Borçlu taşınmaz kaydına konulan haciz için meskeniyet şikayetinde bulunmuş ise de İcra Müdürlüğü kararı ile İİK. mad. 106 'da öngörülen yasal sürede satış istenmemesi nedeniyle aynı Kanun'un 110. maddesi uyarınca haczin düştüğüne karar verildiği; karar tarihi itibarıyla dava konusu kalmadığı ve karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği-
Alacaklı vekilince "satış talebinin reddi kararının iptaline ve satış avansının yatırıldığı tarih itibariyle satış talebinin kabulüne karar verilmesi" istemi ile icra mahkemesine yapılan başvuru üzerine verilen icra mahkemesi kararının temyizi kabil olduğu- Alacaklı vekilinin talebi ile icra müdürlüğüne başvurarak "borçlu adına kayıtlı taşınmazın satışının yapılmasını, satış masraflarının depo edilmesini ve satış talebinin kabulünü" talep ettiği, icra müdürlüğünün aynı günlü kararı ile "kıymet takdirinin ilgililere tebliğ edilmediği, dosyadaki avansın yeterli olmadığı, ek satış avansının yatırılması ve eksikliklerin tamamlanması halinde satış talebinin değerlendirilmesine" karar verildiği, alacaklı tarafından da aynı tarihte avansın yatırıldığı görüldüğünden, satış talebinin reddi kararının yasaya aykırı olduğu- K. takdiri işlemi satışa hazırlık işlemi olup, kıymet takdir raporunun tebliğ edilmemiş olması, kıymet takdirine itiraz edilmesi, satış talebinde bulunulmasına ve dolayısıyla satış kararı verilmesine engel teşkil etmediği-
İİK. mad. 110 uyarınca, satış talebi yapıldığında, icra müdürünün, alacaklıdan, satış avansını 15 gün içinde depo etmesini talep etmesi gerektiği- İcra müdürünce verilen süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise haciz kalkacağı- Alacaklı "satış kararı verilen taşınmazla ilgili uygun görülecek satış avansının dosyaya depo edilmesini" talep etmişse de, alacaklı tarafın satış talebinin ve icra müdürlüğünce verilmiş bir "satış kararının bulunmadığı" anlaşıldığından, süresinde satış avansının yatırılarak geçerli bir satış talebinde bulunulmadığından, taşınmazı hacizli olarak satın alan 3. kişinin "haczin fekki" talebine ilişkin şikayetinin kabulü gerektiği-
İİK. 89 uyarınca, haciz tebliğ yazısını alan üçüncü kişinin, artık borçluya ödeme yapamayacağı ve sadece icra dairesine ödemede bulunabileceği- İflasın ertelemesi davasında verilen tedbir kararından sonra borçlular hakkında ihtiyati haciz kararı alınarak, genel haciz yoluyla takip başlatıldığı ve İİK’nun 89/1 maddesine göre düzenlenen ihtiyati birinci haciz ihbarnamelerinin çıkarıldığı görülmekte olup tedbir kararı üçüncü kişinin haczedilen miktarı icra dosyasına ödemesine engelleyici nitelikte olduğundan, haciz ihbarnameleri tüm sonuçları ile birlikte kaldırılamayacağı; tedbir kararında açıkça ihtiyati hacizlerin kaldırılması belirtilmediği sürece ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği- Alacaklının şikayetinin kısmen kabulü ile birinci haciz ihbarnamesinin kaldırılmasına ilişkin memurluk işleminin iptali ile haciz ihbarnamesi muhafaza tedbiri olduğundan haczedilen paranın icra dosyasına gönderilmesinin istenmemesine karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazda davacının malik olduğu, 27.6.1947 yılında ... hissesine şerh konulduğu ancak adı geçen sahsın adına mülkiyet olmadığı, söz konusu şerhin Mal Müdürlüğü tarafından konulduğu konan şerhin davanın açıldığı tarihe göre ilgilisine herhangi bir yarar sağlamadığı, günümüzdeki tapu kayıtlarının yansıtılmasında herhangi bir anlamı kalmadığı davacının dava açmakta hukuki yararının bulunduğu-
Alacaklı tarafından icra müdürünce verilen İİK. mad. 110'da belirtilmiş onbeş günlük süre içinde belirtilen satış avansı depo edilmez ise, anılan hüküm gereği haczin kalkacağı- Yakalama işleminin satış isteme süresini kesmeyeceği, alacaklının ilamsız takiple borçluya ait haciz konulmuş her bir araç için satış avansı yatırarak satış talebinde bulunmasını reddeden memurluk işleminin iptali isteminin kabulü gerektiği-
Şikayet tarihi itibariyle haczin düşmüş olması halinde, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararının bulunmayacağı-
Takibin kesinleşmesi üzerine, borçlunun aracına 09.04.2015 tarihinde haciz konulduğu, alacaklının ise, 28.05.2015 tarihinde (süresinde) satış talep ettiği- Alacaklı tarafından süresinde satış istenmiş olup, diğer satış şartlarının oluşup oluşmadığı ya da kıymet takdirinin yapılmamış olması satış talebinde bulunulmasına engel olmadığı, ancak icra müdürlüğünce satış şartlarının oluşup oluşmadığının, yeniden kıymet takdirinin yapılmasının gerekip gerekmediğinin ayrıca değerlendirilmesinin zorunlu olduğu- Satış talebinin yasal süresinde olması sebebi ile şikayetin bu çerçevede (yani süresinde satış talebinde bulunulması yönünden) kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Aracı haciz konulduktan sonra satın alan şikayetçinin, "süresinde satış istenmemesi nedeniyle haczin düştüğü" gerekçesiyle "haciz kaydının iptalini" istemekte hukuki yararının bulunduğu, mahkemece, "şikayetçi 3. kişinin icra takibinde taraf olmadığı, aracın sahibi veya alacaklı olmadığı" gerekçesi şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı vekilinin "haczedilen taşınmazların satışı için talimat yazılmasını, satış avansının depo edilmesini" talep ettiği, icra müdürlüğünün "kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra satış işlemine geçilmesine" karar verdiği ve "satış avansı alınmadığı", alacaklı vekilinin "satış avansının depo edilmesini" talep ettiği halde, icra müdürlüğünün "kıymet takdirinin kesinleşmesinden sonra işlem yapılacağına" yönelik kararı nedeniyle, satış avansının alacaklı tarafından yatırılamadığı, daha sonra da icra müdürlüğü tarafından İİK. mad. 110 uyarınca satış avansının ... gün içinde depo edilmesinin alacaklıdan talep edilmediği anlaşıldığından, alacaklı vekilinin usulüne uygun olarak süresinde satış talebinde bulunduğunun kabulü gerektiği-