Borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu durumu tespit eden haciz tutanağının geçici aciz vesikası niteliğinde olduğu- Borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, bu dava için dava şartı olup kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşmemiş ise açılan davanın sonucunun bekletici mesele yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Dava değeri açısından icra dosyasındaki takip çıkışındaki değer ile davalıların yapmış olduğu tasarrufların tasarruf tarihi itibarıyla değerleri ayrı ayrı karşılaştırılıp hangi değer daha az ise o değer dava değeri kabul edilerek harç eksikliği olup olmadığının mahkemece re'sen kontrol edilmesi gerektiği, bu nedenlerle icra dosyası dosya içerisine alınmadan hakkında hüküm verilemeyeceği- 
Tasarrufun iptali davalarında, 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca incelemenin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususunun ise re'sen gözetileceği- Yine; HMK'nun 357. maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmanın istinafta dinlenemeyeceği ve istinafta yeni delillere dayanılamayacağı"-
İstinaf başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı bu nedenle usul ve yasaya uygun olan Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, süre tutum dilekçesi istinaf dilekçesine dönüşmediği için ortada usulüne uygun ve süresinde yapılmış bir istinaf talebinin bulunmadığı gerekçesi ile istinaf dilekçesinin  reddine karar verilmişse de incelenen bölge adliye mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık yönünden bir değerlendirme yapılmadan hüküm tesis edilmesi isabetsiz olduğu-