Mahkemece her nekadar İİK'nun 106 ve 110. maddeleri gereğince değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş ise de; takip, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla olup, takip tarihi itibariyle uygulanması gereken İİK'nun 150/e maddesi gereğince borçluya ödeme emrinin tebliğinden itibaren iki yıl içinde satışın istenmemesi ve satış avansının yatırılmaması halinde İİK.'nun 150/e maddesine göre takibin düşürülmesine karar verileceği-Mahkemece, iki yıllık sürede usule uygun satış istenmemesi nedeniyle takip düştüğünden ve takibin düştüğü tarihten sonra yapılan işlemler yok hükmünde olacağından ihalenin feshi isteminin kabulü gerekeceği-
Düşen hacze dayalı olarak belirlenen kıymet takdiri herhangi bir hüküm ve sonuç doğurmayacağından, satışa esas alınması da mümkün olmadığı, bu hususun mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği ve ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği-
Satış isteme süreleri hak düşürücü nitelikte olup; icra müdürünün satış talebinin öngörülen süreler içinde yapılıp yapılmadığını re'sen gözetmesi gerektiği- Satış isteme sürelerinin geçmesine rağmen, icra müdürünün satış talebini kabul etmesinin, İİK.'nun emredici nitelikteki anılan maddelerine aykırı bir durum yaratacağı, ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görev olduğu-
Şikayet olunanın şikayete konu olan haczi yasa değişikliğinden önce koydurması nedeniyle satış istemek için gerekli olan satış isteme süresinin bir yıl olduğu şikayetçinin ihtiyati haczinin kesinleşme tarihinin de şikayet olunanın haczinden sonra olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddi yönünde kurulan hükmün isabetli olduğu-
Borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacağının haczinde, satış talebinden anlaşılması gerekenin, İİK.nun 120/2. maddesi uyarınca yetki talebinde bulunmak olduğu- Buna göre, alacaklının hak ve alacağın haczinden itibaren İİK.nun 106. maddesinde öngörülen bir yıllık sürede icra müdürlüğüne başvurarak İİK.nun 120/2. maddesine göre kendisine yetki verilmesini talep etmesi gerekmekte olup, aksi halde İİK.nun 110. maddesi uyarınca haczin düşeceği-
Borçlunun üçüncü kişilerdeki alacaklarının menkul hükmünde olduğu- Borçlunun üçüncü kişideki hak ve alacaklarının haczi halinde, alacaklının, icra müdüründen takip yetkisi alarak haczedilen hak ve alacağın tahsilini sağlaması gerektiği, borçlunun üçüncü kişilerdeki hak ve alacağının haczinde, satış talebinden anlaşılması gerekenin, İİK. mad. 120/2 yetki talebinde bulunmak olduğu ve buna göre, alacaklının, hak ve alacağın haczinden itibaren İİK. mad. 106 uyarınca, 6 aylık sürede icra müdürlüğüne başvurarak, İİK mad. 120/2 gereğince, kendisine yetki verilmesini talep etmesi gerektiği, aksi halde İİK. mad. 110 uyarınca haczin düşeceği-
Taşınmazın satışı bir yıl içinde istenmez veya talep geri alınıp da, bu müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkacağı ve bu durumda yapılan ihale usulsüz olup ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği- Artırma bedelinin malın tahmin edilen bedelinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bunlardan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesinin zorunlu olduğu-
Alacaklı, haciz tarihinden itibaren bir yıllık sürede haciz istediğinden, haczin düştüğünden söz edilemeyeceği, bu durumda meskeniyet şikayetine konu edilen taşınmaz üzerindeki haciz geçerliliğini sürdürdüğüne göre mahkemece şikayetin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği -
2004 sayılı İİK'nin 89.maddesinde düzenlenen 15 günlük süre, hak düşürücü süre olup, taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile, yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen nazara alınacağı-
Taşınmaz üzerindeki haczin düştüğü (İİK. mad. 106,110) iddia edilmemesine karşın, mahkemece "haczin düştüğü" gerekçesiyle "ihalenin feshine" karar verilmesinin hatalı olduğu- İcranın durdurulması kararı (İİK. mad. 22) bulunmadığından, "meskeniyet iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayeti çerçevesinde belirlenen bedelin güncel verilere göre yeniden tespiti talepli açılan davanın devam ettiği, bu nedenle ihalenin usulsüz olduğu" gerekçesiyle "ihalenin feshine" karar verilmesinin isabetsiz olduğu-