Haczin yenilenmesi diye bir müessese mevcut olmadığı- Şikayete konu taşınmaz üzerine konulan hacizden itibaren alacaklının bir yıllık satış isteme süresi içerisinde satış talebinde bulunmadığı anlaşıldığından, alacaklının sonraki talebinin yeni bir haciz talebi mahiyetinde olduğu- Mahkemece, şikayetin kabulü ile ilk haczin kaldırılması talebinin reddine yönelik icra müdürlüğü işleminin iptaline ve haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Satış talebini geri alan alacaklı tarafından icra emrinin tebliğinden itibaren kalan satış isteme süresinde yeniden satış isteminde bulunulmadığı açık olduğundan, geçerli bir satış isteminin varlığından söz edilemeyeceği-
İİK'nun 89/3. maddesine göre yapılan bildirimin şikayetçi üçüncü kişiye tebliğ edilip süresi içinde menfi tespit davası açılmaz ise haciz ihbarnamesi ile bildirilen borç üçüncü kişinin zimmetinde sayılacağından, üçüncü kişinin malların haczinin mümkün hale geleceği- Şikayetçinin, İİK'nun 89/3'e göre kendisine gönderilen bildirime ilişkin tebligatın usulsüz olduğunu bu nedenle anılan maddede öngörülen menfi tespit davası açma süresinin işlemeye başlamadığından borcun zimmetinde sayılmadığını, menkul mallarına konulan haczin kaldırılmasını talep ettiğine göre, mahkemece İİK'nun 89/3. maddesine göre şikayetçiye gönderilen tebligatın usulüne uygun olup olmadığı incelemesi gerektiği-
Satış isteme süresinin geçmesi nedeniyle haczin kalkmış olmasına rağmen yapılan ihalenin feshi gerekeceği- Alacaklı tarafından 1 yıllık süre dolmadan satış talep edilerek, bir miktar satış avansının da dosyaya yatırıldığı anlaşılması halinde, İİK'nun 106-110. maddelerinde öngörülen sürenin dolmadığının kabul edileceği- Satış bedelinin, taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde olması ve borçlunun, kıymet takdirinin esasına yönelik itirazının bulunmaması halinde, şikayetçinin, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmayacağı-
İİK. mad. 111 gereğince yasal şartların bulunması nedeniyle borçlunun borcunu taksitler halinde ödeme taahhüdünün, sadece adı geçen borçlu hakkındaki takibin durması sonucunu doğuracağı-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 106-110 maddeleri gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayet olup, borçlunun şikayeti hakkında ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusunun, İİK'nun 106-110. maddeleri gereğince süresinde satış istenmemesi nedeni ile hacizlerin kaldırılmasına ilişkin şikayet olup, borçlunun şikayeti hakkında ilk derece mahkemesince verilen kararın kesin nitelikte olduğu-
Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerektiği-
Alacaklının usulüne uygun olarak yapmış olduğu satış talebinin, satış isteme süresini, icra müdürlüğünün bu konuda bir karar vermesi gerekmeksizin keseceği-
İcra müdürlüğünce, hacizlerin sehven kaldırıldığından bahisle daha önce konulan hacizlerin eski tarih ve sıralarıyla tekrar ihyasına karar verilmişse de, üçüncü kişi nezdindeki hacizlerin ihyası mümkün olmayıp icra müdürlüğünün bu kararının, yeni haciz konulması niteliğinde olduğu ve bu durumda, İİK mad. 106/2 uyarınca, borçlunun üçüncü kişi nezdindeki alacağı taşınır hükmünde olup, haczedilen paranın dosyaya celbinin istenmesi, satış talebi yerine geçeceği ve  paranın dosyaya celbi için, borçluya ait istenilebilir bir alacağın bulunması gerektiği-