İcra ve İflas Kanunu'nda taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmadığı ve aynı takip dosyasından olsa da konulan her haciz yeni bir haciz olup borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkının olduğu- Borçlunun meskeniyet şikayetine konu ettiği taşınmaz üzerinde 25.07.2013 tarihinde yeniden haciz konulan haciz yönünden (1 yıllık) satış isteme süresi geçmiş ise de, 21.11.2012 tarihinde konulan haciz yönünden- o tarihte yürürlükte olan İİK'nun 106. maddesi uyarınca- satış isteme süresi, 2 yıl olduğundan ve henüz geçmediğinden, haczin düştüğünden söz edilemeyeceği-
Satış bedelinden 3. sıra iptal edilmiş olsa da, 7. sırada yer alan şikayetçiye intikal edebilecek para kalmayacağından şikayetçinin sıra cetvelinin 3. sırasındaki alacaklıya yönelik şikayette bulunmakta hukuki yararının bulunmadığı- Sıra cetveliyle ilgili başlatılan haciz ve satış süreleri, başlatıldığı tarihteki yasa hükümlerine tabi olup sonradan yapılan değişikliklerde belirtilen süreler önceki yasa zamanında başlatılmış süreleri etkilemeyeceği-
Şikayetçinin UYAP üzerinden, satış talebinde bulunarak satış avansını yatırmış olduğu anlaşıldığından, satış talebi ve avansının bir yıllık süresi içerisinde yapıldığı gözetilerek, şikayetin esasına girilerek uyuşmazlığın sonuçlandırılması gerekeceği (İİK. mad. 106, 110)-
İcra mahkemesi kararlarından hangilerinin temyiz olunabileceğinin özel hükümlerle ve genel olarak da İİK'nun 363. maddesinde birer birer açıklanıp gösterildiği, bunların dışında kalan mahkeme kararlarının kesin olduğu-
Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebileceği-
İstihkak davası sonucuna kadar haczin durması için üçüncü kişi tarafından verilen teminat mektubunun icra dosyasına konu borcun tahsili için paraya çevrilmesi mümkün olmadığı-
İİK'nun 106. maddesinde öngörülen satış isteme süresinin geçmediğinin anlaşıldığı-
Borçlunun 3. kişi bankadaki mevduatının, İİK. mad. 106/2 koşullarında menkul hükmünde olduğu, 3. kişi bankaya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesine karşılık 3. kişinin süresi içerisinde, borçlunun mevduatları üzerinde rehin hakkı olduğunu ileri sürmesinin, 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olup, alacaklı, 3. kişi tarafından 89/1 haciz ihbarnamesine verilen cevabın aksini icra hukuk mahkemesinde ispat ederek, üçüncü kişinin İİK'nun 89/4.maddesi uyarınca tazminata mahkum edilmesini isteyebileceği, ancak yapılan bu itiraza rağmen 3. kişi bankaya 89/2 haciz ihbarnamesi veya haciz müzekkeresi gönderilemeyeceği- 3. kişi Bankanın 89/1 haciz ihbarnamesine karşı, takip borçlusunun Banka nezdindeki mevduatları üzerinde rehin hakkı bulunduğuna dair beyanının, İcra İflas Kanunu'nun haciz ihbarnamesine yapılan itirazlar bakımından, özel bir düzenleme getirdiği gözetilerek, İİK 97 ve 99. maddeler kapsamında değil, İİK'nun 89/1 ve 89/4 maddeleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekirken, İcra Müdürlüğü'nün İİK'nun 99. maddesi gereğince işlem yapması gereğinden bahisle hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Satış isteme süresi, hak düşürücü nitelikte olup, bu sürenin geçmesi halinde haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Satışa konu taşınmazların ihtiyati haciz kararına dayanılarak haczedildiği, bu hacze dayalı olarak yapılan keşif sonrası bilirkişi raporu düzenlendiği, bu raporda belirtilen bedelin, feshi istenen ihalede tahmini bedel olarak esas alındığı, iki yıllık satış isteme süresi dolmadan satış talebinde bulunularak aynı gün icra müdürü tarafından belirtilen satış avansını yatırdığı, taşınmaz üzerine ikinci kez haciz konulmuş ise de, ihalenin geçerli ilk hazce dayalı olarak yapıldığı anlaşıldığından, süresinde satışın istenmiş olduğu ve ihalede başkaca bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşıldığından, ihalenin feshi isteminin reddi gerekeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı, satış ilanının borçlu vekiline tebliğ edildiği anlaşıldığına göre, mahkemenin bu yöndeki ihalenin feshi sebebinin yerinde olmadığı-