Borçlu tarafından istinaf dilekçesinde, satış ilanının tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmemesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nce bu hususta re'sen inceleme yapılarak, borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiğinin anlaşıldığı, kaldı ki borçlu şirkete yapılan tebliğin geçerli olduğu, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi'nce, borçlu tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönünden yapılacak inceleme sonucunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan nispi peşin harcın yargılama giderlerine dahil edilmeden yargılama giderlerinin eksik hesaplanması ve davanın kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılmamasının doğru olmadığı ve kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Menfi tespit davalarında alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibin haksız ve alacaklının kötüniyetli olması gerekir, somut olayda; davacı ile davalı arasında akdi ilişki olmadığı ve akdi ilişkinin davalı şirket ile kurulduğu mahkeme aracılığı ile yapılan yargılama sonucunda ortaya çıktığından takip tamamen haksız olmadığı gibi, alacaklının kötüniyetli olduğu da kanıtlanmadığından koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince "borçlu tarafından şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliği usulsüzlüğünün ileri sürüldüğü, anılan tebliğin usulsüz olduğu, satış ilanı tebliğ zorunluluğu yerine getirilmediğinden mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu- COVİD-19 salgını nedeni ile uzatılan durma süresi içerisinde kaldığından satışın icra edilemediği, durma süresinin sonunda icra müdürlüğünce resen satış kararı alındığı, söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılması ile sair ilan ve tebliğlere yer verilmekle birlikte gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar alındığı, satış ilanının e satış portalında ilan edildiği, taşınmazın birinci artırmada ihale edildiği uyuşmazlıkta, 7226 s. Kanuna göre "satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılmasının yeterli olduğu" ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak ihalenin feshine ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçlu tarafından gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığı gibi süre tutum dilekçesinde de istinaf sebebi ve gerekçesi gösterilmemiş olduğundan bahisle kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapıldığı belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de; borçlunun temyiz dilekçesinde gerekçeli istinaf dilekçesinin ön bürodan muhabere numarası ile süresinde gönderildiği, ancak ilk derece mahkemesince dosya arasına alınmadığından Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilemediği, bu durumun borçlu vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden anlaşıldığı, bu halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Kamu düzeninin gerektirdiği haller dışında istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen bir hususun Bölge Adliye Mahkemesince inceleme konusu yapılamayacağı- Sendikal tazminatın hangi ücret üzerinden hesaplanacağı hususunun kamu düzenine ilişkin olmadığı gibi, bu tazminatın hesabına esas ücretin belirlenmesi kanunun açık hükmüne aykırılık teşkil etmediğinden bozma sebebi olarak re'sen nazara alınamayacağı- Yargıtay'ın temyiz sebepleri ile bağlı olmaksızın kanunun açık hükmüne aykırılık hallerini inceleyebileceği öngörülmüşse de, istinaf incelemesinde ileri sürülmediği için istinaf dairesince incelenmeyen bir konunun temyizde ileri sürülmesi durumunda Yargıtay'ın bu temyiz sebebini incelemesinin mümküm olmadığı-
Davalının istinaf başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü istinaf sebepleri, davanın esasına ilişkin olup mahkemece yaklaşık ispat kuralına göre değerlendirme yapılarak, İİK'nun 281/2. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararına karşı, davalı vekillerinin itirazı üzerine açıklanan gerekçe ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesinde dosya kapsamı ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-
Haksız eylem nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin yargılama sonunda, davalılardan biri hakkındaki hüküm istinaf edilmemek üzere kesinleşmesine rağmen, davacının talebi aşılarak onun hakkında da istinaf incelemesi yapılmasının kamu düzenine ilişkin olmadığı, kararın davacı yararına bozulması gerektiği-
Davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın iadesi istemine ilişkin davada; davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve 30.671,00 Euro’nun davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmişse de, davada davalı şirket ile davalı gerçek kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığının bulunmadığı, bu itibarla davalı tarafından süresinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle verilen İlk Derece Mahkemesi kararının kesinleştiği, 6100 s. HMK’nın 355. maddesi gereğince; istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağından ve somut olayda da kamu düzenine aykırılık da söz konusu olmadığından bölge adliye mahkemesince istinaf kanun yoluna başvuran davalı şirket ve davalı hakkında inceleme yapılması ve bir karar verilmesi gerektiği-