1. HD. 20.11.2017 T. E: 2015/9051, K: 6606-
Resmi şekilde yapılmayan oto satış sözleşmesi geçersiz olup bu sözleşmeye dayalı olarak tarafların verdiklerinin iadesini isteyebileceği- Davacının geçersiz sözleşme gereği davalıya verdiği kendisine ait traktörün iadesini talep ve dava edebileceği, ancak davacıya ait traktörün davacı tarafından verilen vekaletname ile diğer davalı tarafından dava dışı 3. kişiye satılmış olması nedeniyle bu iadenin yerine getirilmesinin fiilen mümkün olmadığından davacının kendisine ait aracın satış tarihindeki bedelini isteyebileceği-
Genel kredi sözleşmesi uyarınca belirlenen temerrüt faizinin fazla oranda hesap edildiği iddiasıyla müşterek müteselsil kefilin açtığı menfi tespit davasında, "ticari" nitelikteki genel kredi sözleşmesinde temerrüt faizinin ne şekilde hesap edileceği açıkca gösterilmiş olup, mahkemece bankacılık konusunda uzmanlığı bulunan bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilerek banka kayıtları incelenip bankanın temerrüt tarihindeki fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranı belirlenip bu orana %50 ilave edildikten sonra temerrüt faiz oranının belirlenmesi gerektiği-
İ. sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğu ve koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığının kabul edilmesi gerektiği- İ.lı işleme dayalı davanın şekle bağlı olmayan yazılı delille ispatı gerektiği- Borç ilişkisinin kaynağının davacının ve davalının imzasını taşıyan "sözleşme'' başlıklı belgeye dayandırdığı, inançlı işlem olgusunun varlığının imzası inkar edilmeyen bu belge ile sabit olduğu ve davalı tarafından ibraz edilen dekonta göre ödeme yapılarak kredi borcunun kapatıldığı anlaşılmakla ve TBK. mad. 97 uyarınca, kendi edimini yerine getirmeyen, karşı edimin ifasını isteyemeyeceğinden, davalı tarafından bankadan çekilen kredi için dava dışı kişi tarafından yapılan geri ödemelerin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi ve kalan kısım açıkça saptanarak mahkeme veznesine depo etmeleri için davacılara önel verilmesi, depo ettikleri takdirde sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Taleple bağlı kalınarak ilk kayıt maliki olan davacı için tapu iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken diğer davacı adına tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasının da isabetsiz olduğu-
İ. sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemi-
11. HD. 13.09.2017 T. E: 2859, K: 4316-
Maliki olduğu 2986 parseldeki 2 no'lu bağımsız bölümü ekonomik sıkıntı yaşaması ve kredi temin edememesi sebebi ile kayınbiraderi olan davalı Taha K.'ya satış göstermek suretiyle devrettiğini, davalının bankadan aldığı kredi ile ekonomik sıkıntılarını giderdiği halde taşınmazı iade etmediğini, davalının hile ile temliki sağladığını ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline-
(asıl dava) haksız nakde çevrilen teminat mektubunun iadesi ve (birleşen dava) tazminat davalarının-
İ.lı işlem iddialarının 5.2.1947 tarihli 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, şekle bağlı olmayan yazılı delille kanıtlanması gerekeceği; böyle bir belgenin yokluğu sebebiyle inançlı işlem iddiası kanıtlanamıyorsa, yazılı delil başlangıcı sayılacak nitelikteki bir olgunun varlığı halinde buna itibar edilmesi gerekeceği, şayet, T.M.K.'nun 6. maddesi hükmü uyarınca ispat külfeti kendisinde olan tarafın yazılı bir belgesi yok ise ancak taraflar arasında gerçekleştirilen mektup, banka dekontu, yazışma, gibi birtakım belgeler var ise ancak bunların yazılı delil başlangıcı sayılacağı ve iddianın tanık dahil her türlü delille kanıtlanmasının olanaklı hale geleceği, eğer böylesi bir yazılı delil başlangıcı sayılacak bir olgu da bulunmuyor ise iddia sahibinin son başvuracağı delilin karşı tarafa yemin teklif etme hakkı olduğu-