HMK. 326/1 gereğince kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği- Davacılar gerek ilk derece mahkemesinde gerekse yapılan istinaf incelemesi sonunda haksız bulunarak açtıkları dava reddedilmiş olup istinaf sisteminde, istinaf talebinin kabulü ile inceleme yapılmasına şeklinde bir karar bulunmadığı ve Bu nedenle istinaf talep etmekte haklı oldukları gerekçesiyle davacılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Davalı tarafından zamanaşımı def’inde bulunulan itirazın iptali davasında, TBK’nun 146. maddesi ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçmiş olduğu gerekçesiyle zamanaşımına uğrayan davanın usulden reddine karar verilmesinin yerinde olduğu- Davanın zamanaşımı sebebiyle reddedildiği nazara alındığında karar tarihinde yürürlükte olan 2019 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği- HMK.'nun 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri re'sen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı-
Temyiz kanun yoluna başvuru sırasında adli yardım talep edildiğine göre, bu talep hakkında karar verme yetkisinin kanun yolu incelemesini yapacak olan Yargıtay'a ait olduğu- HMK.'nun 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri re'sen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiş olmasına, özellikle dahili davalının istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasının usul ve yasaya uygun olması ve istinaf başvurusu yapılmamış sayılan tarafın uyuşmazlığın esasına dair olarak da temyiz hakkı bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekeceği-
İİK 308/b uyarınca açılan davanın, arabulucuya başvurulmadan anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği- Davacı tarafça sunulan tutanağa göre anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak düzenlenmeden dava açıldığı açık olduğundan, mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı- Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde, herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceği- Davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddedildiğinden, AAÜT 7/2 maddesine göre vekalet ücretine hükmedileceği- Karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan AAÜT 7/2 maddesine göre hükmedilecek nisbi vekalet ücreti tarifenin 2. Kısmının 2. Bölümünde yazılı miktarı geçemeyeceği-
Taşınmazdaki hissesini kayınbiraderi davalıya deveden borçlunun bu tasarrufunun iptali ile taşınmaz üzerinde icra dosyasındaki alacağın ve fer'ilerinin tahsili amacıyla İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince davacı tarafa cebri icra yetkisi tanınmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Borçlu tarafından istinaf dilekçesinde, satış ilanının tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülmemesine rağmen, Bölge Adliye Mahkemesi'nce bu hususta re'sen inceleme yapılarak, borçluya yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesiyle ihalenin feshine karar verildiğinin anlaşıldığı, kaldı ki borçlu şirkete yapılan tebliğin geçerli olduğu, bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi'nce, borçlu tarafından ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönünden yapılacak inceleme sonucunda oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı- Davacı tarafından dava açılırken yatırılan nispi peşin harcın yargılama giderlerine dahil edilmeden yargılama giderlerinin eksik hesaplanması ve davanın kabul-red oranına göre taraflar arasında paylaştırılmamasının doğru olmadığı ve kararın düzeltilerek onanması gerektiği-
Borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı halde, Bölge Adliye Mahkemesince "borçlu tarafından şikayet dilekçesinde satış ilanı tebliği usulsüzlüğünün ileri sürüldüğü, anılan tebliğin usulsüz olduğu, satış ilanı tebliğ zorunluluğu yerine getirilmediğinden mahkemece ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu- COVİD-19 salgını nedeni ile uzatılan durma süresi içerisinde kaldığından satışın icra edilemediği, durma süresinin sonunda icra müdürlüğünce resen satış kararı alındığı, söz konusu satış kararında ilanın e-satış portalında yapılması ile sair ilan ve tebliğlere yer verilmekle birlikte gazete ilanı yapılmasına yer olmadığına ilişkin karar alındığı, satış ilanının e satış portalında ilan edildiği, taşınmazın birinci artırmada ihale edildiği uyuşmazlıkta, 7226 s. Kanuna göre "satış ilanının sadece elektronik ortamda yapılmasının yeterli olduğu" ve başkaca fesih nedeni de bulunmadığı dikkate alınarak ihalenin feshine ilişkin şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Menfi tespit davalarında alacaklının kötüniyet tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için takibin haksız ve alacaklının kötüniyetli olması gerekir, somut olayda; davacı ile davalı arasında akdi ilişki olmadığı ve akdi ilişkinin davalı şirket ile kurulduğu mahkeme aracılığı ile yapılan yargılama sonucunda ortaya çıktığından takip tamamen haksız olmadığı gibi, alacaklının kötüniyetli olduğu da kanıtlanmadığından koşulları oluşmayan kötüniyet tazminatı isteminin kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçlu tarafından gerekçeli istinaf dilekçesi sunulmadığı gibi süre tutum dilekçesinde de istinaf sebebi ve gerekçesi gösterilmemiş olduğundan bahisle kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapıldığı belirtilerek, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ise de; borçlunun temyiz dilekçesinde gerekçeli istinaf dilekçesinin ön bürodan muhabere numarası ile süresinde gönderildiği, ancak ilk derece mahkemesince dosya arasına alınmadığından Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilemediği, bu durumun borçlu vekilinin temyiz dilekçesi ekinde sunduğu belgelerden anlaşıldığı, bu halde Bölge Adliye Mahkemesi’nce, gerekçeli istinaf dilekçesinin süresinde verildiği gözetilerek, gerekçeli istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-